Ön Otopsiye Göre Uludağ'da 17 Gün Sonra Bulunan Dağcıların Yaşadığı Tahmin Edilen Süreç

Uludağ'da 1 Aralık günü kaybolan amatör dağcılar Efe Sarp ve Mert Alpaslan'ın cansız bedenlerine 18 Aralık günü ulaşılmıştı. Ön otopsi raporu ve cansız bedenlerin bulunma anının videosuna göre iki dağcının yaşadığı tahmin edilen süreç aşağı yukarı şöyle...
Ön Otopsiye Göre Uludağ'da 17 Gün Sonra Bulunan Dağcıların Yaşadığı Tahmin Edilen Süreç

oteller bölgesinde güvenlik kameralarına takıldıkları son görüntünün ardından efe ve mert'in neler yaşadıkları ile ilgili net bir bilgimiz yok maalesef.

bildiğimiz kadarıyla çantalarından mert'in bir kitabı çıktı ancak üzerine not alınmamış. cep telefonları incelecek ve 2-3 aylık bir sürenin sonunda ailelerine teslim edecek. içindeki verilere ulaşılabilirse daha somut bilgiler bulunabilir. gps kaydı açılmış ise takip ettikleri rota, video/ses kayıtları şeklinde notlar aldılarsa neler yaşadıkları, ne düşündükleri vs. öğrenilebilir.

efe ve mert, oteller bölgesinden ayrıldıktan sonra sis ve tipinin bastırmasıyla yollarını kaybediyorlar. bildiğimiz kadarıyla ilk hedefleri saklıgöl’de sucuk ekmek yiyip oradan zirve’ye doğru devam etmek. saklı göl hattına doğru ayak izleri bulunmuştu ilk gün. buradan sonrası ise belirsiz.


muhtemelen bu aşamada sis ve tipinin etkisi ile yön duyguları kayboluyor. kuzeye küreklidere’nin aktığı vadiye doğru ilerliyorlar. kaybolduklarını anladıklarında hayatta kalma refleksi ile karar aldıkları görülüyor. basit bir mantık mekanizmasıdır bu. yüksekteler ve kurtuluş olarak görülebilecek tüm alanlar aşağıda. eğimin alçaldığı hatları takip etmeye başlıyorlar ve küreklidere’nin aktığı vadi çıkıyor karşılarına. topografik haritadan ya da uydu görüntülerinden incelerseniz bu vadi ilk etapta alçalmak için gayet uygun görünüyor. ancak ilerledikçe derenin olduğu hat boğazlaşarak bir kanyona dönüşüyor.

vadi daraldıkça daralıyor ve etrafı dik kaya blokları ile çevreleniyor. suyun dışında adım atabilecekleri bir alan kalmıyor. ilerledikçe şelaleler ve haliyle kaya geçişleri, uçurumlar çıkıyor karşılarına. geri dönemeyecekleri bir noktada buluyorlarlar kendilerini. bir şekilde can havliyle düşe kalka inilen kaya geçişlerinden geri tırmanmak imkansız, ıslanmışlar ve artık bir yere sığınsalar da hipotermiden kurtulma şansları yok. ne yapıp ne edip ilerlemek zorunda hissediyorlar kendilerini. ancak önlerinde, ipsiz inişi imkansız uçurumlar var. öyle bir yere iniyorlar ki cansız bedenlerini bulan ekipler, buraya nasıl ulaşabildiklerine hayret ediyor. olağanüstü bir irade ve hayata tutunma çabası, içerisindeki oldukları koşulları ve aldıkları yolu düşününce muazzam bir direnç ve efor var ortada.


ön otopsi raporlarına göre efe’nin kafatasında ve omurgasında kırıklar mevcut. mert’in vücudunda ise kırığa rastlanmıyor. ölüm nedenleri hipotermi olarak belirleniyor. ikisi için de düşme/darbeye bağlı bir travma (beyin kanaması vb.) söz konusu değil. efe’deki kırıklar tek darbeye değil, düşe kalka ilerleme sürecinde çeşitli darbelerle de meydanda gelmiş olabilir. riskli geçişlerde efe’nin önden gidip doğru hamleyi bulmaya çalışmış, mert de arkadaşının düşmelerinden çıkardığı ders ve uyarılarla biraz daha şanslı hareket etmiş olabilir.

efe’nin devam edemeyeceği noktada mert muhtemelen hayatının en büyük travması ve en zor kararı ile karşı karşıya kalıyor. efe, sırt üstü uzanıp ellerini göbeğinde birleştirerek sonsuz uykusuna dalarken mert bir başına kalıyor kanyonun ortasında. belki de efe’yi bu noktaya kendisi taşıyarak son nefesini daha huzurlu vermesini sağlıyor.

doğru bir kararla mücadeleye devam ediyor ancak önündeki alanda o ana kadar geçtiklerinden çok daha sert uçurumlar var karşısında. inebildiği son nokta öyle bir yer ki cansız bedeni ip sistemleri ile 250 metre yukarı çekilerek alınabiliyor. (60 katlı bir bina hayal edin!)


kayaların üzerinden kayarak indiği tahmin ediliyor ancak bu noktaya bir yerini kırmadan inebilmek gerçekten mucize gibi. çocukların ulaştıkları alan değerlendirildiğinde bölgedeki farklı vadilerden herhangi birine denk gelseler; bu efor ve direnç ile kesinlikle bir köye ulaşırlardı diye düşünülüyor.

mont/batonların olduğu alan ile mert’in bulunduğu yer arasındaki mesafe yaklaşık 1.5 km. 1.5 km’de 300 metre civarında rakım farkı söz konusu.

