Kuralları Yıkarak Girdiği Cin Piyasasında En İyilerden Olan Hendrick's Gin'in Hikayesi

Hendrick’s Gin'in 2000 yılında ilk defa piyasaya sürülüşü cin tarihinin dönüm noktalarından biri. İşte dünyanın en çok satan 7. cin markası olan Hendrick's Gin'in başarı hikayesi.
Kuralları Yıkarak Girdiği Cin Piyasasında En İyilerden Olan Hendrick's Gin'in Hikayesi

tarihte dönüm noktaları vardır. distile içkiler tarihi açısından hendrick’s in 2000 yılında ilk defa piyasaya sürülüşü de bunlardan biridir hendrick’s resmen 21. yy’ın cin yüzyılı olacağını daha en başından ilan etmiş ve yarattığı domino taşı etkisiyle de bunu kanıtlamıştır.

doğrusu, cin rönesansının ilanında ilk kurşunu atan hendrick’s değildi ancak öncü bombay’in izinde giden hendrick’s tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başararak bu devrimi tasdiklemiş oldu.


hendrcik’s, herkesin bildiği glenfiddich, balvenie, drambuie, monkey shoulder gibi viski ağırlıklı markaları ile tanıdığımız william grants and sons şirketinin cin piyasasına yaptığı iddialı bir giriş olarak karşımıza çıkıyor. firmanın zaten 1960’larda londra’da kapanan bir cin damıtımevinden satın aldığı 2 adet 500 litrelik farklı model harika bakır imbiği bulunuyordu.


bunlardan biri bombay’in de tüm üretimini gerçekleştirdiği zarif botanikler için ideal buhar infüzyonu sağlayan carter head model imbik. diğeri ise yoğun aromatik tatlar için ideal bennet imbik. birkaç başarısız cin denemesinden sonra, 1990’ların sonuna kadar firma bunları sadece eğitim ve deneysel amaçlı kullanıyor. ta ki dünya yavaş yavaş yeni ve kaliteli cinlere susamaya başlayana kadar. o zamana kadar hendrick’s'in üretileceği girvan damıtımevinde, grants firmasının viskilerinde kullanılan ve başka firmalara da satılan tahıl alkolleri üretiliyordu. ilginç olan bir bilgi de bu nötr tahıl alkollerinden belli bir kısmını beefeater firması cin yapımı için satın alıyordu. neyse ki sonunda beefeater’a satacakları alkolü kendileri değerlendirmeye karar verdiler.


1999’da koku duyusu konusunda kendisini kanıtlamış lesley gracie’ye firmanın en üst makamından, yeni çıkaracakları cin için çalışmaya başlaması için bir talep geliyor. lesley hanım önce garipsiyor. cin mi? bu devirde cin içen mi kaldı? diyor ilk başta ama madem emir büyük yerden gelmiş o da çalışmaya başlıyor. ancak patronun özel bir talebi var. yeni çıkacak cinin büyük britanya’yı en güzel şekilde temsil edecek olan gül bahçeleri ve salatalık kokularını içermesi gerekiyor!

hendrick’s cinin yaratıcısı olan bu kadın ‘master distiller’ denince pek akla gelmeyecek bir görünüme sahip, kısa boylu, ak saçları dizine kadar gelen mütevazi bir ablamız aslında.


fakat dünyanın sayılı cinlerinden birini üreten bu kadının koku ve tat duyusunu kimse hafife alamaz. öyle ki leslie hanım küçüklüğünde kırlardan topladığı çiçek ve bitkileri suda bekletip annesine götürüp ‘bak sana parfüm yaptım’ dermiş. sonradan bu yeteceği üzerine gidip uzmanlaşmış. zaten hendrick’s i yaratırken de kokularla adeta proustvari bir ruh hali ile çalışmış. her koku onu geçmişe götürüyor. tüm kokuları bir anı ile eşleştirerek , çocukluğundan esintiler, hatıralar eşliğinde çalışarak adeta bir parfüm tasarımcısı gibi çiçeksi, ferah, benzersiz ve tam anlamı ile britanya adasının ruhunu yansıtan bir cin çıkıyor ortaya.

bu cin ardıç, papatya, civanperçemi, limon ve portakal kabukları, orris ve melekotu kökü, kebabe, keraviye, kişniş tohumu ve mürver çiçeği olarak sıralanan 11 botanik içeriyor. ayrıca cine daha sonradan soğuk şekilde damıtılmış salatalık ve bulgar gülü ekstraktı da ekleniyor.


peki hendrick’s cini bu kadar özel yapan nedir? öncelikle hendrick's, cinlerini iki ayrı imbikten aldığı karışımı harmanlayarak şişeleyen ilk firmadır. bugün benim bildiğim kadarı ile hendrick’s cinden sonra bunu yapabilmiş sadece roku cin var. ikincisi, hendrick's bu cinleri şişelemeden önce karışıma gül ve salatalık esansı eklemek gibi kuralları yıkan bir hamle yaptı. bu 2 teknik kendilerini açıkça dünyaca ünlü ‘london dry’ sınıfından çıkarıyordu. bilmeyenler için özetlemem gerekirse; bir cine ‘london dry’ diyebilmeniz için şişelediğiniz ürünün tek bir distilat olması gerekiyor ve bu karışıma su veya saf alkol dışında hiçbir şey ekleyemezsiniz. zaten riskli olan cin piyasasına böyle alışılmadık hamlelerle girmek de cesaret isteyen bir işti tabii ki.


