Kola ve Kahve İçmeyen, Erken Evlenip Çok Çocuk Yapan Topluluk: Mormonlar Kimdir?

Oldukça özgün bir hristiyan yorumu olarak kabul edebileceğimiz Mormonları genellikle misyonerleriyle tanıyoruz. Peki kimdir bunlar, ortaya çıkışları nasıl olmuştur?
Kola ve Kahve İçmeyen, Erken Evlenip Çok Çocuk Yapan Topluluk: Mormonlar Kimdir?

Genel özellikleri

the church of jesus christ of latter day saints ya da kısaca lds de denir bu topluluğa. alkol, sigara ya da kafein içeren (kola, kahve vb) şeyleri kullanmazlar. mormon erkekleri 18 yaşlarına geldiklerinde mission adı verilen bir göreve çıkarlar. bu görevde, insanlar dünyanın dört bir yanına yollanır ve gittikleri bölgedeki evlerin kapılarını tek tek çalıp bu tarikatı insanlara izah etmeye çalışırlar (ne kadar işe yaradığı şüpheli tabi). mormon kızları 18 yaşını geçip de hala evlenmemişlerse insalar ona evde kalmış gözüyle bakar, çok erken evlenip çok çocuk yaparlar. evlerinde her ihtimale karşı en az 1 sene idare edecek kadar yiyecek-içecek erzak barındırlar. utah dışındaki eyaletlerde pek kabul görmezler.

çoğu zaman amish'lerle karıştırılırlar

amish'ler sayıca çok çok daha azdır, teknolojiyi tamamen reddederler ve içlerine dışardan kimseyi sokmazlar. kendi hallerinde yaşayıp gitmek isterler. oysa mormonlar teşkilatlanmışlardır. mormonluğu yaymak 18 yaşını bitirmiş her genç mormonun misyonudur. bunun için gidecekleri ülkenin dilini bile 2-3 aylık yoğunlaştırılmış kurslarla, işi kotarabilecekleri ölçüde öğrenmeye çalışırlar. hristiyanlığın üstün bir mezhebinden olduklarına inanır fakat incil okumazlar. onun yerine joseph smith adında birinin yazdığı kutsal kitapları vardır. ne kadar çok çocuk yaparlarsa, cennete giden yol o kadar kısa olur mormonlar için, en az 7-8'dir yani... ve eskiden 20-25 kadınla birden evlenebilen erkekler şimdi yasal olarak 1 taneyle yetinmek durumundadırlar.

exchange student olarak 3 ay aynı evde yaşadığım insanlardı mormonlar

çok garip oldukları bir gerçek, özellikle her pazar kilisede 4 saat geçirmeleri, kiliselerinde basketbol sahası bile olması, birçok çeşitli aktiviteyi kilisede yapmaları (parti, balo, düğün) dinlerine ve kiliselerine ne kadar bağlı olduklarını gösteriyor.

ayrıca:

- televizyonlarında "sexual content" içeren dizi film yayınlayan kanallar bulunmaz.
- akşam yemeklerinde bile süt içerler, evlerine kola girmez. neden diye sorduğumda isa içmezdi, biz de içmeyiz gibi bir şey dedi adam (isa'nın döneminde kola mı vardı hacı?).
- içki kesinlikle içmezler, kafeinli içecekler de yasak.
- pornografi, kondom yasak.
- gta oynadığım için oyunu elimden alıp saklayacak bir yapıya sahipler.
- cuma günleri pek et yemezler (balık hariç).
- yemek öncesi dua ederler.
- çocukları yeterli olgunluğa gelince dini yaymaya kapı kapı gezmeye çıkar.
- evlenmeden sevişmece yok.
- çok eşlilik kalkmış.
- utah civarında popülasyonları bayağı fazladır.
- evlerinde her türlü ihtimale karşı bir zulaları vardır yiyecek içecek saklamak için.
- genelde 3-4 çocuktan fazla yaparlar.
- kilise yayınlarını kaçırmazlar.
- iş dini yaymaya gelince çok sıcakkanlıdırlar.

