Orta Çağ Avrupası'nda Eşcinsellik: Rahipler, Günahlar ve Gizli Aşklar

Orta Çağ'da eşcinsellik, toplumun katı ahlaki kuralları ve kilisenin baskısı altında suç sayılıyordu. Gelin, o döneme biraz yakından bakalım.
Orta Çağ Avrupası'nda Eşcinsellik: Rahipler, Günahlar ve Gizli Aşklar

orta çağ avrupası'nda eşcinsellikle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. bu yazı için temel kaynağım james brundage'ın "handbook of medieval sexuality" kitabı olacak. ama bu alanda john boswell'in, "christianity, social tolerance and homosexuality" adında bu konuya çok daha detaylı değinen, klasik bir kitabı da var, onu da belirteyim.

öncelikle orta çağ avrupası'nda doğrudan homoseksüel, gey, eşcinsel gibi kavramlar yok. bunlar çok daha yakın dönemde kullanıma giren kelimeler. bu dönemde eşcinsel seks için "sodomy (sodomi)" kelimesi kullanılıyor. yalnız sodomi kelimesi tek başına eşcinsel seksi ifade etmiyor. bunun üç farklı anlamı var. ilki tür yönünden (ratione generis) sodomi, hayvanlarla yapılan seksi ifade ediyor. ikincisi cins yönünden (ratione sexus) sodomi, aynı cinsiyetten insanlar tarafından yapılan seksi ifade ediyor. üçüncü olarak biçim yönünden (ratione modus) sodomi, yani karşı cinsle yapıldığı halde üreme amacı taşımayan seksi ifade ediyor. buna oral seks, anal seks ve mastürbasyon dahil edilebilir. yine de sodominin bunlar arasındaki en baskın anlamı cinsler arasında olan, yani eşcinsellik. ben bu entryde zaman zaman "eşcinsel", zaman zaman "sodomi" kelimesini kullanacağım.

--------------------

sodomi, roma'nın geç döneminden itibaren suç olarak görülen bir eylem. konstantin'in ve iustinianus'un sodomi karşıtı bir kanun ilan ettiği biliniyor. aynı şekilde theodosius'un da bu tarz bir kanunu var. bu dönemde sodomi, "doğaya karşı işlenen bir suç" olarak görülüyor ve ölümle cezalandırılıyor.

bunda tabii temel motivasyon hristiyanlık. örneğin aziz augustinus, doğrudan eşcinselleri işaret etmese de üreme amacıyla yapılmayan, (zevk almak amacıyla yapılan) her türlü seksüel aktiviteyi kınıyor ve açıkçası günümüzdeki eşcinsellik karşıtı, homofobik argümanlarla kıyasladığımızda en azından bu konuda oldukça tutarlı bir tavır ortaya koyuyor. zira anladığım kadarıyla birini diğerinden daha kötü görmüyor. eşcinsel ilişkiye giren iki erkek augustinus'da, oral seks yapan bir kadın ve erkekten çok daha fazla dehşet uyandırmıyor gibi görünüyor. erken orta çağ'da (500-1000) batı kilisesi de temelde augustinus'un ve bu konuda onun söylediklerinden pek farklı şeyler söylemeyen diğer kilise babalarının bu görüşleri üzerinden hareket ediyor.

keltlerin ve cermenlerin hristiyanlığa geçmesiyle birlikte henüz daha tam anlamıyla merkezileşmemiş kilise, 6. yüzyılda rahipler için "penitential books" denen tövbe kitapları hazırlıyor. bunlar aslında rahipler için hazırlanan el kitapları. rahiplerin, kendi bölgelerinde yaşayan insanların işlediği günahlara karşılık onlara hangi yaptırımları uygulayacakları bu kitaplarda yazıyor. seks başlığına yazdığım entryde de değindiğim gibi bu kitaplar seksüel günahlara uygulanacak yaptırımlarla ilgili epey şey söylüyor. (bkz: seks/@stronzo)

tarihçilerin söylediğine göre bu kitaplarda mutlaka "sodomi günahı"na değiniliyor. işlenen suçun durumuna göre 7 yıldan 20 yıla kadar tövbe cezaları yer alıyor. örneğin bu kitaplara göre oral seks için 3 yıldan 7 yıla kadar, anal seks için 3 yıldan 15 yıla kadar, intercrural sex *** için 1 yıldan 3 yıla kadar ve mastürbasyon için 30 günden 2 yıla kadar tövbe cezaları öneriliyor.

bu dönemde eşcinseller çok üst düzeyde bir baskıya maruz kalmıyorlar. yine de eşcinsel sodomiye, diğer sodomi tiplerine olduğundan çok daha ciddi yaklaşılmaya başlıyor. kilise kayıtlarında bu hususta gösterilen ciddiyetin sebebi muhtemelen kilise kurumlarının oldukça homososyal ortamlar olmasıyla alakalı. örneğin benedikten tarikatının kurucusu aziz benedikt, kuralında keşişlerin farklı yataklarda, giyinik bir şekilde yatmalarını istiyor. yine bu kurala göre yatakhanedeki mumların her daim yanması ve genç keşişlerin yataklarının asla birbirlerine yakın konumda olmaması gerekiyor.

yine charlemagne (büyük karl), sodomiyi yasaklayan bazı kanunlar çıkarıyor. hatta bu kanunlar özellikle keşişler arasındaki sodomiye dikkat çekiyor ve keşişler arasındaki eşcinsel ilişkiyi yasaklıyor: buyrun 17. madde

"ve en çok da bizi üzen ve rahatsız eden şey, yanlışsız bir şekilde söylenebilecek olmasıdır ki, tüm hristiyanlar için kurtuluş umudunun en büyük şekilde doğduğuna inanılan şeylerden—yani, rahiplerin yaşam tarzı ve bekâretlerinden—bazı rahiplerin sodomit oldukları gerçeği çıkmıştır."

erken orta çağ'da, gregoryen reformu öncesinde, ruhban sınıfı bekaret kuralına katı bir biçimde uymuyor. evli, çocuklu veya sevgilisi olan rahipler olabiliyor. mesela 9. yüzyılda yaşamış veronalı bir rahibin, rakibine kaptırdığı genç bir erkeğe yazdığı bir şiiri var:

ey venüs’ün hayranlık uyandıran hayali,
bedeni kusursuz, hiçbir yeri ayıplanmaz hali!
güneş ve yıldızlar, deniz ve gökyüzü;
bunlar senin gibi ve rab onları kalıcı kıldı.
hilekâr ölüm, bir tel saçına zarar veremez,
iplik eğiren klotho seni koruyacaktır şüphesiz.
tüm kalbimle, oğlan, yalvarırım ona,
lachesis’e duayla seni saklaması için seslenirim,
atropos’un kız kardeşi—sevgisi seni sarsın,
neptün arkadaşın, thetis seni kollasın,
nehirde yelken açtığında, beni unuturken!
nasıl uçarsın, beni hiç özlemeden,
sevgilimi görmek için kavrulan beni?
ana toprağın sert özünden taşlar aldı,
omzunun üzerinden atan o, insanları yaratandı;
bu taşlardan biri o oğlan, kibirle
benim acıyla ettiğim yalvarışları hor gören!
dün bana ait olan sevinç yarın rakibim için,
ben ise vurulmuş bir geyik gibi yavrum için yas tutuyorum!

şiiri chatgpt'ye çevirttim, kendim uğraşmadım. zaten beceremem. çeviri nasıl oldu bilmiyorum ama ingilizcesine bakmak isterseniz buyrun link

-----------------------

ünlü benedikten keşiş peter damian 1051 yılında, sodomiyi kınıyor. özellikle rahipler içerisinde bunu yapanların kutsal kudüs'ün duvarlarını yıkıp sodom'un yıkıntılarını yarattığını söylüyor. fakat papa dokuzuncu leo bu konuda eyleme geçmekte oldukça isteksiz davranıyor. kilisenin, kendi içerisinde bu tarz bir soruşturmaya gitmesi durumunda kendi kendini yaralayacağını düşünüyor.

yine de işler papa gregorius vii döneminden itibaren değişmeye başlıyor. zira bu dönemde kilise sıkı bir reformdan geçiyor ve buna paralel olarak cinsellik meselesinin özellikle üzerine gidiliyor. bu zamana kadar rahiplerin fazla dikkat etmediği bekaret yeminine uyulması ve rahiplerin eşlerini, sevgililerini bir kenara bırakması gerektiği söyleniyor. bu durum aslında james brundage'ın tanımıyla tam bir ahlaki haçlı seferi. seks (fakat bilhassa eşcinsel seks) ve bekaret en çok üzerinde durulan meseleler.