muhtemelen suyu gördüklerinde şehir efsanesi olarak hepimizin kulağına aşina bir mottoyu anımsıyorlar: 'kaybolursan su yatağını takip et'. evet; ova, vadi, yayla, orman vb. alanlar için bu bilgi hayatınızı kurtarabilir. ancak dağlık alanlarda zemin toprak değil, kayadır. ve bu tüm kuralları değiştirir. su, kayaları aşındırıp bir yol açarak ilerler. yardığı bir kaya bloğunun arkası boş çıkar ve şelaleler oluşur örneğin. su, yer çekimi ile uçurumlardan düşüp yoluna devam edebilir ancak siz…

montun çıkarılmasını hipotermiye bağlamak çok zor. bu aşamadaki insan o kadar devam edemez yoluna. hipotermiye giren insanlar genellikle kaya kenarlarına sığınmaya çalışır ve bu aşamada o kadar güçsüzlerdir ki sürünmeye bağlı derin iz ve yaralanmalar görülür bedenlerinde ve kıyafetlerinde. iki genç için de böyle bir durum söz konusu değil. enerjilerinin son zerresine kadar yollarına devam etmeye çalışmışlar. ve o noktada çantaları sırtlarında bir kenara uzanıp son uykularına dalmışlar.

mont terleme nedeniyle bir anlık tişört değişimi sırasında rüzgarla uçmuş da olabilir. terleme sonucu çanta askısına asıldığı yerden düşmüş de olabilir. nedenini bilmek imkansız. batonlar muhtemelen sis altında ya da gece karanlığında derenin fark edilmemesi veya basılan buz kütlesinin kırılması sonucu ellerinden düşmüş olabilir. biri batonunu suya düşürünce diğeri kurtarmaya çalışırken kendi batonunu da kaptırmış olabilir akıntıya. batonlar ilk bulunduğunda, ellerinin artık donmaya başlayarak baton tutamamalarını düşündürdü. ancak inebildikleri kaya geçişleri fark edildiğinde ellerini kullanmadan buralara ulaşmalarının imkansız olduğu anlaşıldı. batonlar suya düşürüldükten sonra su ile birlikte donmuş da olabilir. buz tutmuş dere üzerinden geçilirken saplanıp kalmış da olabilir. bu konuda yorum yapmak mümkün değil. vefat günleri de yapılacak bazı laboratuvar testlerinin sonuçlarına göre kesin otopsi raporu ile netleşebilir.


bu kadar yakın bir bölgede günlerce nasıl bulunamazlar? maalesef dağlık alanlarda, özellikle kanyonlar gibi sarp kayalık boğazlarda bu gerçekten zordur. ilk 2 gün içerisinde ne oldu ise olmuş ve 3. gün yoğunlaşan yağışla kar üzerlerini örtüyor. drone ile yapılan taramalarda da muhtemelen bu nedenle hiç bir ize rastlanamadı günlerce. havanın biraz toparladığı ilk dönemde mont ve batonların üzerindeki kar kalkıyor ve izlere ulaşılıyor. sonrasında vadi tekrar günlerce sis ve soğuk havanın etkisinde kalıyor. güneş 3 gün yüzünü gösterince üzerlerindeki kar örtüsü de açılmaya başlıyor.

termal kamera vb. teçhizatlar da böylesi alanlarda pek verimli olamaz. bu sistemlerin çalışabilmesi için doğrusal olarak alanın görebilmesi gerekir. kayalıklar arasındaki hatlar bu açıyı vermeyebilir. hatta bazı ağaç türleri de termal kamera sistemini perdeleyen bir rol oynayabilir.

öyle ki efe’nin bedeni bacakları hala kar altında bulunuyor. mert’in bedeni ise su içerisinde. bu, mert’in günlerce su içinde yüzdüğü anlamına gelmez. muhtemelen mert de efe gibi uzanarak verdi son nefesini. belki üzerinde olduğu buz kütlesinin erimesiyle belki de karlar eriyince suyun yükselmesi/debisinin artması vb. bir nedenle su içerisinde kaldı.

evet, efe ve mert yaptıkları hatanın bedelini tüm şartların da olumsuz gitmesiyle hayatları ile ödediler. gencecik hayat dolu iki insan en verimli olacakları yaşlarda verdi son nefesini. ancak burada onları suçlamak da doğru değil. kaçımız kırmızı ışıkta yolu kesmiyoruz? ya da araçla son saniyede geçmeye çalışmıyoruz? kaçımız hız limitinin üzerine çıkmıyoruz acelemiz olduğunda? kaçımız araçlarımızın lastiklerini 15 bin km'de ya da maks. 2 yıl içerisinde değiştiriyoruz? bunlar da hata ve risk faktörleri. hepimiz çeşitli riskler alıyoruz. hayat maalesef bir risk yönetimine dönmüş durumda hepimiz için. hepimiz az ya da çok riskler alıyoruz hayatın akışı içerisinde. ve bu risk faktörü ortaya çıktığında şansımız yaver giderse ucuz atlatıyoruz...

efe ve mert’in dağcılık eğitimleri olsaydı risk yönetimini çok daha sağlıklı yapabilirlerdi. ve bu onlara kurtarılabilmek için gerekli şansı tanıyabilirdi.

maalesef 2 genç hayata tutunamadı. tüm azim ve iradelerine karşın çok erken yaşta ve trajik bir şekilde daldılar son uykularına. ancak olay örgüsünden anlaşılan isimlerinin haklarını verdikleri: efe ve mert…

Otopsi Yardımcısı Bir Ekşi Sözlük Yazarının Gözünden Otopside Yapılan İşlemler

Dağda Kar Fırtınasına Yakalanıp Kaybolduğumuzda Nasıl Hayatta Kalırız?