Dinin kurucusu Joseph Smith

oldukça ilginç inançları var

yukarıda bir kısmı yazılmış. anlatılmayan bölümleri de var. öncelikle mevcut kilisenin başkanı olan kişi mormon inancına göre aynı zamanda peygamber. yani tanrı ile iletişim kurmayı sürdürüyor. bu da dinin içindeki mantık kavramını bütünüyle yok etme gücüne sahip çünkü adamın dediğini sorgulayamıyorsunuz, tanrı'nın mesajını iletiyor çünkü adam. kimin haddine sorgulamak? mormonların çok eşlilik adetleri artık yok. ilk peygamberleri josef smith'in yaşadığı dönemde oradan oraya sürülmüşler. sonra ikinci peygamberler utah'a yerleşmiş. çölün ortasına başka kimse gelmediği için bir süre rahat yaşamışlar.

bu arada ikinci peygamberleri brigham young'un zannediyorum 27 eşi olmuş. sonra demiryolu diye bir illet gelmiş utah'a. daha da beteri eyalette madenler keşfedilmiş. mormon olmayan, ama yine köyü hristiyan olan başkaları gelmiş. şimdi hristiyanların mormon olmayan tüm mezheplerinde birden fazla kadınla ilişkide bulunmak zina. kadınlarla herhangi başka bir dinin kabul ettiği bir nikah yapmış olmak hristiyanlara göre bunun zina olmasının önüne geçmiyor. dolayısı ile eyaletin bu köyü hristiyan sakinleri, washington'a baskı yapıp çok eşliliği yasaklayan bir yasa çıkarmışlar. dolayısı ile utah'taki mormon liderleri tek tek tutuklanmaya başlanmış. tam bu sırada mormonların o dönemdeki peygamberine tanrıdan vahiy gelmiş. artık inanırsanız, tanrı çok eşliliği mormonlara yasaklamış ve çok eşlilikte ısrar edenlerin mormonluktan atılmasını emretmiş. e bazıları inanmamış ana mormon kilisesinden ayrılıp köktenci (fundementalist) mormon kilisesini kurmuş. bu kilise bugün hala abd'de bulunuyor.

Brigham Young

ana mormonlardan uzaklaşmak için civar eyaletlere yayılmışlar. bu kilisenin peygamber olarak gördüğü son adam çocuk tacizi nedeni ile önce fbi'ın en çok arananlar listesine girdi, sonra da tutuklandı. söz konusu kilisenin son üç peygamberi brigham young'un rekorunu kırarak 50-60 civarında eş sahibi olmuşlar, ki son peygamber döneminde eşlerin yaşları 12'ye kadar iniyormuş. mormon inancına göre, tek bir cennet yok, cennetin farklı rütbeleri var. en üst rütbede insanlar kendileri tanrı oluyorlar. bu rütbeye ancak tam anlamı ile inançlı insanlar gelebiliyor ki, bunlar da ana mormon kilisesine göre sadece mormonlar, köktenci mormon kilisesine göre sadece köktenci mormonlar. yine mormon inancına göre, ölmüş yakınlarımızı da vaftiz etmemiz mümkün oluyormuş. böylece yaşarken mormon inancı ile tanışma fırsatı bulmamış yakınlarımız, ruhlar dünyasında -eğer isterlerse- mormon olma şansını yakalıyorlar. mormon olan bireylerin olabildiğince çok akrabasını mormon yapabilmesi için utah'ta dev bir soy bilimi kütüphanesi var. dediklerine göre utah'ın doğusundaki dağların altında mağaralarda depoluyorlarmış belgeleri. özellikle ingiltere, almanya gibi ülkelerden gelenlerin 1200-1300'lü yıllarda yaşamış akrabalarını bulmaları mümkün. ne yazık ki türkiye'de yaşayıp müslüman anne babası olanlar, mormon olurlarsa yakınlarını bulup mormon yapma konusunda pek yardım alamıyorlar kütüphaneden. kütüphanede türkiye'ye ve osmanlı imparatorluğuna ilişkin kayıtlar sadece kilise ve sinagog cemaatlerine ait isimlerle sınırlı. mormonların salt lake şehrindeki merkez tapınağına girerseniz, size sen neredensin, seninle aynı ülkeden birisini bulabiliriz diyebilirler. tapınakta dünyanın pek çok ülkesinden misyoner var. böylece tapınağı ziyaret edenler kendileri ile aynı ülkeden birini bulabiliyorlar. misyonerlerin hepsi tahminimce yaşları 18-25 arası değişen kızlar. amaçları en azından mormonluğa sempati duyulmasını mümkünse birilerinin mormon olmasını sağlamak. ama tapınakta türk misyoner yok. dolayısıyla "hiç uğraşmayın benim ülkemden birini bulamazsınız" diyebilirsiniz.

