İlk Defa 1800'lerde Anadolu Hisarı'nda Atılan İftar Topu Geleneğinin Tarihi
avrupa’da, ateşli silahlarda barut, ilk kez 13. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. 14. yüzyılda da barutun topçuluk alanında kullanılması geliştirilmiştir. barutun, bugünkü anlamıyla, ilk olarak. ingilizlerle fransızlar arasındaki cressy savaşı’nda (1346) kullanıldığı sanılıyor. barutun çin de m.ö dönemlerden bu yana kullanıldığı rivayeti olmasına karşın avrupa da 14 yüzyılda ilk kez gerçek anlamda kullanılıyor.
dolayısıyla, iftarı müjdeleyen top atışı uygulaması bir islami usul değil. peygamber efendimizin yaşadığı dönemde ne barut var, ne de top ne de iftar topu.
zaten bu uygulamanın ilk yapılışı 1800'lü yıllarda istanbul'da anadolu hisarı'ndan iftar vaktinin geldiğini belirten top atışı yapılmasıyla oluyor. halk tarafından sevilen bu uygulama rumeli hisarı ve daha sonra yedikule surlarından top atışlarının yapılmasıyla devam ediyor. ilk dönemler hem iftar hem sahur vaktinde top atışı yapılırken zaman içinde sahur top atışı uygulamasından yer yer vazgeçiliyor.
kısa sürede tüm osmanlı illerine yayılan uygulama doğal olarak birtakım kazaları da beraberinde getirmeye başlıyor. osmanlı kayıtlarında iftar top atışı sırasında yaralanan 7 farklı vakadaki yaralılara ömür boyu maaş bağlandığı biliniyor. kayıtlara geçmemiş kaza sayısı bilinmiyor. fakat sayısının hiç az olmamasını 1800'lü yılların ortalarında iftar topu geleneği ile ilgili padişah fermanı olmasından anlıyoruz. bu fermandan sonra sur ya da kalesi olmayan vilayetlerde top atışı yasaklanıyor. o bölgelerde top yerine tüfek ateşleniyor.
günümüzde ülkemizde ve osmanlı hakimiyetindeyken bu geleneği benimsemiş bazı coğrafyalarda bu gelenek yaşatılmaya devam etmeye çalışılıyor. bunlardan en tipik ve belki de hüzünlü olanı kudüs. işgal altındaki doğu kudüs'ün eski şehir bölgesi ve çevresinde yaşayan filistinliler, osmanlıdan yadigar bu geleneği, ramazan adetlerinin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. doğu kudüs'teki selahaddin caddesi'ndeki mezarlıkta bulunan ramazan topunu 120 yıldır filistinli sanduka ailesi ateşliyor. aileden bu görevi en son devralan recai sanduka, ramazan topu ateşleme görevini önce dedesi el-hac emin, daha sonra da babası el-hac yahya'nın yürüttüğünü söylüyor:
"babamdan kalan bu geleneği korumada ısrarcı oldum."
recai bey, israil'in top atışı sertifikası almalısın vs. gibi bürokratik zorluklar ile yıldırma politikası izlemesine rağmen hiç bir ücret almadan hatta kullandığı ses bombalarının ücretini kendi ödemek pahasına geleneği yaşatmaya çalışıyor. güneş batmadan ve doğmadan önce iki kez mezarlığa giden sanduka dedesinin kullandığı osmanlı topunun şuan kullanmadığını o topun mescid-i aksa'daki müzeye konulduğunu kendisinin ürdün hükümetinin verdiği top ile atışlar yaptığını anlatıyor. barut kullanması yasak olduğu için ses bombası kullandığı ve her atış sırasında israilli askerlerin kendisine refakaat ettiğini söylüyor.
recai abimize ve tek başına verdiği bu anlamlı mücadeleye saygı duymakla birlikte abimizin bu mücadeleyi yalnız başına vermemesi gerektiği kanaatindeyim. o bir sabah uyanır ve tamam bırakıyorum derse osmanlı'dan yadigar bu gelenek kudüs'te son bulacak. osmanlı'nın bir izi daha o coğrafyada silinecek. osmanlı dizilerine yüz milyonlarca lira harcayan devletimiz osmanlı için bir şeyler yapmayı recai abimize maddi ve manevi destek olmayı düşünmez mi? kimse destek olmasa da ben buradan destek olacağım sana recai abi. belki torunların internet kullanıyordur. belki bir google aramasında bu yazı çıkar. dedeniz ile gurur duyun; o tek başına onurlu bir mücadele verdi. o esaslı bir adamdı. tıpkı babası ve babasının babası gibi.