Motosiklet Kullanımının İnsan Ruhuna Ne Gibi Bir Faydası Olur?

Motosiklet, kullananlar için bir tutkudur. Sadece bir ulaşım aracı olarak değil; bundan çok daha fazlasını ifade etmektedir. Peki motosiklet kullanımı insana kendini nasıl ve ne kadar iyi hissettirebilir? Sözlük yazarlarının gözünden bakıyoruz.
Motosiklet Kullanımının İnsan Ruhuna Ne Gibi Bir Faydası Olur?
iStock.com


orta ve uzun süreli yolculuklarda yola konsantre olma zorunluğunuz olduğu için dikkat dağınıklığını önlemek için beyninizi uyarıcıdır (anksiyeteniz yüksekse zaten araç bile kullanmamalısınız).

temiz havaya çıktığınız için rahatlık sağlayacaktır.

motosikletin sağı solu açık olduğu için klostrofobikler için de olumlu etkisi vardır. iki teker kullanıcıları otobüse arabaya bindiği zaman kaygılanabilir. bizzat kendim yaşıyorum ve kasıntı geliyor bana kapalı ortamlar.

odaklanma gerekliliğiniz olduğundan stres seviyenizi de azaltır. daha temiz bir kafaya sahip olursunuz.

yolu daha iyi dinler etrafı daha fazla gözlemleme imkanınız vardır. ufkunuzun genişlemesi için de önayak olur bu tür durumlar. haliyle algınız da daha fazla açık olur.


yola odaklanma zorunluluğunuzdan ötürü beyniniz uyuşuklanmaz. diğer araç kullanıcılarından daha fazla uyanık olmanız gerektiği için refleksleriniz de açık olacak beyniniz de diri kalacaktır süreç boyunca.

bak şimdi nereye geliyorum!

beyniniz tetikte olacağı için (buranın altını çizelim) uzun vadede beyinsel hasar ve hastalıklara karşı da daha dirençli olursunuz.

bulmaca çözmekle motosiklet kullanmak bambaşka şeyler. birisi iradi olarak yapılır ve bir süre sonra sıkılırsınız. ancak iki teker kullanmak sizi zorunlu olarak zihinsel faaliyetleriniz için daha keyifli ve yönlendirici etmenleri vardır.

özet olarak birkaç kelam etsek de türkiye'de motosiklet kullanmak biraz stresli iştir. iki teker apaçilerinin de trafik ayılarının da kabahati varolan bir gerçektir.

tekerler düz bassın.

arkadaş sayınız artar sosyal çevreniz genişler.

nasıl olacak o iş demeyin. bugün ilk defa evden işe motorla geldim. hava yeterince soğuk ellerimi ısıtmak için kavacık civarında durdum ve eşime haber vermek istedim lâkin telefonumun sarjı bitmişti. arkamda duran başka bir motor kullanıcısı arkadaştan mesaj atmak istedim ve beni kırmadı. 


ne tarafa gittiğimi sordu ayni yöne gidiyorduk yeniysen beni takip edebilirsin dedi. birlikte geçtik köprüyü. yol ayrımında bana numarasını verdi. aynı yolu kullanıyorsan sürekli beni arayabilirsin aksi bir durumda dedi. kendisine burdan teşekkür ediyorum. yolda bir arkadaş daha edindim *

adama denge denen şeyi ezberlettirir. dengede durmayı bilirsin. hem fiziksel hem de zihinsel oalrak 'denge'nin ne kadar önemli olduğunu hücrelerine kadar yedirir adama. trafikte dengeli olursun. hem zihinsel olarak hem de fiziksel.

trafik sıkıntısı yaşatmaz. dur-kalk nedir (neredeyse) bilmezsin.

inanmazsınız, trafikte normal seyrederken diğer taşıtlar size saygı duyar. evet gerekten de saygı duyuyorlar. istisnasi taksiciler, doblolar, kamyonetler gibi sığırlar haricinde herkes size karşı saygılı gidiyor.

özgürlüktür. evet ne basit tanımı ile özgürlüktür motosiklet kullanmak. rüzgarı hissetmek. motorun gürültüsü. tork denen şeyi size iliklerinize kadar hissettirir. arabaların, bisikletlerin giremeyeceği yerlere girersiniz, yayaların geçemeyeceği yerlerden geçersiniz.


doğa ile baş başa olan tek teknolojik alettir. sizi gezdirir bu lanet olası şey. gezmek istersiniz, evde pineklemek zül gelir. orman, deniz, göl, çayır, çimen, vadi, ova demeden gezmek istersiniz. hani bir volkswagen bora reklamı hatırladınız mı; taa uzaklardaki annesini ziyarete gidiyordu adam, annesi şaşırıyordu, bu neden geldi şimdi, bayram değil seyran değil, kesin birşey oldu diye, halbuki adam araba ile gezmeye yer arıyordu. hah işte motosiklet ile o hissi 1000 ile çarpın.

insana saygıyı öğretir. kibiri sıfırlar. yoldaki herşeyle, istisnasız herşey ile dost olursun. su birikintisi ile, arabalar ile, arka pencerede sizi izleyen çocuk ile, yan tarafta giden hatun ile, uzun yol kamyon şöförü ile, direksiyon başındaki apaçi ile, kirpi ile, kenadaki köpekler ile, kaplumbağa ile, kenardaki toz toprak çakıl ile...yol ile ilgili herşey ile dost olursunuz.

beyni çalıştırır, motor ilerlemeye başlayınca başka hiçbir şey düşünemezsiniz. sanırım burda vardı; insan genelde geleceği ya da geçmişi düşünür, akşam ki maçı, sabah kahvaltı ederken çıkacağı trafik stresini, sinema buluşmasını, marketten alacaklarını, az önce biten toplantıyı, yetiştirmesi gereken raporu...insan hep ya geçmişi ya da geleceği düşünerek yaşar. ama motosiklet üzerinde anı yaşarsınız, yolu düşünürsünüz, zevki düşünürsünüz, geçtiğiniz toprağı ve doğayı düşünürsünüz, ilerdeki virajı önünüzde yükselen güneşi düşünürüsünüz, yandaki araba ile herşeyi düşünürsünüz...motosiklet ile anı yaşarsınız.


motosiklet anı yaşamaktır. hayattan zevk almaktır. en büyük faydası budur.

son kibir bükücü olarak kibir bırakmaz insanda. üzerindeyken büyüklenirseniz "senden büyük allah var şerefsiz" deyip atıveriyor. sonrasında asfaltla french kiss.

bir insanın kendini tanıması için kullanabileceği en önemli araçlardan biri motosiklet. çünkü her duygunuza, her hareketinize aynı şekilde karşılık veriyor. bir aynaya bakar gibi görebilirsiniz kendinizi. bakmak, sonrasında görmek lazım. bir oluyorsunuz onunla. o siz, siz de o. şans torbanız bitmemişse de çoğunlukla affedici.

sayılabilecek daha bir sürü sebeple, sabahın ayazında kat kat giyinmiş ve soğana dönmüş halinize, üşüyen elleriniz yüzünden gözlerinizden akan sicim gibi yaşlara rağmen bırakamazsınız.