dinin başka bir ilginç boyutu da evlenmek için bir mormon tapınağına girmenin gerekli olması. mormon tapınaklarının kurulabilmesi için söz konusu mekanların bir mormon peygamberi tarafından kutsanması gerekiyor. kutsanmanın ardından tapınağa artık mormon olmayan kimse giremiyor. eğer eşinizle ölümün ardından da evli kalmak istiyorsanız tapınaklardan birine gidip evlenmeniz gerekiyor. neredeyse her köşe başında tapınak olan utah'ta bu sorun değil. ama örneğin latin amerika'da insanların evlenmek için yüzlerce kilometre yol girmeleri gerekebiliyormuş. bazen evlenmek için yıllarca para birikitiriyormuş insanlar. tapınakta ilk peygamberleri özellikle josef smith ile ilgili bol bol bilgi alabiliyorsunuz. hayatını anlatan bir film de var ki bu filmde josef smith'in tanrı ve isa ile görüştüğü sahne de var. evet meleklerin ötesinde josef, mormon inancına göre bizzat tanrı'yı da görmüş. ancak filmde göremediğiniz birkaç ayrıntı şu: josef'in çok eşliliğini atlamışlar. hatta bir rivayete göre josef'in ilk eşi emma smith, josef tanrı bana çok kadınla evlenmemi emretti deyince, o zaman neden ben de çok erkekle evlenmiyorum demiş, ama tanrı nedense emma'ya böyle bir emir göndermemiş. filmde atlanan bir ayrıntıda, josef'in ilk eşi ve filmde mormon inancının en önemli isimlerinden biri olarak gösterilen emma'nın ikinci peygamber briam ile kavga ettiği, sonra da ana kiliseden ayrıldığı. zaten josef çok eşlilik konusunda vahyi duyurduğunda kilisenin mevcut üyelerinin yarısından fazlası kiliseyi terk etmiş. yani filmi izlerseniz göreceğiniz, durmadan ve durmadan büyüyen bir kilise yok ortada.

Emma Smith ve Joseph Smith


Mormonları tanıyan başka birinden gelsin

tanıdığım tüm mormonlar ki bebekleri saymazsak 4 kişi ediyor. son derecede aklı başında ve çok yardımsever insanlar. kahve ve kola içmediklerini çok sonra fark ettim. benim tanıdıklarımdan rebecca, biri çok eşlilikten bahsetse gözlerini oyar o nedenle sormadım bile. eşi mormonumsu olan bir başka arkadaşım göç sırasında erkek nüfusun çok azaldığını o nedenle o zamanlarda bu tür evliliklere izin verildiğinden bahsetti (eşi kandırıyor da olabilir tabi). savaş vs. gerekçesi ile benzer yani.

