İstanbul Başakşehir'in Şampiyonluğunda Etkili Olan Özenli Yapılanma Süreci
istanbul başakşehir'in şampiyonluğu, katılmadığım bazı argümanlarla yorumlanıyor. modern futbol diyebileceğimiz dönemde hep 4 büyüklerin başarı hikayelerini izledik. bu başarıların bazılarını satırbaşlarıyla özetleyelim:
galatasaray
- derwall'le birlikte başlayan alman ekolü. (devamında feldkamp, rainer, saftig gibi hocalarla oturan hücum pres ve alan paylaşımı anlayışı.)
- hem altyapıdan hem anadolu'dan hem de gurbetçilerden oluşturulan yerli iskelet. (bülent, okan, tugay, suat, hakan ünsal, ergün, hamza, hakan, kubilay...)
- fatih terim dönemi - milli takım havuzu ve altyapıdan bazı eklemeler - ilk 11'in yarısı değişti
(ümit davala, fatih akyel, emre belözoğlu... tüm bunların popescu, hagi ve taffarel'le süslenmesi.)
- lucescu'nun ilk senesi. (hakan'ın yerine gelen jardel hariç neredeyse aynı kadro.)
- lucescu'nun ikinci senesi - ilk 11'in çoğu değişti. (mondragon, perez, fleurquin, ayhan, berkant, sergen, ümit karan...)
toplamda yaklaşık 13-14 yıllık bir süreç.
fenerbahçe
- çoğunluğu ümit milli takım iskeletini oluşturan gençlerle kurulan kadro. (serhat, volkan, tuncay ve semih'in yanına servet, mahmut, selçuk, kemal, önder ve serkan balcı'nın eklenmesi.)
- daum'la başlayan baskılı futbol. (van hooijdonk, alex, anelka, appiah'la üst seviyeye çıkılması.)
- zico'yla daha kontrollü tempoya geçiş - ilk 11'in çoğu değişti. (edu, lugano, deivid, kezman, tümer, roberto carlos, vederson, gökhan...)
- tekrar daum'la yeniden presçi futbol - ilk 11'in çoğu değişti. (bilica, andre santos, cristian baroni, mehmet topuz... hatta bir önceki sezon gelen emre ve güiza'yı da katabiliriz)
- aykut kocaman'ın ilk senesindeki hücumcu futbol - ilk 11'in bir kısmı değişti. (yobo, stoch, dia, niang...)
- aykut kocaman'ın diğer 2 senesi - ilk 11'in çoğu değişti. (egemen, ziegler, meireles, topal, sow, kuyt, webo...)
- ersun yanal sezonu - ilk 11'e birkaç takviye. (bruno alves, emenike, caner'in sol beke geçmesi, kısmen alper...)
2003-2014 arası toplamda 11 yıllık bir süreç.
trabzonspor
- ersun yanal'la başlayan yapılanma. (onur kıvrak, song, egemen, giray, mustafa yumlu, cale, ceyhun, colman, selçuk, alanzinho.)
- şenol güneş'in ilk 2 senesi - ilk 11'e birkaç takviye. (burak yılmaz, glowacki, jaja...)
2007'de başlayıp 2011'de galatasaray'ın selçuk, ceyhun ve engin baytar'ı (hatta sonraki dönem burak ve umut'u) almasıyla biten bu süreç sadece 4 sezon sürdü.
beşiktaş
- feda dönemiyle başlayan yapılanma. (tolga, ramon, atiba, oğuzhan, veli, olcay, gökhan töre...)
- bilic'le oynanan tempolu pas oyunu - ilk 11'e birkaç takviye. (sosa, demba ba, kısmen opare, kısmen cenk tosun...)
- şenol güneş'in ilk senesi - ilk 11'in bir kısmı değişti. (beck, marcelo, alexis, quaresma, mario gomez...)
- şenol güneş'in ikinci senesiyle başlayan kanat oyunu - ilk 11'in çoğu değişti. (fabri, tosic, adriano, caner, gökhan gönül, talisca, aboubakar, babel)
- şenol güneş'in üçüncü senesi - ilk 11'in bir kısmı değişti. (pepe, medel, vida, kısmen negredo, kısmen lens, kısmen vagner love...)
2012-2018 arası 5-6 senelik bir süreç. çok kısa sürede hızlı ve büyük değişimler yaşandığı için çabuk biten bir dönem oldu.
hepsinin ortak noktası
uzun veya kısa sürsün fark etmez, bir yapılanma başlatılıyor ve belli bir futbol kültürü oluşuyor. sonra doğru ekleme-çıkarmalar ile hocalar gelip gidiyor, oyuncular değişiyor, ama kültür değişmiyor. kurulan bu sistemler, metal yorgunluğuna ulaşınca, veya bazı dış etkenler sebebiyle sekteye uğrayıp, bir şekilde (doğal olarak) son buluyor.
hiçbir atılım sonsuza kadar sürmez elbet, bir yerde biter. ama bittiği yerde yeni yapılanmanın gecikmeden planlanması, hemen harekete geçilmesi lazım ki taze bir başlangıçla o futbol kültürü ölmesin. bizim kulüplerimizin sınıfta kaldığı nokta bu; miadı dolan yapılanmaların yerine hemen yenisini koyamamak.
başakşehir'in yaşadığı da, hükümetin finansal desteğini bir kenara bırakacak olursak, 4 büyüklerinkinin bir benzeri
ama kendi çapına göre gerçekleşmiş versiyonu. bunun bir benzerini fransa'da yaşayan angers sco'nun başlığında zamanında değinmiştim:
teknik direktörleri stephane moulin'le 9 senedir kesintisiz çalışıyorlar ve bu süreçte 2. lig'in ortalama bir takımı iken şu an ligue 1'in orta-üst seviye takımına dönüştüler. başakşehir de benzer süreci abdullah avcı ile yaşadı. avrupa'daki benzer sürece diğer bir aday da, thomas frank'le uzun süre devam etmeleri halinde brentford fc olabilir:
avcı, arada yaptığı 2 senelik milli takım hocalığı hariç, toplamda 10 seneden fazladır takımı yapılandırdı, yönetti, son birkaç sezondur üst üste şampiyonluk yarışına soktu, özellikle son 2-3 sezon oynattığı futbol ligin kalitesinin üstündeydi. bu süre zarfında onlarca futbolcu gelip geçti ve geçen sezonun sonunda bayrağı okan buruk'a devretti. peki buruk, hazır bir kadro mu devraldı? hayır tabi; skrtel, azubuike, topal, aleksic, crivelli, gulbrandsen, ponck, berkay gibi oyuncular alındı ve çehre epey değişti.
okan buruk hazır bir takım devralmadı ama, oturmuş bir futbol kültürü devraldı. başakşehir doğru zamanda doğru bir ekleme-çıkarma ile yapılanmasının ömrünü uzattı, üstüne bir de seviye atladı. bu sezon hem ligde şampiyon oldular, hem de avrupa'da son zamanlardaki en iyi türk takımı performanslarından birini sergilediler.
bu futbol kültürünü de, hükümetin desteğini tekrardan bir kenara bırakarak söylüyorum ki, abdullah avcı oturttu. sadece ve sadece saha içi kararlara odaklanıp bakarsak; başakşehir'in geçirdiği bu 10-12 yıllık süre zarfı, başarılı olması istenen bir türk takımının nasıl yönetilmesi gerektiğinin rehberi niteliğinde aslında. çünkü yapılan tüm uygulamalar, takımın zaman içinde seviye atlayarak ilerlemesi, üst seviyelerde kalıcı olması adına, kısacası sadece başarılı olması için atılan adımlardı.
hükümetin desteğini bir kenara bırakmamın sebeplerine değinmiştim daha önce:
bu tip bir kültür oturtma amacı olmayan kulüpler bu yüzden başarılı olamazlar, olamıyorlar zaten:
fenerbahçe plansızlık ve iş bilmezlikle geçen 2 senenin ardından yeni sezonu emre belözoğlu'nun aklına emanet etmiş durumda. seneye hemen şampiyon olmak istiyor.
galatasaray fatih terim'in her 5-6 ayda bir değişen transfer politikasının akıbetine bağlı durumda, üstüne bir de arda turan söylentileri yükselmeye başladı. bu sene kaybettiği şampiyon ünvanını hemen seneye geri almak istiyor.
beşiktaş sergen yalçın'la macera peşinde. üç dört takviyeyle hemen şampiyonluğa oynamak istiyor.
trabzonspor bir futbol kültürü oluşturmak için belki de son dönemlerdeki en doğru tercih olan hüseyin cimşir'i, zaten başarısız olacağı pek muhtemel bir oluşumu şampiyon yapamadı diye göndermiş durumda. seneye yeniden şampiyonluğa oynayıp oynayamayacakları meçhul.
uzun lafın kısası
4 büyükler yıllarca saçma sapan işler yapıp yüklü yatırımları hiç ederken, başakşehir aradan sıyrılıp malı götürdü, tüm hikaye bu. yabancı sınırı devam edecek olsaydı bu durum alanya, sivas, antalya gibi takımlarla devam edecekti, şimdi onun da önünü kesip meydanı yine 4 büyüklere bırakıyorlar: