Osmanlı İmparatorluğu'nun Okyanusya'daki Tek Toprağı: Açe Sultanlığı

Endonezya'nın Sumatra adasının kuzeyinde bulunan eski bir sultanlık olan Açe, bir zamanlar Osmanlı'ya bağlıydı.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Okyanusya'daki Tek Toprağı: Açe Sultanlığı

Öncelikle Açe Sultanlığı hakkında genel bilgi

java'dan çıkıp bölgeyi neredeyse tamamen kontrolü altına alan majapahit imparatorluğu'nun sumatra adası ve açe bölgesi üzerindeki nüfuzunu yitirmesi sonucunda palazlanan bölgenin ilk islam devleti pacem sultanlığının yerine kurulup bölgede yaklaşık dört yüzyıla yakın hüküm sürmüş ve en güçlü olduğu 17'nci yüzyılın ilk yarısında sumatra adasının yarıdan fazlasını ve malay yarımadasının da önemli bir kısmını elinde tutmuş olan, ikinci selim döneminde kısa bir süre osmanlı imparatorluğu'nun himayesine gitmiş ve osmanlı ile yıkılana kadar da sıcak ilişkiler sürdürmüş indo-islam devletidir açe sultanlığı.

16'ncı yüzyıl itibariyle kendileri kurulmadan önce bölgenin kısa bir özeti için:


günümüzde banda aceh olarak da bilinen sumatra adasının en kuzey noktasındaki kutaraca şehrini başkent ilân ederek devleti 1514 yılında kuran ali mughayat syah, bölgedeki diğer küçük emirlikler ve yerel devletçikleri kısa süre içinde fethetmeye başladı. pasai, pidie ve daha güneydeki pariyaman gibi adanın önemli şehirlerini on beş yıl gibi bir sürede imparatorluğunun bünyesine katan syah'tan sonra tahta çıkan oğlu salahaddin dokuz yıl tahtta kaldıysa da iç karışıklılara engel olamayarak tahttan indirildi ve 1539 yılında syah'ın küçük oğlu alaüddin, pasai valiliği görevinden ayrılıp sultan olarak tahta çıktı. alaaddin döneminde sadece sumatra'daki yerel halkları birleştirmekten de ötesine geçilerek malay yarımadasına yerleşmiş johor krallığı ve portekiz kolonileriyle de ciddi savaşlara tutuşuldu ve 1568 yılında malakka bölgesine türk gemilerinin de desteğiyle ciddi bir sefer düzenlendi. bu sefer ağır bir mağlubiyetle sonuçlandı ve aşağı yukarı otuz yıl süren bir iç karışıklık dönemine yol açtı. 1607'de 23 yaşında tahta çıkan iskender muda, bu karışıklıklara nokta koydu ve hem kuzey sumatra böglesinde yeniden açe hakimiyetini tesis etti hem de malay yarımadasında açe'nin en güçlü olduğu dönemin yaşanmasına sebep olacak zaferlere imza attı. önce 1614'te bintan adası açıklarında portekiz donanmasına yoğun kayıplar verdirerek stratejik olarak önemi büyük olan tancangpinang limanı'nı ele geçirdi, sonrasında da yarımadanın doğu kıyısındaki kritik limanlar olan johor, trengganu ve pahang'ı fethetti. 1619 yılında kedah'ı da topraklarına katarak malay yarımadasında hakimiyetini daha da sağlamlaştıran iskender muda, daha sonra özellikle portekiz donanması karşısında ağır yenilgiler almış ve kendisinin döneminde sumatra'nın güneyini ele geçirme çabaları sonuçsuz kalmıştır.


yine de ismi günümüzde havalimanlarına verilecek kadar önemli bir figür olarak addedilen muda sonrasında sultanlığın ciddi bir düşüşe geçtiği aşikârdır. bilhassa, 17'nci yüzyılın ikinci yarısındaki hanım sultanlar dönemiyle birlikte sultanlığın sumatra ve malay topraklarındaki önemli kentleri birer birer bağımsızlıklarını ilân ederek bünyeden kopmuş ve 18'inci yüzyıl itibariyle açe sultanlığı'nın toprakları başken kutaraca ve civardaki birkaç ticari merkeze kadar gerilemiştir.

