Osmanlı'nın Büyük Bir Yenilgi Aldığı, Tarihi Orta Çağ Muharebesi: Ankara Savaşı

28 Temmuz 1402 tarihinde Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid ile Timur arasında, Ankara'nın Çubuk Ovası'nda gerçekleşen Ankara Savaşı, Osmanlı tarihinde alınmış en büyük yenilgilerden biri.
Osmanlı'nın Büyük Bir Yenilgi Aldığı, Tarihi Orta Çağ Muharebesi: Ankara Savaşı

türkistan'da kuvvetli bir devlet kurmuş olan timurlenk daha 1396 yılında dicle'yi aşıp hem anadolu'yu hem de suriye'yi tehdit etmişti. bu tarihte yıldırım bayezid istanbul kuşatmasıyla meşgulken kuşatmayı kaldırmıştı.mısır sultanı berkuk da timur'un suriye'ye girmesi ihtimaline karşı kuvvetlerini toplayıp suriye'ye gelmiş, ayrıca kadı burhaneddin ve bayezid'e haber gönderip onları timur'a karşı ittifaka çağırmıştı.

bu ittifak kurulmaya çalışılırken timur da erzincan emiri muttaharten'e, kadı burhaneddin'e, karamanoğlu alaadin ali bey'e, dulkadiroğlu suli bey'e ve diğer anadolu beyliklerine mektup yazıp hepsini kendi adına hutbe okutmaya ve para bastırmaya çağırıyordu. bu beylikler de kadı burhaneddin dışındakiler timur'un teklifini kabul ettiler.bundan sonra dicle'yi geçip urfa'ya gelen timur buradaki küçük beylikleri kendine bağladıktan sonra berkuk'un hazırlıklarını görerek suriye seferinden vazgeçip mardin'e gelerek mardin, musul ve diyarbekir'i 1394'de fethettikten sonra karakoyunlu topraklarını işgale başladı.

bu gelişmeler karşısında kadı burhaneddin, berkuk ve bayezid'e mektuplar göndererek timur'a karşı birleşmelerini teklif etti ve kısa bir süre sonra bu iki hükümdardan olumlu cevaplar aldı.

timur'un orta doğu'ya geldiği bu tarihten önce memluklerle osmanlılar arasında kadı burhaneddin'e karşı gizli bir ittifak mevcuttu.sultan berkuk, aynı zamanda altınordu hükümdarı toktamış ile de bir ittifak yapmıştı. bu teşebbüslerden haberdar olan timur 1394 ağustosunda yanında bulunan muttaharten'i erzincan'a yollayıp kendisi de kars'a döndü.bu arada sultan berkuk, kadı burhaneddin ile ittifakını kuvvetlendirirken sultan ahmed'e de bağdat'ı işgal ettirerek timur'a başka zorluklar çıkarmaya çalıştı.

1396'da timur, berkuk-bayezid-burhaneddin ittifak grubundan toktamış'ı ezmiş bulunuyordu.bundan sonra bayezid'i diğer müttefiklerinden ayırmaya çalıştı; ona yazmış olduğu mektubunda, kafirlerle daima gaza ve cihad faaliyetleriyle meşgul olan bayezid'i bu hareketinden dolayı uzun uzadıya övüp ona ve hanedanına dualar ettikten sonra cengiz sülalesinin yıkılmasından sonra başlayan karışıklığın bir tarihi özetini yapıp kendisinin iran, türkistan ve deşti kıpçak'taki başarılarını anlatıyor, "islam halifesine tahakküm eden, müzevvir, nimet hakkını bilmez çerkes köleciği" diye hakaret ettiği berkuk'u ve bunaklığından dolayı onunla birleşen "sivas kadıcığı" kadı burhaneddin'i cezalandıracağını söyleyip, kendisinin onlardan ayrılmasını ihtar ve zımnen tehdit ediyordu.

