Önünde Dakikalarca Kuyrukta Beklenen Çiğ Köfteci Ali Usta'nın Sırrı Ne?
çiğ köfteci ali usta, değme pazarlamacılara taş çıkartır. yani sözüm ona türkiye'nin en saygın fakültelerinden mezun olup da büyük firmalarda pazarlama uzmanı olarak çalışanların bu adamdan ibret almaları gerekir. sıradan bir çığ köftecinin önünde kuyruk oluyorsa burada durup düşünmemiz gerekir.
adam sıradan bir esnaf gibi değil ve bizim millet de azar işitmeye, laf yemeye bayıldığı için kuyruk oluyorlar. aslında hayran oldukları ve satın aldıkları şey çığ köfte değil; ali usta'nın deliliğini, davranışlarını görmek ve eğlenmek.
o yüzden ne satarsanız satın, sattığınız mal veya hizmeti salt şekilden ibaret görmeyin. o mala/hizmete değer katın, duygu katın ki insanlar da size bağlansın.
rahmetli sabancı diyordu ki: "malın istediğin kadar iyi olsun, onu pazarlayamadıktan sonra hiçbir işe yaramaz."
istanbul'daki yüzlerce çiğ köfteci arasında ali usta'nın bilinir olması pazarlama dehasında gizli. hafif de uçarı kaçarı biri olmasınında bunda payı yok degil aslında. mekanın yeri zaten başlı başına absürt. insan "yahu orada çiğ köfte mi olur" diye düşünüyor. ali usta, çiğ köfte haricinde her şeyi yapıyor ortamda. sırada gördüğü kızlı erkekli çiftlere takılıyor, rastgele isimler takıyor, ögrenci olduğu her halinden belli olan genclerden para bile almıyor bazen. "abi borcumuz" dediğin zaman "çekin gidin lan burdan" cevabını alırsanız şaşırmayın.
velhasıl ali usta, çiğ köfteyi degil, kendini bir marka olarak pazarlıyor. hareketleriyle müşterilerin beynine kazınıyor. dışarı çıktıklarında müşteriler ayaklı birer reklam panosu görevi görüyor.