bu arada, şöyle bir detay var ki cinde salatalık ekstraktı kullanan ilk marka martin miller’s’ dır. hatta onlar bunu hendrick’s gibi bağıra bağıra ilan etmek yerine o zamanlar ingiltere’de tabu sayılan ‘london dry’ sınıfından çıkmamak adına bilinçli olarak ‘gizlediler’. fakat cinlerindeki salatalık kokusu kendilerini ele verdi ve cinlerinden london dry ibaresini kaldırmak zorunda kaldılar. hendrick’s ise hiç lafı gevelemeden direkt kendisini salatalıkla özdeşleştirdi. london dry sizin olsun ben ‘unusal’ bir cinim diyerek adeta sınav kağıdına ‘risk budur’ yazıp ortalığı karıştırdı.


bir röportajda sayın gracie şöyle diyor: “biz hendrick’s'i yaratmadan önce her şey biraz monotondu. pek cin markası yoktu ve hepsi de benzer üretim metodlarına ve tipik britanyalı (london dry) karakterine sahipti. şimdi cin dünyanın her yerinde üretiliyor ve küresel bir ürün haline geldi ki bence bu harika.” lesley hanım bunun en büyük sebeplerinden biri ancak bunla övünmeyecek kadar da olgun biri. 

ve ne kadar alçakgönüllü olduğunu tekrardan göstererek ekliyor: “bizi daha en başından beri destekleyen bar çalışanlara çok şey borçluyuz. onları içeceklerle meraklı ve sıradışı şekilde oynadıkları için çok takdir ediyorum. hendrick’s in yükselişi ve cin rönesansının (ginnassaince) oluşması bar dünyası ve kokteyl kültürü sayesinde olmuştur.”


daha önce de defalarca görüldüğü gibi; sadece kaliteli bir ürün üretmek önemli değildir. bunu en yaratıcı şekilde sunup pazarlamasını yapmak da en az o kadar önemlidir. özellikle piyasaya yeni çıkacak ve bir çok kuralı yıkmaya hazırlanan böyle sıra dışı bir cini dahice pazarlamak gerekecekti. ve öyle de oldu. 1900’lerin başından esinlenen edwardian illüstrasyonlar, cinin çok eski tarihini anımsatan ilaç şişesi benzeri siyah tasarımı ve insanları salatalıklarla garip pozisyonlarda gösteren kışkırtıcı reklamları ile gerçekten dikkat çekmeyi başardılar. diğer london dry cinlerin aksine hendrick's çiçeksi ve otsu bir ferahlığa sahipti. artık ardıçın ön planda olduğu cinlere rakip olacak farklı bir kategorinin de ortaya çıkışı hendrik’s sayesinde oldu. hendrick’s cinin yaratıcısı lesley gracie ‘biz uzun berrak bir şişe beklerken pazarlama ekibimiz bu siyah şişe ile gelince şok olduk’ diyor. hendrick’s cinin hem piyasaya yeni bir marka ve yeni bir yüz olarak çıkıp hem de 150 yıllık marka algısı oluşturabilmesi de pazarlama ekibinin ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi.


bir de hendrick’s isminin nereden geldiği konusu var hepsinden ayrı olarak. william grants & sons firmasını kuran mr. grant’in torunu olan janet sheed roberts yeni cin markası için çalışmalar yapılırken grants aile üyeleri tarafından çok sevilen eski bahçıvanları hendrick’ten bahsediyor laf arasında. gül, salatalık, çiçek ve taze kokulardan bahis geçince onun da proust gibi geçmişe gidip bahçelerini ve bahçıvanlarını hatırlaması da gayet anlaşılabilir bir durum tabii ki. böylece firma yeni çıkaracakları markanın isminin hendrick’s olmasına karar veriyor. isme ilham veren janet sheed roberts 2012 yılında ıskoçya’nın en yaşlı insanı ünvanı ile 110 yaşında hayata veda ediyor. onun anısına sadece 11 şişe üretilen 55 yıllık bir glenfiddich edisyonu da mevcut.


böylece hendrick’s ismi ve tarifi ile iki kadının yarattığı bir marka olarak da takdirlerimizi hakediyor. kadınlara söz hakkı verilen her yerde başarı kendiliğinden geliyor zaten.

kuruluşunun ardından 22 yıl geçtikten sonra hala lesley gracie’nin master distiller olarak görev yaptığı hendricks şu an cin pazarında dünyanın en çok satan 7. cini olmuş durumda. her sene orijinal hendricks cine yaptıkları bir kaç farklı dokunuşla yeni limited edition cinler de üretiyorlar. bugüne kadar orbium, midsummer solstice, amazonia ve lunar olarak sıralanabilecek 4 farklı edisyon çıkaran marka 2022 mart ayında üretim tesisinin çok yakınındaki deniz kıyısından ilham aldıkları, elle toplanmış deniz bitkileri infüzyonu içeren neptunia’yı piyasaya sürmeye hazırlanıyor. üretim hacminin artmasından dolayı artık 2 imbik ile işlere yetişemeyen firma ellerindekilerin birebir replikası 3 bennet ve 1 carter head imbik daha yaptırdı ve 15 milyon dolar yatırım yaparak 2018’de hendrick’s gin palace isimli tesisi kurdu. cin sarayındaki laboratuarında dünyanın farklı yerlerinden gelen bitkilerle çalışan lesley gracie yeni sürprizlere hazır olmamızı istiyor.

‘eğer şirketimiz yeni bir cin markası yaratmak isterse bu harika bir şey olur. çünkü bir çok deney yapıyoruz ve ürettiğimiz bazı cinler harika olmasına rağmen hendricks in tarzına uymuyor. farklı bir şey yapmamızı engelleyebilecek hiçbir şey yok’

hendrick's'in yeni sarayını ve üretim şeklini verdiğim linkteki 4 dakikalık videodan izleyebilirsiniz:


son olarak da hendricks cin için yaptığım tat profili grafiğini bırakıyorum: