Menzil Köyü'ne İbadet İçin Giden Birinin Ortalama Bir Günü Nasıl Geçiyor?
10 sene kadar önce adıyaman kahta menzil köyüne birkaç sefer gitme imkanım bulundu.
batı anadolu'nun ufak bir ilçesindeki "dergah" mensupları beraberinde kaldırılan otobüslerle yaptığımız ulaşımda bazı rezil anlar yaşadık ancak sofilere ait çorbacılarda çorbamızı yedik, çayımızı içtik. bunlar arasında tek bir tanesi hatırlamaya değerdi ve normal hatta lüks bir dinlenme tesisi denilebilirdi. yanlış hatırlamıyorsam adana pozantı'da haşemi adındaki dinlenme tesisi budur. inşası daha yeni tamamlanmıştı hatta ilk seferlerde daha inşaat halindeydi. malum tesis pozantı'da bir akarsuyun hemen yanındadır. ilgili tesisin bodrumunda mescit vardır ve ilgili mescitte menzil'deki mihraba benzer koyu renkli ahşaptan bir mihrap ve minber vardır. bodrum çıkışı doğrudan nehre bakar.
menzil'in girişinde o zamanlar bir -erol gaz diyeceğim yanlış olmasın- petrol istasyonu vardır ve buradan köye yol ayrılır. köye girişte o zamanlar bir lokanta, bir çayhane, hediyelik eşyalar alabileceğiniz hacı eşyaları yüzük tespih satan bir dükkan, elektronik malzeme satan bir dükkan, bir kasap ve bir market vardır. hepsi de sofiler tarafından işletilir. köyün yerlisi 3-5 kişi var diye biliyorum ancak köyde bulunan çok az miktarda evi de sofiler satın almıştır.
menzil'in en büyük olayı köyün ortasındaki devasa camidedir. caminin kendisi büyük olduğu kadar sol tarafında kalan büyük bir avlusu daha vardır. zemin mermerdendir. avluda bazen halı serili oluyor diye hatırlıyorum ancak emin değilim. avlunun üzerinde istenildiğinde avluyu tamamen kapatabilecek bir sistem vardır. tüm cemaatle birlikte hatme yapılacağında veya nadir de olsa yağmur yağacağında kapatılır. kapatıldığında içeriyi görebilmenin imkanı yoktur her yeri kapanır. hava yazın yumuşak olduğunda insanlar burada yatarlar.
caminin hakkında aklımda kalan çok bir şey yok zira çok süper bi cami değildir; tavan girişte oldukça basıktır, kubbe geniş olsa da selimiye camii'nin başarısız bir çakması gibidir.
camiinin sağ kısmında ise yatakhane vardır, tek katlı, yine basık tavanlı, geniş bir bina. gelene bir battaniye, bir de yastık verilir, gelen kişi çantasını boş bir yere koyar, battaniyesini serer, menzil'de bulunduğu 3-4 gün orada yatıp kalkar. insanlar dip dibe yatarlar, havasız bir ortam vardır zaten, mümkünse herkes avluya çıkar.
yatakhanenin yakınında şadırvan yani abdest alınan yer vardır oldukça geniştir. bu şadırvanın bodrum katında banyolar vardır 1.5 metreye 2 metre boyunda -o zamanlar sıcak su yoktu belki artık vardır ama sanmıyorum- sadece soğuk su opsiyonu bulunan ve buz gibi suyla bağıra çağıra gusül abdesti alan insanlarla dolu 200+ kişilik bir banyo. zira o suya tahammül edebilmek kolay değildir. sofiler bu suyun günahları temizlediğini düşünürler.
