Nasıl Öz Güvenli Biri Olunur?
gün içinde farklı kanallardan elli soru alıyorsam bunların yarısı "hocam nasıl öz güvenli oluruz, bir deyiverin hele" türü sorulardan oluşmakta. ben de taş değilim, anladım ki bu konuda ciddi bir sorun var ki insanlar oturup kalkıp aynı soruyu soruyorlar. madem durum budur ailenizin algı yönetimi hocası olarak duruma el koyma zamanım geldi demektir. şimdi size al pacino gibi güvenli ve lady gaga gibi her yerinden cesaret fışkıran birisi olmanızın gizli sırlarını vereceğim. yazıyı okuduktan sonra bir şişe doping içmiş kaplan gibi olacaksınız.
gizli sır 1
öz güven, domates salçası gibi maddi bir şey değildir. soyuttur ve tamamen kendin hakkındaki fikrinden oluşur. bak dikkat et başkalarının senin hakkındaki bilir bilmez görüşlerinden değil senin kendi hakkındaki temel yorumun öz güvenin yakıtıdır.
öz güvenin yüksekse hayat olduğundan güzel ve pembe gözükür. öz güven düşükse yaşam bitmek bilmeyen bir cehennemi metro istasyonuna benzer. bu sebeple öz güven yakıtın yüksekse yaşam terazisinin kaçınılmaz aşağı yukarı çıkışlarını daha kolay göğüsleyebilirsin ama yakıtın düşükse en ufak bir terslikte tepe taklak asfaltı boylarsın.
gizli sır 2
bu öz güvensizlik virüsünü çocukken kaptın. başta ailen, sonra çevren seni ince ince programladılar. hiç bir bebek öz güvensiz doğmaz. sana verilen "yeterince iyi, güzel veya becerikli değilsin" gibi mesajlar beynine sokula sokula o güzel çocuk beynin keşküle döndü. tüm bunlara sosyal medyanın bozucu etkisi ve toplumun önyargıları da karıştı mı müthiş bir "ezik insan üretim" formülüne maruz kaldın. yani "ben neden böyle oldum" falan deme çünkü bu fikirler senden değil etrafından sana kodlandı. bunlara ek olarak çocuk yaşlarda geçirilen hastalıklar, ailenin parçalanması ve taciz gibi travmalarda öz güvensizlik üretebilir. ekin eki olarak da bazı insanların kişilikleri olumsuz düşünmeye yatkındır ve bu kişilikler en başta kendilerini ezip bitirirler.
gizli sır 3
şimdi bu öz güvensizlik işini bitirmenin ilk adımı kendi hakkındaki beter böcek ve olumsuz düşüncelerini tespit etmektir. kendini aptal mı buluyorsun, çirkin mi hissediyorsun , evrenin en beceriksiz insanı sen misin ? kainatın en sakar insanı mısın yoksa ? yani içindeki sesinle kendini nasıl eziyorsun. önce bunu bir hallet. bu içsesinin sana sıraladığı hakaretleri tespit ettikten sonra ona meydan oku. otur bunları bir kağıda yaz sonra her ezik düşüncenin karşısına onu çürüten bir kanıt koy. örneğin sana "beceriksiz mi" diyor sen de ona "yahu dünyanın en güzel makarnasını ben yaparım, sen ne diyorsun" diye çemkir
daha sonrada kendini güçlü hissettiğin en az beş özelliğini yaz ayrı bir listeye. (hocam nerede beş özellik yarım tane bile iyi özelliğim yok diyorsan benim sana yapacak bir şeyim yok.)
daha sonra da sık sık bu kağıda bakarak azıcık kendini öv. sürekli kendini ezmekten daha iyidir. ilk başlarda sana garip gelse de bunu yaptıkça daha iyi hissetmeye başlayacaksın. mesele her gün spor yapabiliyorsun diyelim. bu disiplinli olduğunu gösterir. kendine "ben çok disiplinli bir insanım" demeye başla. azıcık dene bak neler değişiyor.
gizli sır 4
seni ezen, aşağılayıcı espriler yapan. seninle alakalı her cümlesine "sen kendini ne sanıyorsun" "boşuna uğraşma bizden adam olmaz" veya "çok zeki falan değilsin nerede sende o kafa" gibisinden başlayan insanlardan koronavirüsten kaçarmış gibi kaç. kaçamadığın durumlarda da onları etkisiz hale getirmek için yöntemler geliştir. örneğin seni ezip, öz güvenini cacık haline getirmeyi spor haline getirmiş kaçamadığın birileri varsa etrafında bu tür laflara baştan hazır ol ve daha laf başlamadan ya konuyu değiştir ya da iletişimi minimuma indir. baktın devam ediyor bu kişiyi yörüngenden çıkarıp uzay boşluğuna yollamayı ciddi ciddi düşünmeye başla. öz güvene en büyük darbeler yakınlarından gelen kesici ve yıkıcı eleştirilerdir.
