Kurtlar Vadisi Karakterlerinden Esasında Çok Farklı Olan Bir Meslek Erbabı: MİT Memuru

Askeriye tabanlı yazılarından tanıdığımız Sözlük yazarı "anglachelm", bu sefer de Milli İstihbarat Teşkilatı çalışanlarından bahsederek MİT çalışanlarına dair aklınızdaki muhtemel Polat Alemdar imajını yıkıyor. Buyrun.
Kurtlar Vadisi Karakterlerinden Esasında Çok Farklı Olan Bir Meslek Erbabı: MİT Memuru

istihbarat örgütleriyle daha önce hiç ilişkide bulunmamış olanların hayal gücünde mitçiler karanlıklar içinde yürüyen, böyle ismi cismi belli olmayan korkutucu figürler olarak canlanırlar.

ama çoğunluğu aslında (bence) sen ben gibi insanlardır. nihayetinde memurdurlar. ancak topladıkları ve proses ettikleri bilgiler istihbarata evrilirken (söylenti -> data -> teyitsiz bilgi -> vetted istihbarat) bunun -hele ki günümüzde- güvenli tutulabilmesi gereksinimi çok değişik bir memur profilinin doğmasına yol açmıştır. tüm mitçilerin ortak paydası, üzerinde %100 ketum oldukları bir zihin kompartmanına sahip olmalarıdır. oraya giren bilgiler ülkeleri yıkan, insanları binlerle öldüren buz gibi sırlardır. mit memurunun bazısı bu kompartmana olan sorumluluğunu aşırarak tüm zihnine yayar. hayatın her aşamasında ketum olur. hiç bir konuda fikrini belirtmeyen poker suratlı bir gri adam olur. sağda solda mitçi diye adı çıkmış yılların kaşarlanmış istihbaratçıları böyledir. bu adamların nasıl evlenip çocuk yaptıkları, aile hayatlarının nasıl normal olabildiğine hala benim aklım ermez.

ikinci bir tür ise bu zihin bölme işlemini kusursuz yapan bir azınlıktır. size ailesinden bahseder, arkadaşların umumiyetle birbirlerine bahsedecekleri şeylerden bahseder. politik görüşünü saklamadan söyler. böyle olunca zihninin karanlıklarında kilitli ve sorumluluğu çok ağır olan bilgileri böyle değersiz tasnif dışı bilgilerden oluşan yaprakların altına gizleyiverir. aslında kişinin kim olduğundan haberdarsanız korkutucu bir deneyimdir. bu istihbaratçılar koyun sürüsünün içinde saklanan, mental disiplini arşa varmış gerçek kurtlardır.

devletin diğer departmanlarıyla olan ilişkilerinde mit kafanızın üstündeki bir cctv kamerası gibidir. çalışmıyorsa bile bilemezsiniz, hep oradadır. resmi yazışmalarda mit’in gönderdiği yazı geriye adreslenemez. size onu kimin gönderdiğini kod adıyla bile olsa öğrenemezsiniz. yazılı istihbarat imzasız ancak teyit seviyesi tamamen belirtilmiş ve üstünde operasyon yapılmaya ya da pozisyon almaya hazır bir halde gelir.


iç işleyişini tabii bilemem nihayetinde istihbarat örgütü bu, ancak ikisini gördüğüm üç tip personel tipi var

1. kariyer merdivenini tırmananlar: bunların ortak paydası dil bilmekten geçer. teşkilatı mahsusa devrinde bu dilin ölçüsü “berlinli gibi almanca konuşabilmek” gibi şeylermiş. o ülkede doğmuş ve oranın deyimleriyle yerel dili konuşabilen bir personel profili, mit’in “analist” olarak geleceğe yatırım yapacağı ana insan kaynağıdır.

2. kariyer merdiveninin ortasında teşkilata girip iki kariyer merdivenini aynı anda çıkanlar: hiç de az değillerdir bence. örnek verecek olursak okulu bitirmiş askerliğini yapmış uzman kardiyologsunuz. iç istihbarat için sizinle gelip görüştüler. kabul edip bayrağa silaha el bastınız. hiçbir şey olmamış gibi kardiyoloji kariyeriniz yıllarca sürer. 20 yıl sonra yurtdışına seminere falan çıktığınızda artık kimsenin şüphelenmeyeceği bir prof dr ajansınızdır. ben özel hastane başhekimi olanını gördüm ki şimdi emekli falan olup gittiği için artık söylemekte herhalde sıkıntı yok. işte sahadaki ajanları para veya maaş takip edilerek de bulunamaz. onların mit finansal birikimleri başka yollardan sahibine ulaşır.

3. teşkilata dışarıdan girenler: dış istihbaratta siz rusyaya irana falan ajan plant edeceksiniz onlar da oraya türkiyeden gitmiş birini hiç farketmemiş izlemiyor olacak. geçiniz. bunların bir miktarı da yurtdışında yaşayıp mit’e çalışmaya ama para ama hizmet için bir şekilde gönüllü olmuş kimselerden karşılanıyor. ama bir örneğini tabii görmüş değilim. mantık yürütüyorum.

bende uyandırdığı etki böyle karanlıklarda yaşayan gri çehreli adamlardan çok, bilgi tasnifleyip bunların içindeki altın kırıntılarını ayıklayan ve devletin diğer organlarına (genellikle) tutarlı bir şekilde yardım eden bir memur sürüsüdür. onun harici görmeden inanmazsınız ama sosyal tesisleri, ailecek gidip ziyaret ettikleri orman içinde parkları, ve bunların önüne diktikleri ne askere ne polis benzeyen memuriyetlerinin daha başında güvenlikleri falan vardır.

yani herkesin kurtlar vadisi izleyip olmak istediği insan profilinin tam aksi, mesleğinden asla bahsetmeyen, açığa çıkmaktan çekinen, işini yapan dil bilen “işe yarar” adamlardır. başlıkta okuduklarım gibi teşkilata girince bir mekana kravatsız takım elbiselerle 20 kişi gidip “biz deriniz biz mitçiyiz” diye hesap ödemeden tespih çekip dansöz izlenen, tekel ankara viskisi içilen bir ortam bekleniyor sanki ama yok öyle bir şey. girince hava atamayacakları bir iş kolu olduğu için bu vadici tayfaya pek yaramaz bence teşkilat.

ve tabii ayrıca: