Modern İnsanın En Büyük Problemi Nedir ve Bundan Sıyrılıp Mutlu Olmak İçin Ne Yapmak Lazım?
modern insanın en büyük problemi nedir?
artık sıkılmıyoruz. daha doğrusu yeterince uzun süre sıkılmıyoruz. sıkılmaya karşı amansız ve korkunç bir savaş vermiş durumdayız. internetimiz, telefonlarımız, sosyal medya hesaplarımız, trendlerimiz, alışverişlerimiz, hobilerimiz, kişisel gelişim ayetlerimiz, kurslarımız ve zorlama sosyalleşmelerimiz ile tam bir seferberlik hali var sıkılmaya karşı. sıkılmaktan öyle korkuyoruz ki, ölümden korkmaktan beter.
oltayı suya atıp hiçbir şey ile ilgilenmeden saatlerce boşluğa bakabilen, tek başına uzanıp düşüncelere dalabilen, bir yere oturup uzun süre boş boş oturabilen kimse kalmadı. hemen herkeste hiperaktivite belirtileri, dikkat eksikliği, sıkılmaya karşı aşırı kırılganlık hali, kafa karışıklığı, düzene oturtulamayan düşünceler ve hayaller silsilesi, yoksunluk çeken bağımlılılara has davranış örüntüleri, sabırsızlık, bir şeyleri yetiştirme ve bir şeyleri sığdırabilme telaşı.
tabii modern bireyin kafası karışık olmalıdır, mümkünse her şeye bakmalı fakat hiçbir şey görmemelidir. körlüğün en yaygın biçimlerinden biridir fazlasıyla bakma hali. bazen görmek için kapalı bir göze ihtiyaç duyar insan. gözlerimiz fazlasıyla açık, fazlasıyla ilgili. bu da modern zamanlara has bir körlük biçimi olsa gerek. fakat bu körlük, rıza ile içine düşülen bir körlük, kör olmamak, sonsuz bir görü sahibi olmak adına içine düşülen bir körlük. her şeyi görmek istemek, hiçbir şeyi görmemek ile sonuçlanıyor. tıpkı her şeye sahip olma arzusunun, her şeye ait olmak ile son bulması gibi.
sanırım sıkılma haline olan tahammülsüzlükten başlıyor bu yok edici yolculuk da. bir şeyler yapmalı! ya bilet kesilmeli, ya ekran kaydırmalı, ya buluşmalı, ya satın almalı, ya satmali, ya öğrenmeli, ya kaydolmalı, ya da kaybolmalı ama kesinlikle sıkılmamalı. mesela şu an yaşayan insanlardan çok az kişi bundan 20 sene evvel elindeki alet olmadan ne yaptığını, nasıl yaşadığını hatırlıyor. geri kalanlar için ise o zamanlar hafızadan hızla silinmesi gereken korkunç hatıralardan ibaret çünkü sıkılmayı anımsıyorlar. onu anımsamamak için her şeyi feda edebilecek durumda modern insan. uyku dışındaki vaktini sıkılmamaya harcayan modern insan, sıkılmamak için uyumaya başlayacak gibi.
mutlu bir hayatın formülü nedir peki?
öyle "mutlu olmak için küçük şeylerin peşinden koş" falan demiyorum, çünkü bu küçük şeylerin hepsi büyük baş ağrısına dönüşebiliyor.
1. insanlardan beklentini sıfırla: beklentiyi sıfırlayınca üzülmüyorsun. biri seni sinemaya davet ederse, hayattan beklentin olmadığı için "belki hava almak iyidir" diyorsun, eğlenmezsen de "zaten beklentim yoktu" diye geçiyorsun.
2. sosyal medyada fazla takılma: göz var nizam var; sürekli instagram'da “harika bir tatildeyiz” diyen influencer'ların hepsini ciddiye alırsan psikolojiyi darmaduman edersin. gerçek şu ki, çoğu influencer bile kendi fotoğraflarında arka planda "buna harcamam hiç değmezdi" diye düşünüyor.
3. hobilerinle aşk yaşa: bir hobin varsa aşk aramaya gerek yok. ne gerek var? sevdiğin bir şeyi yaparken gözlerinin parlamasını sağlamak, en azından dünya üzerindeki milyonlarca insanla gereksiz duygusal bağlar kurmaktan daha sağlıklı.
4. her şeyin anlamını sorgulama: hayatı sorgulamak güzel bir şey, ama her an “ben neden buradayım, bu hayatın anlamı ne?” diye düşünürsen içinden çıkılmaz bir çukura düşersin. bazen biranı iç, kahveni yudumla, “bu hayatın anlamı sıcak bir kahve molası” de geç.
5. seçici ol, ama abartma: dost seçerken özenli ol, ama tek kriterin “sıkıcı olmasın” olsun. hayat, yan yana geyik yapabileceğin birkaç insanla daha çekilebilir hale geliyor.
6. kendi hızında yaşa: hızlı gitmene gerek yok. “30 yaşında kariyer zirvesine ulaşmalıyım” baskısından, “50 yaşında dünyayı gezmiş olmalıyım” telaşından kurtul. ne varsa, şu anında var. kendi hızını bul, ona göre yaşa. kimse senin temposuna ayak uydurmak zorunda değil.
7. drama sevmeyi bırak: hayat zaten yeterince drama dolu, üzerine ekstra “kim bana ne dedi” gibi şeylerle kafa yormaya gerek yok. negatif enerjileri uzaklaştır, arkana yaslan. dünya senin çevrende dönmüyor ve bu gayet iyi bir şey. hayatı dizi tadında yaşamak yerine, huzurlu bir roman gibi yaşa.
8. geçmişe takılmayı bırak, geleceği fazla düşünme: kendini geçmişte “şu an mutlu olurdum” dediğin şeylere saplanmış bulursan, mutsuzluğunun garantisi. geleceğe gelince; kim öle, kim kala? bir de dert edinmeye ne gerek var? bırak hayat akışında aksın, biraz doğaçlama gitmek iyidir.
9. şükret ama asla yetinme: elindekiler için şükretmek güzel bir alışkanlık, ama “yetin” derlerse sakın yeme o lafı. insanın içindeki keşfetme arzusu bitmez; dünya zaten küçük dertler içinde kaybolmak için fazla büyük. ufkunu genişlet, her daim yeni bir şey denemekten çekinme.
10. ara sıra spontane olmak iyidir: plan programla her şey mükemmel olmuyor. bazen anın tadını çıkarmak için “kural yok” mottosuyla hareket et, sürprizler çoğu zaman en çok akılda kalanlar olur.
11. “ön sevişme” sadece eylem değil, hayat tarzıdır: cinsellik sadece yatak odasıyla sınırlı bir şey değil. bir bakış, bir espri, bir dokunuş... bunlar da bütün oyunun bir parçası. hayatı bir ön sevişme gibi yaşarsan, büyük finalin keyfi de bambaşka olur.