Osmanlı Devleti'nin Çöküş Yakınken Yaptırdığı Şatafatlı Saraylar

Osmanlı'nın, devletin iflası yakınken bile gösterişten vazgeçmediğini gösteren saray ve köşkler.
Osmanlı Devleti'nin Çöküş Yakınken Yaptırdığı Şatafatlı Saraylar

osmanlı'nın çökerken şatafatlı saraylar yaptırması ve ne yazık ki bu sarayların tamamının dış borçla yapılmış olması...

1. dolmabahçe sarayı

dolmabahçe sarayı yapılırken hazine boşaldı, bunun üzerine kırım savaşı bahane gösterilerek bu savaştaki müttefiklerimiz olan fransa ve ingiltere'den borç aldık. bu aldığımız borç osmanlı tarihinde alınan ilk dış borçtu. devlet tabii ki borçlanabilirdi. ama devlet dış borç alıp saray yaptırıyorsa da yıkılmaya mahkumdu...

işte osmanlı hanedanı da ingiltere ve fransa'dan daha doğrusu rothschild'lerden aldıkları bu borç ile bu dolmabahçe sarayını yaptırdılar. sonra... sonra kırım'daki şehitlerimizin aziz hatırasından dahi utanmadan bu saraya taşındılar.

dolmabahçe'ye taşındılar taşınmasına ama, iş bitmedi. buraya taşınır taşınmaz eski çırağan sarayını yıktırıp yerine yeni çırağan sarayını yaptırmaya başladılar.

2. çırağan sarayı

bu görkemli saraya tam 2.5 milyon altın harcayarak bugünkü haline getirdiler.

çırağan sarayı yapılırken padişah ve halife efendimiz hiç zorlanmadı. çünkü istedikleri her an dış borç alabiliyorlardı. kasada para hiç bitmiyordu!  istedikleri anda çil çil altınlar geliyordu yurt dışından. tabi bu altınların gelmesinde rol oynayan elçiler-komisyoncular falan, alayı ihya oluyordu.

"eee, inşaat demek istihdam demek yüzlerce işçi falan ekmek yiyordu bu inşaatlarda" diye düşünenler olacaktır. bu inşaatları ermeni balyan ailesi'nden mimarlar yaptı, çalışan işçilerin alayı da bunların tayfasındandı zaten, bizim gariban türkler ancak yarım kuruş amele yevmiyesine karın tokluğuna çalışıyorlardı sabahtan akşama kadar...

lakin çırağan sarayı'nın inşaatına başlayan abdülmecid burayı bitiremedi. yerine gelen abdülaziz sarayı bitirdi ve buraya taşındı.

her neyse... osmanlı'nın yaptırdığı bu saraylar öyle görkemli, öyle muhteşemdi ki, alman imparatoru çırağan sarayını gezerken işlemeli bir kapının önünde durmuş ve kapıya dakikalarca hayranlıkla bakmış, abdülhamid de kayzer'in bu imrenmesine dayanamamış, kapıyı söktürüp paketletmiş ve kayzer wilhelm'e hediye etmiş. hediye kapıyı alan kayzer wilhelm öyle bir sevinmiş, öyle bir sevinmiş ki bu sevinç enstantanesinden sayfalar dolusu tefrika çıkar...

3. çifte saraylar

dolmabahçe sarayını yaptıran abdülmecid oraya taşındı haliyle. lakin kızları münire sultan ve cemile sultan için de birer saray yaptırmak istedi. "battı balık yan gider" düşüncesiyle ve bir kanun hükmünde kararname çıkararak kızları için çifte sarayların inşaasına başlandı.

yukarıda görselini paylaştığımız fındıklı'daki bu çifte sarayların mimarları kimdi dersiniz?
tabii ki balyan ailesi...

4. adile sultan sarayı

şimdi halife-i ruyi zemin abdülmecid han hazretleri kendine dolmabahçe sarayını, kızlarına da çifte sarayları yaptırınca, kızkardeşi adile sultan kıskanıp üzülmesin diye ona da bir saray yaptırmış tabi.

sarkis balyan'a derhal talimat vermiş ve kandilli'deki bu sarayı kızkardeşi için yaptırmış. ne kadar da ince ruhlu ve düşünceli bir abi... tabi bu sarayın da borç parayla yapıldığını yazmama gerek yok sanırım.

5. beylerbeyi sarayı

çırağan sarayını bitiren abdülaziz, buradan anadolu yakasına bakarken şok oldu... anadolu yakasında hiç padişahlık sarayı yoktu! tek adam olmanın verdiği rahatlıkla derhal bir kararname çıkardı ve balyan ailesi'ne anadolu yakasındaki bu sarayı yaptırdı.

neyle? tabii ki borç parayla...

6. büyük mabeyn köşkü

tabi hep boğaz kenarında saraylar falan yaptırmak sıkıcı olmuştu artık. biraz doğa ve yeşilin tadını çıkarmak da istiyordu halife-i ruyi zemin hazretlerimiz. işte bunun için birazcık daha borç para alındı ve abdülaziz döneminde yukarıdaki büyük mabeyn köşkü yapıldı.

köşk ya, saray bile değil. ne nankör insanlarsınız. burayı yapan da balyan ailesiydi tabi... şimdiki malum şirketler yoktu ama balyan ailesi de 5 kişiydi. ne tesadüf...

7. yıldız sarayı

neyse...abdülaziz gitmiş, yerine 5. murat gelmiş, o da gitmiş yerine abdülhamid gelmişti.
lakin abdülhamid, art arda 2 darbeye sahne olan dolmabahçe sarayına yerleşmekten çekinmiş yeni bir arayışa girmişti. işte bu yüzden eski bir saray olan yıldız sarayını tamir ettirdi, yeni binalar inşa ettirerek burayı saray olarak kullanmaya başladı.

tabii ki burayı yapan da balyan ailesiydi ve abdülhamid de bu işler için yine borç para kullanmıştı.

osmanlı tabii ki de sadece saray yapımıyla kalmamıştı

alınan dış borçlarla köşkler, kasırlar da yapılmıştı yine bu dönemde.

bunlardan bazıları:

maslak kasrı-2. mahmud döneminde başlanmış, abdülaziz döneminde ilaveler yapılmış.

ıhlamur kasrı-abdülmecid dönemi-balyan ailesi.

beykoz kasrı-abdülmecid dönemi. (bak bu borç parayla yapılmamış, kavalalılar tarafından hediye edilmiş. beleş yani)

üçüncü sadabad sarayı-abdülmecid dönemi-balyan ailesi.

küçüksu kasrı-abdülmecid dönemi-balyan ailesi.

çit kasrı-abdülaziz dönemi.

hatice sultan yalısı - 2. abdülhamid dönemi.

tabi bunların dışında başka köşkler de var. istanbul dışında yapılan av köşkleri falan... ne güzel dünya... kış için kışlık saraylar, yaz için yazlık saraylar. kızkardeşe, damatlara ayrı ayrı saraylar. ava gidilecek, pikniğe çıkılacak ayrı ayrı köşkler kasırlar... ama hepsi borç parayla.

peki bu saraylar yapılırken ümmet ne yapıyordu? "halife efendimizin sarayı ne kadar muhteşem, bütün dünya bizi kıskanıyor" diyordu tabii ki...

ve bakınız ne acıdır ki, osmanlı'nın iflasının açıklandığı muharrem kararnamesi de borç parayla yapılan saraylardan birinde (yıldız) açıklanmış nihayet...