bir akşam yemeğinde asıl arkadaşımın (ki tanışlıklığımız belki 1 yılı geçmişti) tanıştırdığı arkadaşı biliyor musun biz aslında mormonuz dedi. şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. mormonlar hakkında bildiğim şeylerin %90'ını southpark'tan öğrendiğimi, southpark'ın pek de iyi bir kaynak olduğundan emin olmadığımı söyledim. evet dediler, çok iyi bir kaynak değil. konuşsalar dinlerdim fakat ne o gün ne de ondan sonra doğrudan mormonluk hakkında tek paragraf konuşmadık. bu arada evet, arkadaşım da misyonerlik yapmış.

bir gün benim talebim üzerine kiliselerine pazar ayinine gittim. 10-15 yaşlarında kızlı erkekli bir grup yaz kampından dönmüşler. onu anlatıyorlardı. kampta onlara amerika'ya gelip göçen pioneer'ların (öncülerin) çektiklerinden bahsetmişler. hatta at arabalarına bindirip yolculuk yaptırmışlar. yorulmuşlar acı çekmişler. erkekler, kızların bir at arabasını çamurlu bir tepeye çıkarmak için çalışmalarını uzaktan izlemek zorunda bırakılmış. bunu anlatan çocuğun bu sırada sesi titredi. yardım edememek onların çaresizliğini görmek çok üzmüş. çevrede ağlayanlar oldu. acaba biz bu kadarcık şeyde bile böyle acı çekiyorsak acaba pioneer'lar neler hissetmiştir?

benim edindiğim genel izlenim (ki hala bildiklerimin yarısını southpark'a borçluyum) bunların amerikan mamulü bir din olduğu (tarikat değil din diyorum çünkü peygamberleri var). beyazlar amerika'nın gerçek sahipleri, eskiden beri buradalar. öncüler kutsallaştırılmış. geçmişte çektikleri türlü acılar onlara da kimlik kazandırmış. orta doğu-kudüs gibi oryantal bir merkezin yerini amerika-utah almış. nitekim ayinde bir başkası, konuşmasında salt lake city-zion eşlemesini kurdu. ne isa, ne havariler, ne latince ne o ne bu. doğma büyüme amerikan.


yazıyı southpark'taki mormon bebe gary'nin sözleri ile bitireyim

"maybe us mormons do believe in crazy stories that make absolutely no sense, and maybe joseph smith did make it all up. but i have a great life and a great family, and i have the book of mormon to thank for that. the truth is, i don’t care if joseph smith made it all up, because what the church teaches now is loving your family, being nice and helping people. and even though people in this town might think that’s stupid, i still choose to believe in it. all i ever did was try to be your friend, stan, but you're so high and mighty you couldn't look past my religion and just be my friend back. you've got a lot of growing up to do, buddy. suck my balls."

"belki biz mormonlar gerçekten hiçbir mantığı olmayan çılgın hikayelere inanıyoruz, belki joseph smith gerçekten hepsini uydurmuştur. fakat benim harika bir hayatım, harika bir ailem ve bunun için şükredeceğim mormon kitabım var. gerçek şu ki joseph smith bunları uydurmuş olsa da umrumda değil, çünkü kilisenin bugün bize öğrettiği ailemizi sevmek, iyi biri olmak ve insanlara yardım etmek. bu kasabanın halkı bunun aptalca olduğunu düşünüyor olabilir, bense hala inanmayı seçiyorum. tek yaptığım senin arkadaşın olmaya çalışmaktı stan. fakat sen kendin öyle yukarılardasın ki benim dinimden ötesini görüp arkadaşlık etmedin. daha çok olgunlaşmalısın kanka, s*imi ye."

Evde Oturarak Mezun Olabilmeyi Sağlayan Güzel Olay: Online Üniversite

Bir Dönem Özellikle Siyahilerin Kabusu Olmuş Korkunç Örgüt: Ku Klux Klan