tabii bu dönüşümlerle alakalı olarak 11. yüzyılın sonlarından itibaren kilise hukuku eşcinsel karşıtı bir şekilde şekillenmeye başlıyor. seks, şeytanın ayartmasıyla gerçekleşen bir günah olarak görülüyor. 12. yüzyılda peter the chanter*, sodomi günahı işleyenlerle alakalı tuhaf bir hikaye uyduruyor. meryem'in isa'yı doğurduğu anda dünya üzerindeki tüm sodomi günahı işleyenlerin bir anda öldüğünden bahsediyor.

yani bu dönemden itibaren ilginin özellikle eşcinsellere kaydığını söylemek mümkün. örneğin kilise hukukçuları doğal felaketlerin hep eşcinseller yüzünden geldiğinden bahsediyor. "eşcinsellerin işlediği suçlar cezasız bırakıldığında tanrı insanlığın üstüne tüm bu felaketleri yolluyor" deniyor.

1179 yılında, üçüncü lateran konsili'nde kilise ilk kez açıkça rahipler arasındaki sodomiyi yasaklıyor. "doğaya aykırı zina"dan suçlu bulunan rahiplerin kilise'den atılması veya sürekli olarak bir manastıra kapatılması gerektiğine karar veriliyor. bu suçu işleyen sekülerlerin ise aforoz edilmesi gerekiyor. link (11. madde)

james brundage, bu dönemde her şeye rağmen eşcinsel aşk temalı edebiyatın yazılmaya devam ettiğinden bahsediyor. ancak bu dönemde sıkı bir baskıya maruz kalan eşcinsellerin sadece "içlerinden olanların" anlayabileceği gizli bir dil yarattığını söylüyor. dolayısıyla bu tarz edebi metinleri anlamanın zor olduğunu ve bu konuda detaylı çalışmaların yapılması gerektiğini belirtiyor. (tabii bunu 1996 yılında söylüyor, bu konuda mevcut literatür ne durumda bilmiyorum.)

her neyse, 1200'lü yıllardan sonra eşcinsellik, dinden dönme ile ilişkilendirilmeye başlıyor. hatta eşcinseller, o dönem kilise'nin gündeminde olan dualist sapkınlarla, bulgaristan'daki bogomillerle eş tutuluyor. "bulgarus" kelimesi, "sodomita" kelimesiyle eş anlamlı kullanılıyor.

13. yüzyılda kilise'nin eşcinsellere yönelik ilgisi artarak devam ediyor. kilise'nin bu konuda ortaya koyduğu bazı fikirler, argümanlar var. bu argümanlardan bazıları eminim birçoğunuza epey tanıdık gelecektir.

bunlara göre:

*herkes heteroseksüel (doğal) bir eğilime sahiptir ve eşcinsel seks ancak sonradan şeytana itaat ile gerçekleşir ve herkesin bu cazibeye kapılma ihtimali vardır.
*eşcinsellik tehdit edici ve bulaşıcıdır.
*insanlar bu eylemi tiksinti ile karşılasa da bunu deneyimleyen biri bu arzuyu hayat boyu taşır.
*bu suç yalnızca bir avuç sapkın tarafından işlenir ancak bunlar, sert cezalarla engellenmezlerse eşcinsellik insan ırkının intiharına yol açacak kadar yaygınlaşabilir.

--------------------

13. yüzyıldan itibaren, zaman zaman engizisyonda eşcinseller de yargılanıyor. örneğin orta çağ batı avrupası'ndaki ilk belgelenmiş eşcinsel idamı 1277 yılına ait. bunun haricinde eşcinseller yargılanıp idam edilmeseler bile ebedi utanç damgası yiyorlar ve aileleri tarafından dışlanabiliyor, ekonomik boykota maruz kalabiliyorlar. hatta saldırıya uğrayıp öldürüldükleri de oluyor ve seküler makamlar saldırganları kovuşturmak için herhangi bir yükümlülük hissetmiyor, harekete geçmiyorlar.

13. yüzyılın sonlarından itibaren eşcinelliğe karşı kanunlar norm haline giriyor. hatta bunlar seküler hukuka da dahil oluyor ve yerini aydınlanma dönemine kadar koruyor. yani neredeyse 13. yüzyıldan 18.-19. yüzyıla kadar devam eden bir süreç söz konusu.