Kurtlar Vadisi Karakterlerinin Dizi Boyunca Geçirdiği Tutarsız Değişimler
kurtlar vadisi çok değişik bir dizidir. dizi konu bakımından acayip enteresan ve zamanı itibariyle biricik olsa da işleniş bakımından alanında tek olsa da süreklilik açısından çok sıkıntılı bir yerdedir. buna rağmen efsane olabilmeyi başarmıştır (özellikle ilk üç sezon).
dizide karakterlerin altyapısı, bayağı bayağı kör göze parmak sokarcasına değişmektedir. bu değişim karakter gelişiminden çok senaristlerin karakterlerle alakalı fikirlerini değiştirmesinden kaynaklanır. oyunculuklar ve karakterler aşırı tutarsızdır ama bu karakterleri oynayan oyuncular o kadar büyük isimlerdir ki ve o kadar iyi oynamışlardır ki, bazı şeyler sırıtsa bile oyunculukların büyüsünden çıkamazsınız.
örnek 1: polat alemdar
mafya içine sızan kgt ajanı ali candan, yani polat alemdar ilk 20 bölüm inanılmaz şakacı, her durumdan makara muhabbet çıkarabilen bir portre sergiler.
kumarhane baskını sonrası 2. sezona geçmiştir dizi. polat'ın seslendirmeni askere gitmişti sanırım, onun yerine tok sesli umut tabak geldi diziye ve polat da bir anda değişti. polat'ın espri ve makaraları bir anda azalmaya başladı. zaten sesi de öyle tok bir hale gelmişti ki arda esen dönemindeki makaralar bu sese gitmezdi.
çakır rahmete koştuktan sonra polat iyicene zıvanadan çıkıp kabadayılıktan ve devlet görevinden istifa edip atanamamış tony montana olmuştur. daha doğrusu michael corleone ile tony montana çiftleşmesi gibi bir sonuç çıkmıştır ortaya. (zaten adamlar al pacino ve godfather hayranı.)
aynı zamanda dizi değil de, yetenek ağaçlı rpg oyunu oynuyormuşçasına polat'ın becerileri de değişmiştir. sevko'nun adamlarının indirilmesi haricinde süpermen yeteneği göstermeyen polat dizinin ilerki bölümlerinde düz koşu adam öldürmeye başlayacaktır. yani elif'in evine yapılan baskında bile polat'ın taktik kasarak eve girdiğini görmekteyiz. bu da senaristlerin çatışma sahnelerine o dönem önem verdiğini gösteriyor ama ne hikmetse dizi ilerledikçe polat taktik falan kasmaksızın düz koşu adam öldürüyor.
laz ziya
dizinin başında karadeniz şivesiyle konuşan adam bölümler ilerledikçe skill arttırıp istanbul türkçesine geçiş yapıyor. ilk bölümlerde aşırı gaddar olan adam (zaten kendisini anlatan adamlar da laz ziya'nın gaddar ve buz gibi bir adam olduğunu söyler), dizinin devam eden bölümlerinde oldukça ihtiyatlı, plan yapan ve daha yumuşak bir karaktere dönüşüyor.
samuel vanunu
adamlar dizinin başında yahudi prototipi yaratmaya çalışmışlar. inceden küpe, keçi sakal vs. sonradan ne olduysa yurdum temiz traşlı adamına dönüşmüş.
kılıç
dizinin başında gaddar bir adam görünümündeyken devamında daha yumuşak ve akılcı bir kişiliğe dönüşmüştür. bence önemi de abartılmıştır. kılıca sahip olan baron olur vs... yuh daha neler?
süleyman çakır
dizide pek bir değişim yaşamamıştır sanırım senaristler bu halini çok sevdiler ama bazı ince mesajlar da verdiler. çakır normalde örf töre bilen bir adamdır. düşmanının ailesiyle çocuğuyla falan ilgilenmez. hatta sevko öldüğünde çocuğunu yanına alıp nasihat falan vermiştir. hatta tombalacı muhabbetinde "çocuğu yok ki bunun. ulan olsa da kaçırmam ya" diyerek işin raconunu ortaya koymuştur. ama ne hikmetse hapishanede kumarhane müdürü serveti öldürürken yanında karısı ve küçük oğlunu da öldürtmeye çalışmıştır. polat planı değiştirince de çocuk öldürmenin burada ne kadar gerekli olduğundan dem vurmuştur.