yatakhanenin hemen çaprazında yine bodrum katına inerek ulaşacağınız yemekhane var. yemekhanenin 2 kapısı var ve dinlenme tesisi tuvaletlerine benzer 2 gişe var. yemekhaneye gidenler bu 2 gişeden kara kuru menzil ekmeği alırlar kişi başına 2-3 ekmek verilir. insanlar bu ekmekleri alır ve yemekhaneye geçer yemekhanenin girişinde bulunan büyükçe bir kasadan herkes kendine tahta bir kaşık alır. -tabii ki oradaki kaşıklar bu kadar iyi oyulmamıştır sanıyorum sofilerin kendi oydukları kaşıklar ancak boyutlar tutuyor. not: tarihte birçok tarikat müritlerine tahta kaşık oydurmuştur. (bkz: ahmet yesevi)-
kaşığını alan yemekhaneye doğru ilerler. yemekhane zemini mermerdendir iskemle masa yoktur betondan dökülmüş dubaya benzer şeylerin üzerine oturulur ve ortadaki dubanın üzerine de çorba kazanı koyulur.
yemekhanede yemek yemenin adabı ise şöyledir. gidersin, orada oturanlara selam verirsin, zaten kimse kimseyi tanımaz. ekmeğini ısırır, iki üç kaşık çorbadan içersin, sonra oradan kalkıp başka bir kazanın başına gidersin. yine iki üç kaşık alır, ekmeğini ısırır, yiyenlere selam verirsin. bu şekilde hem çorbanın bereketleneceği, hem de sofiler arasındaki bağların kuvvetleneceği düşünülür. günde 2 öğün yemek verilir. parası olan sofiler için köyde lokanta mevcuttur ancak çoğu kimse çorbanın şifalı olduğunu düşündüğünden lokantaya gitmez. zaten lokantaya gitmek çok da hoş görülmez. sabah yemeğini yiyen sofiler hizmete çağırılır, bayaüı amelelik yaparlar. ben gitmedim, bir şey diyemem.
köy 4 kısımdan oluşur. dükkanlar, cami kompleksi -külliye de diyebiliriz- gavs'ın evi ve mezarlık. mezarlıkta birkaç türbe vardır. gavs'ın ailesinin ölmüşleri çok mübarek insanlar olduklarından burada yatarlar, gerisi normal mezarlıktır. sofiler muhakkak buraya uğrayıp yasin okurlar.
gavsın evine ise yabancı erkekler alınmadığından bilgim yok ancak kadınlar burada hizmet ederler, yerleri süpürürler, yemek yaparlar. -gavsın ailesine tabii çorbayı erkekler kendi yapıyor- bulaşık yıkarlar vs. çoğu kadın buraya alınmaz sadece tarikate bağlılığını kanıtlamış olanlar alınır.
menzile gittiğinizde genel işleyiş şöyledir:
gittiğinizde önce yatakhaneye eşyalarınızı götürürsünüz ve akabinde gusül abdestinizi tazelersiniz. bunun gibi işlerinizi hallettikten sonra muhtemelen ezan okunur ve namazınızı cemaatle kılarsınız. ikindiye doğru yemeğinizi yersiniz-yemek saatlerini tam hatırlamıyorum- ve akşam namazına kadar avluda veya camide oturur kuran okur zikir çekersiniz.
akşam namazını genelde gavs'ın kendisi kıldırır. avluya veyahut da camiye girerken kalabalık açılır ve gavs denizi yaran musa gibi kalabalığın içerisinden geçer. bu esnada tüm kalabalık elini önünde kavuşturmuş ve saygıyla yere bakmaktadır.
namazdan sonra çoğunluk evvabin namazı kılar. namaz ve tesbihat bitince sofilerden çoğu rabıta yapmaya başlarlar. yeni gelenler ise gavs'tan tövbe alırlar. zaten menzile gelmeden çoğu tövbe almıştır ancak yine de gavs'tan alınan tövbe bir başkadır. gavs bir çok ucu bulunan ve her ucunu bir müridin tuttuğu bir ipi tutar ve tövbe sözlerini söyler. müritler de tekrar eder. tövbe metni: ''ya rabbi! bütün yapmış olduğum günahlardan ben pişmanım! keşke yapmasaydım! inşaallah bir daha ben yapmayacağım! (ben kabul ettim, gavs hazretlerini, kendime şeyh kabul ettim!)*''
(menzildergahi.blogspot.com: ilgili detaylar için menzilcilere ait blog.)