timur, en büyük düşmanı olan berkuk'un ölümü ile bu devletin içinde baş gösteren anarşi ve osmanlılarla memluklerin arasının açıldığını görüp her iki devleti ayrı ayrı ezmek zamanının geldiğine hükmederek 1399'da tekrar bu bölgeye bir sefer düzenledi. pasinler'e gelip avnik kalesi önüne indiği zaman bir çok hükümdar ve emir kendisine itaatlerini bildirmeye gelmişlerdi.bunlar arasında bayezid tarafından memleketleri ellerinden alınan anadolu beyleri de vardı.bunlar, ülkelerinin bayezid tarafından gasp edildiğini söyleyerek haklarını geri almasını kendisinden rica ediyorlardı. timur'un önünden kaçan celayirli sultan ahmed ile kara yusuf da bayezid'in yanına gelip kabul ve himaye görmüşlerdi.bu durum osmanlı ülkesine karşı harp yapmak üzere hazırlıklı gelmiş olan timur'un bir an evvel harbe sebep bulmasına yardımcı oldu. timur, bu iki kişinin kendisine gönderilmelerini veya osmanlı ülkesinden kovulmalarını istediyse de bayezid bunu reddedip harbe hazırlıklı olduğunu bildirdi.

1400 yılının temmuzunda iran ve türkistan'ın muhtelif kavimlerinden meydana gelen büyük ordusuyla erzurum ve erzincan'a gelen ve orada muttaharten tarafından karşılanan timur osmanlı ülkesine girip sivas'ı kuşattı.osmanlı askeri şehri iyi bir şekilde müdafaa etti.burada epey uğraşacağını anlayan timur bazı vaadlerle şehri teslim aldı fakat sözünde durmayarak büyük bir katliam, şehri yağma ve tahrip etti. timur bu hareketleriyle osmanlı ülkesini tahrip ediyor, tedhiş hareketleriyle halktaki dayanma gücünü kırmak istiyor, bu şekilde bayezid'i tahrik ederek onu üzerine çekmeye çalışıyordu.

timur'un sivas'a yaptıklarını duyan bayezid kuvvetlerini toplamaya çalıştı.o, timur'un sivas'tan sonra kayseri'ye veya tokat'a yürüyeceğini zannediyor, batı anadolu'ya gelinceye kadar çok zaman kaybedeceğini hesaplıyordu. timur ise sivas müdafaasını göz önünde bulundurarak anadolu'nun diğer şehirlerinin de uzun müddet mukavemet edeceğini, bunun da kendisine ağır geleceğini düşünüp bayezid'in kendi üzerine gelmesini bekliyordu. timur, bayezid'in düşündüğü gibi önce tokat ve kayseri'ye yürümeyip suriye'ye yöneldi.

bayezid bu sırada mısır'a elçi göndererek daha önce timur'a karşı yapılmış olan ittifakın yenilenmesini talep etti.fakat mısır sultanı, bayezid'e güvenemeyeceklerini, timur'un mağlup edilmesi halinde bayezid'in suriye'yi fethe kalkışacağını ve malatya'nin buna bir örnek olduğunu ileri sürüp her iki devletin de kendi ülkelerini ayrı ayrı müdafaa etmelerini bildirdi.

bu sırada timur antep, haleb ve şam'ı zaptetmiş buluyordu. timur'un suriye'yi fethettikten sonra kendi üzerine yürüyeceğini tahmin eden bayezid kayseri'ye geldi.halbuki timur, bayezid'le savaşmak için emrindeki kuvvetleri kafi görmemiş, bundan dolayı anadolu'ya yürümekten vazgeçip bağdat'a gitmişti. timur'un bağdat'a gittiğini duyan bayezid, aradaki anlaşmazlığın başlıca sorumlusu kabul ettiği muttaharten'i cezalandırmaya karar verip erzincan'ı işgal ederek muttaharten'i bursa'ya götürdü.

bu arada osmanlı-memluk ittifakı da yenilendi. ırak'ın zaptından sonra azerbaycan'a dönen timur, bütün kuvvetlerini toplayarak harp hazırlıklarına girişti.yıldırım bayezid, timur'un ırak'tan çekilmesi üzerine yanında bulunan sultan ahmed ve kara yusuf'a yardımcı kuvvetler verip timur'a tabi yerlerde karışıklık çıkarmaya gönderdi. timur daha suriye'deyken bayezid'e göndermiş olduğu mektubunda kendi hakimiyetini kabul etmesini isteyerek bir takım taleplerde bulunmuş, bayezid bunları reddetmişti. bayezid'in bu davranışı, o ana kadar anadolu'ya yürümekte tereddüt eden timur'u harekete geçirdi.

