Ömer Seyfettin'in Kitapları Çocukların Psikolojisini mi Bozuyor?

Geçtiğimiz aylarda bir yazarın dillendirdiği bu konu, Ekşi Sözlük'te uzun uzadıya tartışılmıştı. Kaşağı, Başını Vermeyen Şehit vb. kitapların, çocuklar üzerindeki etkileri üzerine kafa patlatan ve bu konuda ikiye ayrılan Sözlük yazarlarının düşüncelerine bir bakalım.
Ömer Seyfettin'in Kitapları Çocukların Psikolojisini mi Bozuyor?


Öncelikle çocukların psikolojisinin olumsuz yönde etkilendiğine inananların düşünceleri

kaşağı'yı okuduğumdan beri hala mutlu olmam gereken anlarda kötü bir şey olacakmış zannediyorum ve mutlu olamıyorum.

şu an hala okutuyorlarsa çocuklara geçmiş olsun.

o kaşağı yok mu kaşağı... lan o suçsuz bebenin ölümüne o kadar üzüldüm ki anlatamam. çocuğum lan daha, 7 yaşındayım amk. kardeşim var bi de. kardeşimin başına böyle bi şey gelse naparım diye düşünüp içlendiğimi hatırlıyorum.

çocuklarınıza okutmayın.

başını vermeyen şehit isimli fantastik-korku türündeki hikayesini okuduğumda ilkokuldaydım. aradan yaklaşık yirmi sene, testere 1,2,3, 48546'ler, seven'lar , hatta chaki geçti hâlâ ödümü bokuma karıştıran nadide eserlerde zirveyi muhafaza ediyor.

hakkaten ne çok insan benim gibi düşünüyormuş, bi kere daha sasırdım kaldım, hep kendi kendime ulan bu ömer seyfettin'in kitapları resmen +18 neden bu kitapları çocukluk çağımızda okuttular bize diye sorar dururdum. ömer seyfettin'i kötülemek değil niyetim, büyük bir yazar kendisi ama kitapları çocuklara uygun değil.

ben ilkokulda okudum sanırım, kaşağı ve diyet zihnimde ciddi travmalar bırakmıs olsa gerek, ne zaman at görsem aklıma kaşağı gelir o küçük çocuga hala üzülürüm len, okudugumda da mahvolmuştum zaten, diyet dersen başlı başına hayat dersi amk.

beyaz lale hikayesinde ise kıza ne oldugunu tam anlayamamıştım bile ve çok korkmuştum, hay allahım ya, hakkaten bizim neslin manyak, psikopat olmasına şaşırmamak lazım.
ulan bi de okulda öğretmenler ailemize çocuklarınıza kemal sunal filmleri izlettirmeyin, çok küfür var falan diyolardı, küfür ne kadar masum kalıyor, ömer seyfettin hikayelerinde kahramanların basına gelenler yanında.

cocuklugum anne zoruyla, cokta matah birseymis gibi bu amcanin ve kemalettin tugcu'nun korkunc hikayelerini okumakla gecti. taa ki yine annem tarafindan tum kitaplarini zorla bitirmem saglanip, kendi imkanlarimla jules verne bebegimi kesfedene kadar.

cogu kitabinin falsosu kapagindan baslar. ya kolu kesik bir adam, ya basi kesik bir sehit vardir kapakta. tamam kapaktaki vahset yazarla cok alakali degil, ama yayinevi cocuklarin okuyacagi kitaplari bu sekilde piyasaya surmemelidir. zaten kitap adiyla kendini ele verir. basini vermeyen sehit, diyet, bomba, falaka diye cocuk kitabi mi olur lan? icerige gelince; pornografik ogeler, tecavuzler, vucut butunlugu bir turlu korunamayan kahramanlar, olmeye oldurmeye meydan arayan karakterler.. simdi bu entryi yazarken bile ruhum daraldi!

ozetle, bir cocuk icin travmatik olabilecek ne varsa, var bu kitaplarda.

Şimdi ise diğer tarafın görüşleri

savaş ortamında halka milli bilinç kazandırmak, insanları milli mücadele ortamına hazırlamak gibi görevler edinen ve hayatlarını bu uğurda harcayan milli edebiyat dönemi yazarlarından biri olarak "bunları çocuklar da okur, psikolojileri bozulur. " gibi bir düşüncesi olduğunu zannetmiyorum. ömer seyfettin çocuklar için hikayeler yazan bir yazar değil, bir milletin kurtuluşu için çabalayan bir aydındı. dönemin çocukları da akşama kadar snapchatten köpekli fotoğraf paylaşan ergenler değil, 15 yaşında savaşmak zorunda kalan, cephede şehit düşen yiğitlerdi.

günümüz şartlarında bazı hikayeleri çocukların psikolojisini olumsuz etkileyebilir zaten bu hikayeleri ilköğretim çağındaki çocuklar için basılan seçme hikayeler kitaplarına alınmıyor. tabi burada yayıncılara güvenmek yerine ailenin kontrolü önemli. kaldı ki ömer seyfettin hem içerik hem de üslup olarak ilköğretim çocuğu için ağır bir yazar. liseye kadar okunmaması daha olumlu.

suç ömer seyfettin'de değil, ömer seyfettin'in yangın yerine dönmüş bir coğrafyada yaşayan milliyet bilincinden yoksun insanlarını uyandırmak için yazdığı, dolayısıyla "büyük"lere hitap eden hikayelerini çocuk seçkisine koyan izansızlardadır.

netice itibariyle ömer seyfettin balkanlar'da türklerin uğradığı vahşeti yazmıştır. sanatçı olarak yaşadıklarını hikayeleştirme taraftarı olmuştur. sanatsal tavrını ve seçimini kimse eleştiremez.

lakin eyy çocuk hikayesi derleyicileri! siz kimsiniz ya?

ömer seyfettin'in hiçbir zaman çocuk edebiyatı alanında eser vermemesinden kaynaklanmaktadır. ömer seyfettin türk öykücülüğünün mihenk taşlarından birisidir. terdit sanatını hemen her öyküsünün sonunda kullanmakla ün salmıştır. dibine kadar da realist-natüralist bir adamdır.

el kadar çocuğa her şeyi bütün çıplaklığıyla yazan bir insanın eserini okutmak o adamın değil, bir boka kafası çalışmayan eğitimcilerin suçudur. zira çocuk edebiyatının en temel ilkelerinden biri çocuğa görelik ilkesidir. çocuk edebiyatı eserleri özel olarak yazılır ve bu ilkeden yola çıkılır.

çocuklara hayatın gerçekleri de sezdirilerek verilir ki bu da olmazsa olmaz bir ilkedir. sen ne yapıyorsun? bütün gerçekliği ''küttt'' diye adamın suratını vuran eserleri okutuyorsun.