Orta Çağ'da Kale ve Kilise Duvarlarına Canlı Canlı Çocuk Gömülmesi: Immurement
orta çağ'da ortaya çıkan her sorunun ilk nedeni malumunuz ya şeytandır ya da inançsızlar yüzünden tanrı'nın verdiği bir ceza. bu yüzden bir kale ya da kilise inşaatı bir türlü bitmiyorsa ya da kısa zamanda zarar görüyorsa bunun nedeni orayı inşa edenler değil şeytan ya da tanrıdır.
uyanık din adamları ya da müteahhitler (o zamanki adları her neyse) bunun önüne geçmek için o yapıya insan kurban etmeyi çözüm olarak bulmuşlar. duvarların arasına insanı canlı canlı gömmek, namıdiğer "immurement" olayı aslında bir cezalandırma hatta idam yöntemidir.
bu kurban etme işi ise çok korkunç bir yolla yapılıyormuş. kurbanlar genellikle çocuk oluyormuş (fakirlerin çocukları seçilip ailelerine para veriliyormuş) ve bu zavallı çocuklar kale - kilise inşaatı sırasında örülen duvarların içinde bırakılıyorlarmış - canlı canlı, hatta bazı yerlerde iki duvar arasına bir tabure koyuyormuş bu iyi kalpli canavarlar ki çocuk ölene dek otursun diye. böyle masum bir canı o yapının içine gömmek tanrıyı sakinleştirecek, şeytanı uzak tutacakmış.
diyelim ki azgın bir su kaynağı yanına - üzerine bir inşaat yapacaksınız, hoop bir kurban veriyorsunuz bir daha sel olmuyor, sular azmıyor. nasıl çözüm? almanya'da wesenberg ve putbus'ta bulunan kalelerde, çekya'da pecka kalesinde ve arnavutluk'taki rozafa kalesi gibi yerlerde duvarların arasında ya da temellerde insan kalıntıları bulundu maalesef. (yunanistan,.romanya ve sırbistan gibi ülkelerde de rastlandı bu buluntulara.)
işin bir başka korkunç yanı ise bu ritüelin sadece kale - kiliselerde değil, birçok yapı türünde uygulanmış olabileceği gerçeği. mesela 1800'lerde bremen'de yıkılan bir köprünün temelinde de çocuk iskeleti bulunmuştu.
(avrupa'nın değişik milletleri yapı - bina için kurban verme olayını farklı nedenlerle de yaptılar geçmişte. mesela romanya'da yeni bir ev yaparken kurban vermenin nedeni, mekanın ruhu tatmin olsun orada yaşayan birinin canını almasın diyeymiş.)