bu işler bittikten sonra kalabalık dağılmaz, kuran okur, rabıtasını yapar, zikrini çeker ve yatsı namazını bekler. çok geçmeden yatsı okunur ve namaz kılınır. hatme denilen olay yapılır. hatme ya ikindi yahut da yatsıdan sonra yapılabilir. menzilciler gizli zikir yaptıklarından hatmelerinde içlerinden dua ederler. gözler kapalı olur ve diğer tarikatlarda görülen renkli olaylar meydana gelmez. ancak yine de cezbe denilen ve hatme yapanlardan bazılarının başına gelen bir coşma hali bu sofilerin haykırmalarına titremelerine koşuşturmalarına ve anlamsız hareketler yapmalarına sebep olabilir.
yatsı namazı kılındıktan ve hatme yapıldıktan sonra dua eden ibadetle uğraşanlar uğraşır, gerisi de uyurlar. gece 3'e doğru bir ezan daha okunur ve bir namaz daha kılınır. peygamberin kıldığı ancak farz olmayan bir namazdır, ismini hatırlamıyorum. o namazdan sonra yatılmaz, sabah namazı beklenir, o da kılınır, ibadet edilir, yemek yenilir ve hizmete gidilir. ibadet etmeyen, yorgun yahut muhabbet arayan sofiler için tek eğlence mekanı çayhanedir. çay ücretsiz yahut çok cüzi fiyattan verilir ve daima şen şakrak bir ortam vardır. menzil'de geçen ortalama bir gün böyledir.
gavs'ı ve ailesini koruyan işleri takip eden siyah takım elbise, beyaz gömlekli, jilet gibi giyinmiş ve görüntülerine önem veren bazı elemanlar da vardır. kulaklarında amerikan filmlerinde gördüğümüz kulaklıklardan bulunur. hatme esnasında avlunun yahut caminin her yeri kapalıyken bu elemanlar kapılarda nöbet bekler. gavs'ın etrafında daima 2-3 tanesi pervane olur. her köşede bunlardan birer tane görmek mümkündür. bu elemanlar çocukluktan menzil çevresinde bulunan medreselerde yetişmiş talebelerden seçilir. bu arada menzil'de üniversite geçmez, osmanlı zamanından kalma ve hala eğitime devam eden medreseler vardır ve menzil'de has adam olmanın yolu buradan geçer. 2-3 yıllık bir eğitimle temel seviyede molla olunabiliyor diye biliyorum. detaylı bilgi için (bkz: kulleteyn) -> turan dursun
menzil tarikatine gönül veren müritlerin pek çoğu garibandır. büyük çoğunluğu ya çiftçidir yahut inşaat işçisidir. aralarında tek tük memur vs. bulunur.
tarikatta ilerlemenin yolu zikir çekmekten geçer.-ya da gizli yol olan zenginlikten- tarikat mensupları haftada bir akşam dergahta toplanırlar ve hatme yaparlar. hatmeyi yöneten kişi o ilçenin yahut mahallenin en yetkili kişisidir. zikir isteyen sofilere zikri o verir. bu yetkili kişi ayrıca tarikata yeni katılan kişilere tövbe vermekten de sorumludur. bu yetkili kişiler de kendilerinden üst kimseler tarafından belirlenmiş sayıda zikir çekerler. bir kişi belirlenenden fazla zikir çekemez zira aksi halde yanlış bir iş yapmış olur. çünkü o zikri ona veren kişi onun derecesini düşünerek vermiştir. eğer bunu aşarsa nefsi bunu kaldıramaz ve kibre kapılır. bu işlerle ilgilenen kimselerin bileceği ezoterik hiyerarşi bu yolla kurulur.
gavs ve soyu genelde kürtçe konuşur ancak peygamber soyundan gelmektedir çoğunluğu türkçeyi ya bilmez yahut çat pat konuşurlar. dil bilgileri ise fecaattir.
2015'te gavsın oğlu mu ne bir düğün yaptı, epey şatafatlı ve lüks bir düğündü, internete pek düşmedi bir kısım taşkınlıkları da olmuştu diye hatırlıyorum ancak ilgili videolar kaldırılmış, pek az şey var.
semerkand semerşah emsey seyda haşimi haşemi anahtar kelimeleri ile ilgili tüm marka ve isimler menzile doğrudan bağlıdır.