İsmet İnönü, Türkiye'yi İkinci Dünya Savaşı'ndan Uzak Tutmayı Nasıl Başardı?

İkinci Dünya Savaşı'nda ortalık kırılırken Türkiye, nasıl oldu da bu savaşta taraf olmamayı başardı?
İsmet İnönü, Türkiye'yi İkinci Dünya Savaşı'ndan Uzak Tutmayı Nasıl Başardı?

ikinci dünya savaşı... dünya resmen kavruluyor ve ikiye bölünmüş durumda, herkes ya hitler'in ya da müttefik devletlerin yanında saf tutmuş. peki savaş olur da türkiye olmaz mı? her savaşa "ooo savaş mı? alırım bir dal" demesiyle bilinen türkiye, diplomasinin kitabını yazmış inönü sayesinde bu savaştan uzak durmayı başarıyor. ismet paşa'nın soğukkanlı stratejileri, zeki manevraları ve ustalıkla yürüttüğü diplomasi sayesinde belki ülkenin sonunu getirebilecek bir savaş, türkiye'ye pek uğramıyor bile.

türkiye o dönem daha yeni kurulmuş bir cumhuriyet sayılır. henüz önceki savaşın yaralarını sarıyor, ekonomisini toparlıyor. kurtuluş savaşı'nın izleri ve yaraları hâlâ taze. böyle bir ülkenin yeni bir savaşa daha girmesi demek, daha başlamadan bile büyük bir yıkımla karşı karşıya kalması demekti. ismet inönü de bunun farkında olarak hareket etti. denge politikasıyla iki tarafı da idare etmeye çalıştı. hem nazi almanyası ile ilişkilerini bozmadı, hem de müttefiklerle temas halinde kaldı. bir nevi iki arada bir derede kaldı, ama savaşın dışında kalmayı da başardı.

almanya, türkiye'yi bir şekilde yanına çekmek ya da en azından müttefiklerin safına geçmesini engellemek için epey bastırıyordu. hitler'in ismet inönü'ye yazdığı mektuplarda, alttan alta tehditler vardı. bulgar sınırlarına dayanmış olan nazi askerlerinin varlığı, türkiye'yi endişeye sürükleyebilirdi ve hitler bu konuda inönü'ye bir mektup yazarak "askerlerimizin niyetini farklı algılamayınız, türkiye'ye karşı herhangi bir niyetimiz yoktur" gibi şeyler söylemiştir. inönü, cevap olarak bir nevi "olsa da bir şey değişmez, tüm gücümüzle vatanımızı savunuruz" demiştir. bunun üzerine hitler, *'yü almanya'ya davet etmiş, fakat inönü böyle bir ziyaretin farklı algılanabileceğini düşünerek orgeneral cemal cahit toydemir 'i ziyarete göndermiştir ve cemal paşa, hitler'le görüşmüştür. bu görüşmeler neticesinde türk-alman saldırmazlık paktı yani dostluk antlaşması imzalanmıştır. zaten görüşmeler sırasında führer'in moralinin epey bozuk olduğu söylenir, çünkü savaş istediği gibi gitmiyordur. tüm bunlara rağmen inönü ne hitler'in gözdağına boyun eğdi ne de müttefik devletlerin baskılarına.

peki ismet inönü'nün başarısı sadece bu mu? elbette değil. diplomasi sanatını büyük bir ustalıkla kullandı. türkiye'yi stratejik olarak o kadar önemli bir noktada tuttu ki, ne nazi almanyası ne de müttefik devletler, türkiye'yi gözden çıkartamadı. her iki taraf da türkiye'yi kazanmaya çalışırken, türkiye, “tarafsızım, salın beni artık!” diyerek köşesine çekildi. üstüne üstlük, savaşın sonlarına doğru türkiye, nazi almanyası'nın yıkılacağını anlamış ve müttefik devletler'le daha sıkı ilişkiler kurarak, savaştan sonra kurulacak yeni dünya düzeninde yerini almıştır.

ismet inönü'nün o dönemdeki diplomatik başarısı, türkiye'yi savaştan uzak tutmakla kalmadı, aynı zamanda savaştan sonra ülkenin itibarını da zedelemedi. eğer ismet inönü, o ince diplomatik çizgide yürümeseydi, belki de bugün türkiye, ikinci dünya savaşı'nın yıkıcı etkileriyle bambaşka bir noktada olabilirdi. yani, hitler'in verdiği gözdağı mı dersin, müttefiklerin baskıları mı ? tüm bunlara rağmen her şeyden başarılı bir şekilde sıyrılan bir türkiye var karşımızda ve bu başarının arkasındaki en büyük isim: ismet inönü'dür!

bu vesileyle kendisini saygıyla yâd ediyoruz.