İnsanları Nüfus Adı Altında Düzenlemenin Siyasi Literatürdeki İsmi: Biyopolitika

Biyopolitika nedir? Anlamı nedir? İşlevi nedir? Nüfus siyasetini inceliyoruz.
İnsanları Nüfus Adı Altında Düzenlemenin Siyasi Literatürdeki İsmi: Biyopolitika
iStock

nedir?

bir yönetim biçimi olarak, bedenleri ve davranışları yöneten ve bunlar üzerindeki pratik süreçler bütünü olarak anlaşılması gereken, foucault ile ünlenen kavram. asıl öznesi de gündelik/yalın yaşam, özellikle de çıplak biyolojik yaşam... foucault’nun bio-iktidar nosyonu, ‘doğası’ gereği şiddet içermeyen ancak işleyiş mantığı nedeniyle şiddete neden olabilen bir iktidar biçimi olarak tanımlanıyor. foucault, cinselliğin tarihi’nde, bir toplum için “modernliğe girme eşiği”ni, insan türünün bahis konusu olarak siyasal stratejiler içinde yer almaya başlamasıyla olduğunu savunuyor,. foucault işte buna “biyo-iktidar” diyor. yani biyopolitika/biopolitics modern zaman iktidarını tanımlamak ve işleyiş mantığını açıklamak için sosyal bilimlerde kullanılmakta.

önce göçebe nüfusları yerleştirmek,
sonra yerleştirdikleri isyan etmesin diye yerlerini değiştirmek,
sonra -ve o sıralarda- onları saymak dökmek,
sonra yine yer değiştirtmek (mübadele),
bu esnada da kah hamiyet kah şiddet yoluyla sayılarını kontrol etmek,
bunun ötesine de çocuk yapmalarını teşvik ederek ve yasaklayarak geçmek...
devletini yaratan toplumu sollayarak toplumunu yaratan devlete dönüşmenin bir sonraki aşamasında moleküllere sirayet etmek...

detaylandıralım

ilk kez g.w. harris'in 28 aralık 1911'de yazdığı kısa bir makalede kullandığı ve literatüre kazandırdığı kavramdır. ardından ise sistemli olarak ilk kez kavramı rudolf kjellen 1920'lerde kullanmaktadır. türkiye ve dünyada ise kavramı dillerimize dolayan esas isim michel foucault. ona göre; modern devletin bir taktiğidir ve modern devletler artık kendini ölüm mefhumundan sıyırarak yaşatma eksenli inşa etmişlerdir. ölümden sıyrılmalarının en büyük nedenlerinden biri bu alanda devlet mekanizmasının etkisiz kalışı ve elbette kapitalist reproduction süreçlerinde emeğin, iş gücünün gerekliliği.

bu noktada giorgio agamben bir şerh koymuştur ve foucault'nun belirsizliklerle dolu bir miras bıraktığını ifade etmiştir. zira foucault college de france derslerinde de dahil olmak üzere net bir tanım bırakmamış ve muğlâklıklar üzerinden bir şema çizmiştir. agamben bu nedenle kavramın eksikliklerini gidermeyi ve yeni bir okuma yapma gerekliliğini ortaya atmıştır. onun getirdiği farklı yorum ise antikiteden beri esasında kavramın arkeolojisini yapmaktadır. agamben kavramı modern devlet aygıtıyla ilişkilendirmez ve arkeolojik çalışmasını çok daha eskilere götürür. agamben bu noktada biraz daha istisna hali üzerinden bir yapı inşa ederek carl schmitt üzerinden yeni bir okuma gerçekleştirir.

kavrama katkı yapan kişiler bunlarlar sınırlı değil tabii. thomas lemke, antonio negri, michael hardt gibi isimleri de bu alana gönül rahatlığı ile dahil edebiliriz. ancak en başta da belirttiğim gibi alan okumaları ve üretimleri maalesef michel foucault kıskacında kalmıştır.

biyopolitika kavramı siyaset ontolojisi tartışmalarında vazgeçilmez hale gelmiş bir kavramdır

biyopolitika kavramını anlamak insan bedenlerinin yönetimi olgusunu anlamaktan geçer. bu yönüyle siyasete olan bakış açımız bu kavramı incelerken "hayat" ların yönetimidir.

michel foucault, disiplin ve kontrol toplumu ayrımı çerçevesinde kavramı çoğunlukla modern devletin başlangıcı ve sonrası için kullanırken, agamben homo sacer'de biosiyasetin iktidarın doğasında olduğunu antik yunan'dan verdiği örneklerle çok daha gerilere götürür. hatta siyasetin kendisinin bizzat yalın hayatın şekillendirilmesi olduğunu ifade eder. tahminimce, foucault'un modern döneme yaptığı vurgu, disiplinin aklı için uygun mantıkları topluma yayan disiplin kurumlarının ( hapishane, fabrika, üniversite, okul, tımarhane vb.) etkilerinin artmasında yatmaktadır.

iktidar, muktedirliğini nüfusu oluşturan bireylerin beyinleri ve bedenleri üzerinden tüm topluma yayarak ortaya koyabilmektedir. bu şekliyle tıpkı foucault'un dediği gibi: "hayat artık [...] iktidarın bir nesnesi haline gelmiştir." ve tahmin edileceği üzere, iktidarın en önemli işlevi hayatı sadece kuşatmak, grand enfermement'i (büyük kapatılma) sağlamak ve yönetmek değil aynı zamanda söz konusu iktidarın bireyler üzerinden yeniden üretimini gerçekleştirmektir.

yani siyasal olan bedenin kontrolüne ve bu yolla iktidarın yeniden üretimine ilişkin olandır. tam da bu noktada, biyopolitika kavramının içinde kendisini barındıran bir diğer kavram vardır ki , o da governmentality'dir: