Latin Amerika Sıcaklığının Vücut Bulmuş Hali: Lambada Dansı

Lambada dansı nedir, nasıl yapılır? Latin Amerika ülkelerinden çıkan ve yayılarak popülerlik kazanan hatta 'yasak dans' olarak da adlandırılan bu samimi dansı bir inceleyelim.
Latin Amerika Sıcaklığının Vücut Bulmuş Hali: Lambada Dansı

efendim, erkekler kadını şöyle tango yapar gibi tutar. şöyle belinden, hafifçe, sol kol kırılmayacak, kadının eli erkeğin elinde... erkek sağ dizini ileri kırıp uzatacak, kadının da vulva bölgesi erkeğin diz kapağıyla baldırı arasında bir yerlerde kendine yer açıp yerleşecek.

bundan ötesi, azıcık samba, bir fırt salsa, üç yudum reggae, iki tutam rock ritmiyle ileri geri sallanmaca, haspayı parmağından tutup fırdolayı çevirmece...


ama dünyanın en mazbut aile kızını babasından izin al kaldır bu dansa, beş dakika sallan yuvarlan, kız o dakika "oh koçyiğidim verme beni ellere" diyerekten boynuna sarılıp gel beni babamdan iste diye tutturmazsa yüzüme tükür!

90'lı yılların başında bütün batı, hele hele avrupa, lambada lumbada inliyor, hop oturup hop kalkıyordu. türkiye'yi de kasıp kavurması biraz rötarlı olmuş olsa da o dönemde genç olup yapmayan zor bulursunuz.

şu lambadanın "video klibine" gelince o da herhalde hiç mi hiç oynatılabilemez televizyonumuzun hiçbir kanalında, çünkü efendim "geleneksel örf ve adetlerimize" pek uygun bir görüntü sayılamaz!...

Kaoma - Lambada


çünkü milletin elinde içine ananas, hindistan cevizi, guava, papaya bilmem ne "egzotik" içecekler karıştırılmış buzlu kadehler, popolarında mayo niyetine kalınca bir ip parçasıyla kapkara hatunlar, sırım gibi, kayış misali, derileri güneşten yana yana fransız köselesine dönmüş birtakım oğlanlar, kumsalda şakada şukada lambada yapmaktalar...

insanın aklına şu "dirty dancing" filmi üşüşüyor, hani şu pazuları gereğinden fazla, beyni gereğinden az gelişmiş yakışıklı kereste patrick swayze ile, hanım hanımcık, pek masumcuk, ispinoz bakışlı, fıstıklar fıstığı jennifer gray'in oynadıkları "kirli dans" filmi...


ayrıca lambada o kadar "kirli" bir dans değil, bir kere öyle eşek gibi tepinmiyor insanlar bu dansı ederlerken, ikincisi, pistin ortasında açık açık hayvanlar gibi çiftleşme figürleri taklit edilmiyor da, çok tatlı, yumuşak bir tempoda, gülümseyen, uyumlu çiftler birbirlerine daha bir insanca yaklaşıyorlar.

öyle kızı alıp havalara fırlatmaca, yerlere atıp süründürüp çekmece, artık kimselerin alıp satmadığı john travolta misali, dansa kalkmış cümle çoluk çocuktan yüzde doksanının hiç beceremeyeceği birtakım akrobatlık numaralarını, düpedüz bale ya da "modern dans" eğitimine bulaşmışlık isteyen cambazlıkları herkesin edebileceği mazbut raks diye yutturmaca yok bunda.

lambada buram buram deniz, aşk ve mutluluk kokuyor... eh, bir erkekle kadın da daha ne ister, belasını mı?

lambada nasıl yapılır?


işin bir de ticari yönü olmayacak mı? var elbette!

lambada plağı, 21 haziran 1989 gününde çıkıyor ve 6 ayda bir milyon üç yüz seksen bin satıyor. "olayı" fransa'ya pazarlayan jean karakos adında bir uyanık, lambadayı 1988 yazında porto seguro'da bir kumsalda "keşfediyor", brezilya'nın bahia bölgesinde zenciler, melezler, balıkçılar, gecekondu milleti, gariban takımı hababam lambada lumbada ediyormuş, akordeonlar, zurnalar, defler dümbelekler cümbüş kıyamet...

Jean Karakos

beyazlar, hele hele "burjuvalar", brezilya'nın ensesi kalın takımı önceleri hiç mi hiç beğenmemişler lambadayı, bu ne rezillik, ne ahlaksızlıktır canım diye tutturmuşlar...

lambada aslında tek bir şarkıya, tek bir plağa "münhasır" da kalmıyor tabi, dünyanın her yerinde çalınmakta olan dört yüz kadar lambada şarkısı varmış, bu karakos denen hergele yüz elli bin doları bastırıp bütün onların telif haklarını kapatıyor, sonra da bir "pilot" şarkı, bir çeşit sentez derletip besteletip bir de reklam filmi, video klip çektiriyor...

hatta aslında 1988 sonbaharında lambadayı piyasaya sürmeyi düşünmüş ama, kulağını bükmüşler; "aman, lambada dediğin bir yaz dansı, sıcak hava, egzotik kumsallar, kıçı başı açık kapkara kızlar, filinta gibi herifler akla getiriyor, sen 1989 haziran'ını bekle en iyisi..."

fransız bir televizyon kanalında da iki yüz elli kere "geçip" patlayınca da (işin burası da anlaşmalı elbette) gece kulüplerini birbirine katıvermiş.

o yüzden hazır eve tıkılıp kalmışsınız, yapacak daha iyi de bir işiniz olmadığına göre... kaldırını poponuzu da birazcık dans ediniz. fena mı hem, 90'lara dönüp nostalji yapmış olursunuz.