Piyasadaki Antibiyotik İlaçların Çeşitli İşlevleri

Antibiyotikler ne işe yarar? İşleyiş mekanizmaları nasıldır? Görevleri nedir? Hastalanınca pek düşünmeden kullanılan antibiyotiklerin işlevleri.
Piyasadaki Antibiyotik İlaçların Çeşitli İşlevleri
iStock

antibiyotiklere dair en temel bilgiler antibiyotiklerin klasifikasyonu üzerinden verilebilir.

antibiyotiklerin bakteriostatik ve bakterisidal olmak üzere iki ana işleyiş mekanizmaları vardır. bakteriostatik, adını yunanca kökenli bir sözcük olan durağanlık anlamındaki "stasis"den alırken, bakterisidal adını latincedeki "öldürücü" anlamını katan "-cida" ekinden alır. haliyle bakteriostatik, bakterilerin çeşitli yaşamsal aktivitelerini onları öldürmeden durdurarak çoğalmalarını engellerken; bakterisidal bakterileri öldürerek tesirini gösterir.

piyasadaki antibiyotikler kısaca;

1) bakteriyel hücre duvarına etki edenler,
2) bakteriyel nükleik asitlere etki edenler,
3) bakteriyel protein sentezine etki edenler,
4) bakteriyel zara etki edenler,
5) antimetabolit etkiye sahip olanlar,

şeklinde özetlenebilir. bunları ayrı ayrı incelemek gerekirse:

1) bakteriyel hücre duvarına etki edenler

peptidoglikanlar, özellikle gram-pozitif bakterilerin hücre duvarları kütlelerinin önemli bir oranını oluştururlar. haliyle peptidoglikan sentezini engellemek, bakterinin ölüm fermanını imzalamaktır.

peptidoglikan sentezini engellemenin birden fazla yolu mevcuttur zira sentez tek bir basamakta olmaz. önce sitoplazmada öncüller üretilir, sonra bu öncüller bir taşıyıcı ile dış yüzeye taşınır. devamında polimerler arasında çapraz bağlar kurulur.

mesela basitrasin lipid fosfatazı inhibide ederek çalışır. c55-izoprenil pirofosfatın defosforilasyonuna etki edilmesi, taşıma evresinin sonunda peptidoglikanın taşıyıcıdan normal salınımını engelleyecektir.

bir başka evreden örnek vermek gerekirse, beta-laktamların ekseriyeti (penisilinler gibi) çapraz bağların kurulumunun katalizasyonu için zaruri olan pbp'leri inhibe ederek işe yaramaktadır.

2) bakteriyel nükleik asitlere etki edenler

nükleik asitler dna ve rna iken, bunların sentezi için gereken madde folik asittir. bu yüzden nükleik asitlerin sentez süreci folat, dna giraz veya rna polimeraz üzerinden manipüle edilebilir.

tüberküloz veya lepra (bkz: lepra/@highpriestess) gibi mycobacterium kaynaklı durumlarda kullanılan rifampisin, rna polimeraz üzerinden etki eden antibiyotiğe örnek teşkil etmektedir.

kinolonlar, dna giraz veya topoizomeraz iv enzimlerini inhibe ettiklerinden dna replikasyonuna engel olarak çalışmaktadırlar.

folik asit mekanizması için ise dihidrofolik asit üretimini bozan sülfonamidler misal gösterilebilir ilaçlardır. sülfonamidler antimetabolit sınıfında da konumlandırılabilirler.

3) bakteriyel protein sentezine etki edenler

herkes temel biyoloji bilgisi ile protein sentezinin ribozomlarda gerçekleştiğini az çok bilir, ribozomlarda ise 50s ve 30s alt birimleri vardır.

klindamisinler, bir başka örnek olarak makrolitler 50s alt birimi üzerinden bakteriyel protein sentezine engel olurlarken, tetrasiklinler ve aminoglikozidler bunu 30s alt birimi üzerinden yaparlar.

4) bakteriyel zara etki edenler

gram-negatif bakterilerin zarlarındaki lipopolisakkaritlere bağlanarak işleyen, ribozomal olmayan peptidlerden polimiksinler bu gruptadır. gram-negatif enfeksiyonlarda kullanılırlar.

5) antimetabolit etkiye sahip olanlar

dihidrofolat redüktaza bağlanarak dihidrofolik asidin tetrahidrofolik aside indirgenmesini inhibe eden trimetoprim ve daha önce sözünü ettiğim sülfonamidler aslında dna sentezi ile ilişkili antibiyotikler olup kaynaklarda antimetabolit olarak da klasifiye edilebilirler.

bu sınıflandırmalar mekanizmalara göredir. etki gücü dikkate alınarak yapılan sınıflandırmalarda hangilerinin bakteriostatik, hangilerinin bakterisidal olduğuna bakılır.

bir başka sınıflandırma yöntemi ise antibiyotiklerin spektrumlarıdır. hastalığa sebep olan mikroorganizma tam olarak tespit edilemediğinde geniş spektrumlu antibiyotikler tercih edilir. lakin patojen spefisik olarak biliniyorsa dar spektrumlu antibiyotik kullanılır zira spesifik bir patojene özel olarak hedefleme daha etkili sonuç verir.

kaynak 1, kaynak 2