aslında timur bu sırada çin'i fethetmeyi düşünüyordu fakat arkada osmanlı devleti gibi kuvvetli bir devletin bırakılarak çin'e yönelmesinin tehlikeli olacağına hükmedip 1401-02 kışında bayezid ile savaşmaya kesin karar verdi. timur'un şehzadeleri ve ümerası osmanlılarla savaşmaya taraftar değillerdi.bunu açıkça söyleyememekle birlikte anadolu'ya yapılacak bir seferin kendilerine pahalıya mâl olacağını söylüyorlardı.halbuki timur, bayezid ile savaşmaya kesin kararlı görünüyordu.bu sebeple harbin bütün mesuliyetini bayezid'in üzerine atmak için ondan kabulü mümkün olmayan şeyler istedi.

timur, 1402 martında tebriz'e girip bayezid'e bir tehdit mektubu gönderdi.diğer taraftan timur hem müslümanlıktan bahsediyor, bu şekilde şehzade ve ümerasını kandırırken diğer taraftan fransa kralıyla ittifak yapmaya çalışıyordu. anadolu'yu istila etmeyi düşünen timur, tebriz'den kalkıp erzincan'a kadar geldikten sonra burada da durmayıp sivas'a doğru ilerledi. timur bu arada osmanlı ordusunda bulunan kara tatarlarla ittifak edip osmanlılar'dan ayrılıp kendisine katılmaları halinde anadolu'yu fethettikten sonra onlara büyük topraklar vereceğini vaadediyordu. timur sivas'a geldiğinde daha önce bayezid'e gönderdiği elçileri geldi.bunların yanında osmanlı elçileri de gelmiş ve bayezid'in bir mektubunu getirmişlerdi. bayezid bu elçilik heyetiyle timur'un isteklerini reddettiğini bildirdi.

timur tehlikesi yaklaştıkça osmanlı idarecileri arasında timur'a karşı takip edilecek siyaset konusunda ayrılıklar başladı.ümeranın bir kısmı timur'un isteklerini kabul edip harp yapılmaması fikrindeydi. bayezid bunu kabul etmeyip timur'un isteklerinin günden güne ağırlaştığını, bundan dolayı harpten başka çare kalmadığını söyledi ve harbe hazırlanılmasını emretti. bayezid bundan 6 yıl önce avrupa karşısında zorlu bir imtihandan geçmiş ve bundan parlak bir başarı elde etmişti. niğbolu'daki osmanlı başarısı bir tesadüf değildi.işte bayezid'i timur'a karşı cesaretlendiren sebeplerden biri de buydu.

timur, sivas'tayken, bayezid'in kuvvetlerini toplayıp tokat'a geldiğini duyunca harbi kabul edeceği müsait bir yer aramak üzere anadolu içlerine yürüyüp rastladığı şehir ve kasabaları yağma ve tahrip etmeye başladı.önce hafik kalesini zaptettikten sonra bir kısım kuvvetlerini kayseri'ye gönderdi.burda fazla durmayıp kızılırmak'ın kenarını takip ederek kırşehir'e geldi.çoğunluğu yaya olan osmanlı ordusu timur'u bu şekilde takiple gün geçtikçe yoruluyor ve zarara uğruyordu. timur'un gayesi de zaten osmanlı ordusunu iyice yorup harbi öyle kabul etmekti.daha sonra ankara'yı kuşatan timur, yıldırım bayezid'in yaklaştığı haberini alınca kuşatmayı kaldırıp çubuk çayı'nı arkasına alarak osmanlı ordusunun geçebileceği yerlerdeki su kuyularını tahrip ettirip geniş hendekler kazdırarak çubuk ovası'nda savaş hazırlıkları yaptı.

