Pek Çok Kişinin İnsan Olduğuna İnanamadığı Esrarengiz Keşif: Atacama İskeleti
ata olarak da bilinen atacama iskeleti, 2003 yılında şili'nin kuzeyindeki atacama çölü'nde keşfedilen küçük mumyalanmış cansız bir yaşam formu. ata yaklaşık 15 santimetre uzunluğunda. belirgin kafatası çıkıntılarına, büyük göz yuvalarına ve normal bir insanda olması gerekenden daha az kaburga kemiğine sahip.
bu olağandışı fiziksel özellikleri de onda uzaylı benzeri bir görünüm oluşturmuş. olay medyaya ilk düştüğü andan itibaren bunun sahte bir fotoğraf olduğundan dünya dışı yaşama kadar yüzlerce teori ortaya atılmış, bunun üzerine 2014 yılında stanford üniversitesi'nden dr. garry nolan liderliğindeki bir grup bu cansız beden üzerinde kapsamlı genetik testler gerçekleştirmiş. nolan yaptığı çalışma neticesinde, ata'nın ‘’yüzde 100’’ insan olduğunu, oksikosefali (insan kafasının doğumda kule biçimini aldığı genetik bir hastalık), cücelik ve erken yaşlanma gibi birbirinden farklı 64 genetik mutasyon gösterdiğini, ayrıca kemikleri üzerinde yapılan çalışmanın yaşları 6 ila 8 arasında bir çocuğa ait olabileceğini söylemiş.
tabii bu durum bilim dünyası içinde büyük bir gizemin başlangıcı olmuş. atacama iskeleti herhangi bir yaştaki tipik insan kalıntılarından fazlasıyla küçük. insanların 12 çift kaburgası varken, ata'nın sadece 10 çift kaburgası var. kafatası ve kemikleri bir fetüs için olması gerekenden daha az gelişmiş. özellikle, ata’nın yaşadığı deformasyon ve büyüme sorunlarına neden olan genetik mutasyonlar neredeyse milyonda bir görülen türde. yani, bir fetüsün 64 genetik mutasyona sahip olması herhalde yüzyılda bir kez denk gelinebilecek bir olay. buna ek olarak, stanford üniversitesi komisyonu tarafından hazırlanan orijinal raporda nolan’ın verdiği bir röportajda söylediğinin aksine dna'nın yüzde 8'inin insan dna'sı ile eşleştirilemediği belirtilmiş. kabaca, dünya üzerinde yaşayan her canlı temelde aynı dna'ya sahip ve 1 insanı 1 şempanzeden ayıran sadece %1.2’lik bir fark var. yüzde 10'u ise bir insanı bir kediden ayırır. insan genomu tüm insanlarda çoğunlukla aynıdır. tüm ırk ve etnik kökenleri hesaba katmak için yaklaşık %1'lik bir varyasyon söz konusudur. yani, şunu demeye çalışıyorum; elimizde ‘’bildiğimiz kadarıyla’’ daha önce ele geçirip incelediğimiz bir ‘’uzaylı’’ olmadığına göre nolan nasıl bu kadar emin konuşabiliyor? bilmiyorum.
olay vakti zamanında gerçekten çok büyük yankı uyandırmış ve şu an halen forumlarda tartışılmaya devam etmekte. bana ister deli deyin, ister manyak, şahsen ben bu şeyin bir insan fetüsüne ait olduğunu düşünmüyorum, ancak stanford üniversitesi ‘’insandır cnm, insan’’ diyerek konuyu bir şekilde kapatmayı başarmış.