gizli sır 5
insanlarda "ayna nöron" adı verilen beyin hücreleri bulunur. bu hücreler başkalarını taklit etmeye bayılırlar. örneğin uzun zaman beraber yaşayan eşlerin veya arkadaşların zamanla birbirine benzemeye başlaması bu nöron arkadaşlar yüzündendir. hatta kavgalar bile bunlar yüzünden çıkar. biri sana yükselmeye başladı mı senin nöronlar da taklit moduna geçerler ve hadi bizde yükselelim derler. başlar mı sana güzel bir kavga. işte bu beyin nöronlarını akıllıca kullanmaya başlasan harika olur. yakın çevrende bulunan öz güvenli insanları takibe al. daha da iyisi bunlarla samimi olmaya çalış. bu tür insanlarla oturup kalktıkça beynindeki nöronlarda onların davranış modellerini kopya etmeye başlayacaklardır. bunun dışında gene kendine güvenli karakterlerin olduğu dizileri filmleri daha bir dikkatli izlersen, üstüne bir de acıklı ve güvensizlik üreten "ahhh ben ne zavallıyım" türü her tür müziği, filmi ve arkadaşı hayatından çıkarırsan üzerindeki eziklik toprağını atmaya başlarsın.
gizli sır 6
arkadaşım, şu hayır demeyi artık öğren yahu. insanın karakteri verdiği evetlerle değil hayır cevaplarıyla belli olur. herkese evet demeyi alışkanlık haline getirirsen hem öz güvenin zamanla çöl ortasındaki kar gibi erimeye hem de köle bir robot haline dönüşmeye başlarsın. her şeye hayır diyen aksi bir insan ol demiyorum. ama içinden hayır derken insanlara zoraki evet deme. biliyorum şimdi hayır dersen başkaları kırılır, üzülür veya saldırır diye düşünüyorsun ama korkma. çoğu insan bunu yapmayacak ve sana saygı duyacaktır. son tahlilde kırılan kırılır, üzülen üzülür ve saldırmak isteyen de saldırır. başka insanların duygu durumlarından sen sorumlu değilsin. önemli olan senin kendi mutluluğun ve insanlara adil olmandır.
hayır deme kaslarını geliştir. önce ufak ufak hayır demeye başla. bunun için sana risk oluşturmayan yerlerde antrenman yap. örneğin kafede sana gelen siparişte bir kusur var diyelim. normalde o kafede sana çiğ koyun postu bile getirseler sesini çıkarmayacağını biliyorum ama kendini dönüştürmeye ufak tefek günlük iletişimlerle başlaman gerek. gelen siparişi iade et. çünkü basit şeylere hayır diyebilmeyi öğrendiğin zaman yıllardır hayır diyemediğin başkalarına da hayır diyebilmeye başlayacaksın.
gizli sır 7
risk almaya alıştır kendini. kesinlikle yapamam, korkudan ruhumu teslim ederim veya hayatta beceremem dediğin şeylerin üzerine git. bunların bir çoğunu aslında yapabildiğini göreceksin. uçağa binersem ölürüm diyenlerin bir kere risk aldıktan sonra şimdi uçaktan inmedikleri veya hayatta tanımadığım insanlarla muhabbet açamam diyenlerin buna bir kez alıştıktan sonra tanımadıkları insanlarla beş dakikada kanka olabilecek potansiyele sahip oldukları görülmüştür. kısacası korktuğun ateşin üstüne yürürsen çoğu zaman o ateşin seni yakmadığını göreceksin.
...
evet, bu kadar sırrı açık etmem bence yeterli. işin özü dostum, bu güvensizlik ve eziklik virüsü tamamen senin kafanın içindeki fikirlerden ve inançlardan oluşmakta ve bildiğin gibi her tür fikirle inanç zaman içinde değişebilir. bu yazıdan yeterince motive olmadıysan aç benim you tube kanalını ve oradan "içe dönük olmak kader mi ?" videomu şöyle güzel güzel atlamadan dikkatlice izle.
işte kanalın linki: https://www.youtube.com/c/aydınserdarkuru
artık top sende. daha ne yapayım? sevgilerimle.