diğer taraftan tokat'ta timur'u bekleyen bayezid, onun tokat'a gelmeyip kayseri'ye, oradan da kırşehir'e gittiğini duyunca takip edilecek strateji ile ilgili devlet ileri gelenleri ile istişare yapmıştı.bu görüşmeler sırasında bir kısım ümera, dağlara çıkarak timur'un ordusuna baskınlar düzenleyip diğer taraftan kale ve şehirleri müdafaa tedbirlerini artırarak timur'u yıpratıp müsait bir zamanda ve mekanda yapılacak bir taarruzda onun mağlup edilmesini savunuyorlardı.padişah ve bir kısım ümera ise bir an evvel timur'un anadolu'daki zulümlerine son verilmek için süratle üzerine yürünmesi fikrindeydiler; bu fikir kabul edildi. bayezid tokat'tan süratle yola çıkıp timur'un yolunu kesmeye ve kızılırmak'ın kenarında ona yetişmeye karar vermişse de muvaffak olamamıştı.onun ankara'yı kuşattığını duyunca ankara'ya doğru yürüyerek kendisinden evvel çubuk ovası'nı tutmuş olan timur'un ordusunun karşısında osmanlı ordusu da harp vaziyeti aldı.her iki ordunun mevcudu hakkında kaynaklar çeşitli rakamlar vermekle beraber timur'un ordusunun daha kalabalık olduğu anlaşılıyor.28 temmuz 1402'de çubuk ovası'nda yapılan savaşta osmanlı ordusu mağlup oldu.yıldırım bayezid rakibinin eline esir düştü. 8 ay kadar timur'un elinde esir kalan bayezid, akşehir'de iken hastalanıp öldü (mart 1403).

1. bayezid'in kurmayı planladığı merkeziyetçi devlet de böylece bir darbeyle yıkılmış oldu. yıldırım bayezid zamanında osmanlı devleti dünya siyasetinde bir kuvvet olarak görünüp kendisinden bahsettirmeye başlamıştı. aynı zamanda kurulan merkezi idare padişahın kulları tarafından uygulanmaya çalışılmış fakat çok yaşamamıştır. bu zamanda osmanlı devleti batı avrupa'dan orta asya'ya, rusya'dan mısır'a kadar dünya siyasetinin mühim unsurlarından biri haline gelmiştir.

timur-bayezid çatışması türk tarihi bakımından mühim sonuçlar ortaya koymuştur. timur, iran'a hakim olduktan sonra büyük selçuklular'ın ve ilhanlılar'ın varisi olmak iddiasıyla anadolu'yu fethe girişmişti.onun nazarında osmanlı beyliği anadolu'da kurulmuş olan bir uç beyliğinden başka bir şey değildi. timur, türk-moğul kağanlık geleneğini canlandırmak, bir taraftan da bütün sünni islam aleminin koruyucusu ve hakimi olmak iddiasıyla anadolu'ya girdiğini söylüyordu. buna karşı çıktıkları gerekçesiyle kendisine karşı koyan batıdaki iki büyük türk devletini (altınordu ve osmanlı devleti) ezip parçalaması, umumi türk tarihi ve özellikle de anadolu tarihi için felaketli hadiselerdendir.osmanlı devleti'nin hakiki manada kurulmasının gecikmesi, düşmek üzere olan bizans'ın bir müddet daha yaşaması, osmanlı devleti'nin parçalanmasının bir neticesidir.çaldıran savaşı'ndan sonra yavuz sultan selim tarafından tekrar kurulmasına kadar geçen zamanda anadolu, bu karışıklığın ızdırabını daimi olarak çekmiştir.

ankara savaşı'ndan sonra batı anadolu'ya geçen timur, burada 1344'ten beri haçlıların elinde bulunan ve anadolu'yu tehdit eden aşağı izmir kalesi'ni alıp aydınoğulları'na verdi. timur'un bu davranışı anadolu türklerine, osmanlılar'dan daha büyük ve kuvvetli bir gazi olduğunu gösterme isteğinden başka bir şey değildi.

Osmanlı'nın 30 Bin Asker Kaybettiği Pek Bahsedilmeyen Olay: Zenta Savaşı