arkadaşlar burada kör göze parmak bir tezat var. tahminen dizide çakır, polat'ın çok önüne geçmeye başlayınca senaristler, böyle bir sahne yazıp milleti çakır'dan soğutmaya çalıştılar. zaten bu bölümlerde ve sonraki sefirliğinde çakır pasif, polat aktif olmuştur. dizide hep polat olmazsa çakır'dan bir cacık olmayacağı mesajı verilmiştir ve bence bu çok basit bir anlatımdır.
memati
dizinin başında memati, normal bir insan gibiydi. psikopattı, sadıktı, görev adamıydı ama o kadardı. ilerleyen bölümlerde dizinin sululuğuna kapılıp daha makara olmaya başladı. çakır sonrası ciddileşti ve işin garip tarafı bölümler ilerledikçe türk milletinin çok sevdiği kabadayı gibi efelene efelene yürüyen, ağzını yaya yaya ussstaaaaaaa diyen karakterine büründü. özellikle kurtlar vadisi pusu'daki memati karakteri beni çok uyuz eder. o ne la öyle?
nizamettin güvenç
bu adamın karakter değişiminden çok senaryodaki anlatış biçimi çok yavan. 80 bölüm adamın pek vasfı yokken bir anda karahanı'yı bile yöneten tapınakçı bir tip çıktı ortaya. aslında buradan çok ekmek yenilebilirdi ama dizi final yapacağı için birkaç bölümde apar topar adamın amel defterini kapattılar.
tuncay kantarcı
ilk bölümlerde oldukça t*şaklı bir adam portresi çizmektedir. kumarhane açılışında kendinden emin bir şekilde laz ziyaya gevşek gevşek "verirsin damaaadına otellerinden birkaçını, kumarhanelere orada devam eder" demiştir. seyfo dayı kendisinden bahsederken "allahtan korkmaz kuldan utanmaz" tabirini kullanır. yani adam dizinin başındayken konsey üyesi seviyesinde takılan, allahsız korkusuz bir portre çizerken dizinin devamında pasif, konsey üyelerinin yanında ezik, aşırı derecede inançlı ve titizlik obsesifliği olan bir kişiye dönüşmüştür. bu dönüşümün altı ise boş kalmıştır. öyle değişmiş oldu gibi bi durum çıktı ortaya.
pala, bedir, kral
diziye ilk girdikleri zaman bayağı istanbul türkçesi konuşan hatta daha efemine konuşan (bedir) karakterlerken aslan akbey cinayeti sonrası karakterler değişmiştir. özellikle bedir karakteri. sakal bıraktı, eski pavyoncu kıyafetine geçti, doğu şivesi kullanmaya başladı. mafya jargonu kullandı falan, çok alakasız şeyler oldu. bu değişimin nedeni tahminen dağda çatışan adamların böyle olmaması gerektiği yönünde fikir belirtilmesi oldu. ya da adamlar, polat'ın önüne geçmesin diye böyle bir şey de yapılmış olabilir. işin garip tarafı ne yapılırsa yapılsın adamlar (özellikle pala) her türlü polat'ın önüne geçti. pala'nın infaz videosuna bakın, herkes pala'yı seviyor, polat'a saydırıyor.
onun dışında güllü erhan, abdulhey, hüsrev ağa, erdal&abuzer kömürcü, eren, elif, hikmet, ömer baba, testere necmi vs. falan karakterden abuk şekilde çıkılmış kişilikler değiller. özellikle erdal karakterinin deli çıkması mevzusu çok iyi işlendi. ya da meral'in manyak oluşu falan gayet karakter dahilinde güzel işlenmiş konular. karahanlı'nın değişimi de gayet güzeldi. gerçi sonu bok gibi yere bağlandı ama...