sultanlığın son iki yüzyılı tam bir sözde bağımsız, ama özde ingiliz ve hollandalı koloniler arasında gidip gelen bir "hasta adam" suretinde seyretmiştir. baharat ve biber ticareti için önemli olan sultanlığın, kendileri için ciddi bir tehdit oluşturduğunu düşünen hollandalılar, 1874 itibariyle başkent kutaraca'yı ele geçirmişse de yaklaşık otuz yıl süren son bir direnişle karşılaşmış ve hem savaşın hem de dönemin yaygın hastalığı koleranın etkisi altında harap düşen açe sultanlığı'nın son temsilcileri 1903 yılı itibariyle hollanda hakimiyetini kabul ederek önce java, daha sonra da jakarta'da sürgün edilmiştir.

Açe Sultanlığı ve Osmanlı ilişkisi

"osmanlı imparatorluğu üç kıtaya hâkim olmuştur" diye bir söz vardır hani. işte açe sultanlığı'nda ikinci selim adına okunan bir cuma hutbesiyle bu hâkimiyet okyanusya'ya da taşınmıştır. burası osmanlı imparatorluğu'nun okyanusya'daki tek toprağıdır.

açe sultanlığı 1521 senesinde kurulmuş ve ismini de bölgenin adından almıştır. osmanlı kayıtlarında âçi, aça şeklinde de geçmektedir. bu tarihten sonra hızla yükselen sultanlık, bölgenin en güçlü devletlerinden biri hâline gelmiştir. tâ ki portekizlilerin burayı işgal etme girişimleri başlayana dek. portekizlilerle baş edemeyeceğini anlayan dönemin açe sultanı alaeddin şah, istanbul'a bir elçi göndererek kanunî sultan süleyman'dan yardım istemiştir ancak bu dönemde kanunî sultan süleyman, son seferine yani zigetvar seferi'ne çıkmıştır. bunun üzerine elçi, istanbul'da bu savaş sonlanana dek beklemiş ve bu savaş sırasında vefat eden kanunî'nin yerine tahta oğlu ikinci selim geçmiştir.

bunun üzerine açeliler, ikinci selim'e biat ettiklerini bildirerek ondan yardım istemişlerdir.

ikinci selim, iskenderiye kaptanı kurdoğlu hayreddin hızır paşa'nın 17 gemiden oluşan bir donanma vermiş ve onu bu iş için görevlendirmiştir. çeşitli sorunlar sebebiyle ancak bir buçuk yıl sonra yola çıkan osmanlı donanması önce açe sultanlığı'na bağlı sahilleri tehdit eden korsanları bölgeden uzaklaştırmış daha sonra da buraya yerleşmişlerdir.

silah malzemeleri üretmeyi ve düzenli orduyu türklerden öğrenen bu devlet o tarihten yıkılışına dek her cuma hutbesi'nde başta ikinci selim olmak üzere tüm osmanlı padişahlarını anmıştır. bilinir ki bir hükümdâr adına hutbe okutulursa artık orası o hükümdâra ve hanedanlığına bağlılık yemini etmiş demektir.

1871 senesine geldiğimizde ise dönemin sömürgeci devletlerinden hollanda, bu sultanlığı işgal edip osmanlı'ya bağlılıklarından vazgeçmelerini istemiş, bunu kabul etmeyen açeliler, isyana başlamışlardır.

bu savaş uzun yıllar devam etmiş ve son açe sultanı, muhammed davud olmuştur.

1903 yılında hollanda kolonisi hâlini alan sultanlık, ikinci dünya savaşı sırasında japonlar tarafından sömürge hâline getirilmek ve şintoizm inancına tabi tutulmak istenmişse de bu kez de japonlarla büyük bir mücadeleye girişen açeliler onları da bölgeden uzaklaştırmışlardır.

son olarak uluslararası anlaşmalara göre endonezya'ya bağlı görülen bu sultanlık hâlâ daha bağımsızlık mücadelesi vermektedir.

bölgede birçok türk köyü bulunmaktadır. açelilerin hepsi şafî mezhebine tâbidirler.

selam olsun...

Akdeniz'i Kızıldeniz'e Bağlayan Süveyş Kanalı'nın Diğer Adı Neden Marlboro Kanalı?