İnsanoğlu Bir Gün Uzayda Koloni Kurabilecek mi?

İnsanoğlu, doğası gereği her zaman bir göçebe tür olmuştur. Bir gün Dünya’yı terk etmek zorunda kaldığımızda, başka bir gezegende sürdürülebilir bir medeniyet kurmak için kaç kişiye ihtiyacımız olacak? Bunu başarabilir miyiz?
İnsanoğlu Bir Gün Uzayda Koloni Kurabilecek mi?

bir gün gelecek ki insanoğlu yaşadığı bu gezegenden tamamen gidecektir. çünkü tarihten biliyoruz ki doğamız gereği göç yapan bir türüz bunu kavimler göçü olarak nitelendirdiğimiz göç dalgasında gördük ve dünya üzerindeki dinamikleri değiştirdik. yine olası bir çok sebepten ötürü doğup yaşadığımız, bizi biz yapan biricik yuvamızı terk etmek zorunda kalacağız.

bunun nedenlerini kısaca sıralayacak olursak hastalıklar, dünyanın doğal yapısının bozulması, savaşlar, kaynakların bitmesi vb...... gibi bir çok kıyamet senaryoları aklımıza gelmektedir. ayrıca her gün keşfettiğimiz yeni ve yaşanır gezegenlerin bizde bıraktığı merak duygusu buna bir etki de katmaktadır.

şu an için bu planlar sadece kağıt üzerinde tartışılmaktadır diyebilirz. fakat bir gün, o gün geldiğinde biliyoruz ki tüm insanlığı diğer gezegene taşıyamayacağıma; çünkü bunun önündeki en büyük engel ekonomik problemler ve para olacaktır. onun için ilk aşamada belli sayılarda insan göndermek zorunda kalacağız.

peki başka bir gezegende insan kolonisi kurmak için kaç çift gerekir?

ilk başta basit bir öneriyle başlayalım derim; 2016 yapımı passengers filmi böyle bir konuyu işlemektedir belki düşünmenize yardımcı olabilir. bunu da öğrendikten sonra hemen bu konuyu irdelemeye başlayalım.

şimdi insanlığın başka bir gezegende koloni kurma hayali, bir çok bilim kurgu eserlerinden tutunda bilimsel araştırmalara kadar geniş bir yelpazede düşünülmüş, tartışılmıştır ve hatta öğrendiğimiz yeni şeyler ışığında da bu tartışmalar devam etmektedir. ancak bu hayali gerçekleştirmek için birçok soruya cevap verilmesi gerekmektedir. bu soruların belki de en önemlisi şudur; bir koloninin sonsuza kadar sürdürülebilir olması için kaç çift insana ihtiyaç vardır?

en başta aklınıza adem ve havanın hikayesi veya nuh tufan hikayesi gelebilir. çünkü her iki hikayede, tek bir çiftin tüm insanlığı ve hayvanların diğer tüm hayvanları oluşturduğunu öne sürer. ancak modern genetik ve popülasyon biyolojisi açısından, böyle bir senaryo oldukça sorunlu ve başarısız olma olasılığı yüksektir.

bu durumun nedenine bakacak olursak eğer; ilk başta karşımıza genetik etki, kurucu etkisi ve inbreeding depresyonu gibi etkiler karşımıza çıkacaktır. bu da dar bir popülasyonun bir çeşit yan etkisidir. yani kişilerin az olmasından kaynaklı genetik çeşitlilik açısından ciddi problemler yaratır. yani küçük bir popülasyonla başlayan veya iki bireyden türeyen bir gruplar, sınırlı genetik varyasyona sahiptir. bunun sonucunda kaçınılmaz olarak, yakın akrabalar arasında üreme anlamına gelmektedir. ve bu, genetik bozulmayı hızlandırır, genetik hastalıkların artmasına sebep olur ve oluşan toplumun adaptasyon yeteneğinin azalmasına neden olacağından nesiller üredikçe ölüm oranlarını artırarak popülasyonun yok olmasına neden olur.

bir örnek verecek olursak; tarihte homo floresiensis denilen flores adası'nda yaşamış bir arkaik insan türüdür bulunmaktadır. bu tür adada kapalı kaldığından dolayı yukarıda anlattığım akrabalı çoğalmanın sonucu yukarıda saydığım problemlere maruz kalmışlardır diye düşünülmektedir.

ayrıca bununla ilgili hayvansal araştırmalarda ve matematiksel modellerde de görüyoruz ki, iki bireyle başlayan bir nüfusun genellikle 10-20 nesil içinde genetik bozulma nedeniyle yok olacağını göstermektedir.

tabi bir popülasyonun devam etmesi sadece birey sayısına bağlı değildir. çevresel faktörlerde çok önemlidir. aç ayı oynamayacağı gibi çoğalamaz da. yani kaynakların sürdürülebilir yönetimiyle de sınırlıdır.bununla ilgili biosphere 2 diye bir deney bulunmaktadır. 1991 yılında gerçekleştirilen bu deney, izole bir ekosistemde insanların kendi kendine yeterli olup olamayacağını test etti. ancak oksijen seviyeleri düştü, bitkiler yetersiz kaldı ve deney başarısız oldu. bu durumda bize , kolonilerde kaynak yönetiminin ne kadar karmaşık bir mesele olduğunu göstermektedir.

bir başka faktörde toplumsal dinamikler ve psikolojik bir çok bilim kurgu film senaryosunda görüyoruz ki uzay yolculuğu veya izole koloniler(lost dizisi buna bir örnek olabilir), insanların psikolojik sağlıklarını tehdit eden unsurlar içerir ve bireyler birbirleriyle uyum içinde yaşayamazlar yani bir elin parmakları bir değildir . yine uluslararası uzay istasyonu'ndaki astronotlar, izolasyon ve monotonluğun ciddi zorluklar yarattığını rapor etmişlerdir.

bunlardan sonra sorumuzu tekrarlıyoruz; başka bir gezegende insan kolonisi oluşturmak için kaç çift gerekir?

her şeyin optimum olduğu ve her şeyin düzgün bir şekilde ilerleyebildiğini varsayacak olursak ve yukarıdaki tüm bu verileri iyi bir şekilde analiz ettiysek , bir koloninin sürdürülebilir olması için gereken çift sayısını şöyle özetleyebiliriz.

alt sınıra baktığımızda 50-100 çift, genetik çeşitliliği minimum düzeyde sağlamak için başlangıç olarak yeterli olabilir.ama unutmayın bu bir başlangıç yani uzun vadede sürüye dışarıdan yeni bireyleri katmamız gerekmektedir.

ideal durumda ise araştırmalar bize gösteriyor ki 500-1.000 çift, genetik çeşitlilik açısından istediğimiz düzeydedir ve diğer problemleri, sosyal dinamikleri desteklemek için daha güvenli bir seçenektir.

uzun vadede ise 10.000 kişi civarında bir nüfusu, başka bir yere taşıdığımızda, tamamen kendi kendine yetebilen bir toplum oluşturmak için gerekli kabul edilmektedir.

sonuç olarak bu söylediğimiz şeyler ve başka bir gezegende sürdürülebilir bir koloni kurma hayali, karmaşık bir süreçtir, ancak insanlığın artan bilgi birikimi, işbirliği ve yaratıcılığıyla bu olayı mümkün kılabilir diyebilirim.

kaynak: 1234