Pontus'un Bir Zamanlar Roma'ya Kafa Tutmasını Sağlayacak Kadar Zengin Olmasının Sebepleri

MÖ 281-MS 62 arasında yaşamış olan krallık, bir zamanlar başındaki kişinin Roma İmparatorluğu'na kafa tutmasını sağlayacak kadar varlıklıydı. Neden?
Pontus'un Bir Zamanlar Roma'ya Kafa Tutmasını Sağlayacak Kadar Zengin Olmasının Sebepleri

pontus, milattan önce birinci yüzyılın en zengin coğrafyalarından biri. özellikle pontus kralı altıncı mithradates'in yaklaşık olarak 25 yıl boyunca roma cumhuriyeti'ne kafa tutmasına direkt olarak etki etti. peki, milattan önce birinci yüzyılda pontus'u bu kadar değerli yapan şeyler nelerdi?

1. zengin kaynaklarının başında orkinos ve uskumru vardı. bunların tonlarcası akdeniz'e satılırdı. gelen paranın ne kadar olabileceği ancak tahmin edilebilir.

2. karadeniz'de bolca nehrin bulunması tarımı da olağanüstü derecede etkilemişti. armut, incir, kayısı, kiraz boldu. kral mithradates'in rakiplerinden olan romalı komutan lucius licinius lucullus, pontus'u işgal ederken kiraza hayran kalmıştı. zafer alayı için kiraz ağaçlarını roma'ya götürmeyi ihmal etmedi.

3. bugünkü sinop-samsun arasında oldukça gelişmiş bir yol sistemi mevcuttu. ürünler bu topraklar sayesinde her tarafa ulaştırılıyordu. ayrıca kentler, kasabalar birbirine kolayca bağlanıyordu.

a. roma'ya saldırmadan önce kral mithradates tarafından en az 75 kale yapılmıştı ki bunlar büyük yapılardı ve sadece askeri amaçlı değildi. yani 75 kale yapımı bile pontus'un zenginliğini bizlere anlatmaktadır.

4. bugün de bildiğimiz üzere ormanı boldu. kereste üretimi aşmış bir vaziyetteydi. yapılacak donanma için neredeyse sınırsız bir hammadde vardı.

a. ormanın bolca bulunması zehir oluşturmak için gerekli kaynakların da bulunduğu anlamına geliyordu. mithradates, "zehirlerin kralı" unvanını aldığında bunu tamamen pontus'a borçluydu. bu coğrafyadan geçmekte olan ksenophon ve askerleri (anabasis - on binlerin dönüşü) büyük ihtimalle bugünkü trabzon'da yedikleri zehirli bir baldan dolayı neredeyse ölüyorlardı.

b. dünyanın en bereketli ormanlarına sahip olmak demek aynı zamanda hayvan sayısı bakımından da eşsiz bir seviyede olmak demekti. kral mithradates'in avcılığa ayrı bir merakı vardı ve gençken -bir nevi sürgüne gittiği bir dönemde- yaklaşık beş yıl boyunca bu ormanlarda avlanarak hayatta kaldı.

5. kunduz denildiği zaman akla pontus gelirdi. kunduz testislerinin antik çağ'da cinsel gücü artırdığı kabul edilirdi.

6. altın, gümüş, bakır, kaya tuzu, cıva vs gibi madenlere sahipti. dediğimiz gibi ilaç ve zehir yapımı için gerekli ürünler de mevcuttu.

a. sinop'ta uğursuz kabul edilen kırmızı toprak, arsenik gibi zehirli maddelerle birleştirilip ihraç ediliyordu. ayrıca bu kırmızı toprak, su alan gemiler için bir nevi tıpa görevi de görebiliyordu.

b. iskitler'in topraklarına da oldukça yakın olan pontus'ta, iskit şamanlarını görmek mümkündü. bu şamanların, zehir ve büyü gibi konularda usta olduğu biliniyor.

c. pontus'taki madenlerde sadece ölüm cezasına çarptırılmış kişiler çalıştırılırdı ki ortamın ne kadar zehirli ve pis olduğunu göstermesi açısından önemlidir.

7. pontus'a ve limanlarına hakim olmak demek aynı zamanda karadeniz'e de hakim olmak demekti. ayrıca bu limanlarda meşhur korsan gemileri de bulunurdu. bu korsanlar, hem mithradates'n babasının hem de mithradates'in sarayında hiçbir zaman eksik olmadı. tarihçilere göre, bu korsanlar sadece karadeniz'de değil ege'de de söz sahibiydiler ve en az 1000 parçalık bir donanmaya sahiptiler. yani pontus'un kozmopolit bir yapıya sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

a. korsanların yağmaladığı tüm mallar, pontus limanlarından pazara çıkıyordu. dolayısıyla pontus ve limanları zengindi.

b. bu korsanları, olası bir savaşta parayla satın alarak kullanabilmek mümkündü. mithradates de, roma'yla süren 25 yıllık mücadelesinde korsanları her zaman kullandı.

c. pontus'un gelişmesinde en büyük etkenlerden biri de -roma'ya nazaran- uyguladıkları mantıklı ve etik vergi politikalarıdır. gümrük vergilerinin uygun olması, burayı cazibe haline getiriyordu.

8. pontus üzerinden karadeniz'e kurulan hakimiyet aynı zamanda azak, kırım ve kerç boğazı üzerinde de büyük bir denetim sağlıyordu.

a. buralardan gelen ticaret kontrol edilebiliyordu. özellikle iskit bozkırından gelen tahıl, pontus'u besliyordu. ayrıca iskitler, kurganlara gömülü altınları çalmasıyla meşhurdu. tarihçiler bu mezarlardan çalınan değerli madenlerin ve eşyaların yine pontus'a getirilip burada satıldığını söyler.

9. meşhur filozof diyojen de sinoplu'ydu ve mithradates; diyojen'in, büyük iskender ile olan meşhur diyaloğunu biliyordu. aynı zamanda diyojen'in ekolünden gelen yunan okulları'nın pontus'ta yer edindiğini söylemek mümkün.

a. tarihçi strabon da mö 63'te, mithradates'in öldüğü tarihte, amasya'da dünyaya gelmişti.

10. pontus'un güneyinde meşhur kappadokia vardı. persçe'de katpatuka olarak ifade edilirdi ve "güzel atların memleketi" anlamına gelirdi. dolayısıyla buranın atları, tüm akdeniz coğrafyasında biliniyordu. süvari sınıfı oluşturmak için özel atların eğitildiği yerler de vardı.

11. doğusunda ise armenia ile birlikte adeta gizemli bir coğrafya, altın, hayvan, egzotik ürün gibi pek çok şeyi barındıran kolkhis/gürcistan vardı.

a. armenia'nın roma için her zaman özel bir konumu vardı. parthlar'a karşı tampon bölge olan armenia'da, roma yanlısı krallar tahta oturtulurdu. aksi gerçekleştiğinde roma için bu direkt olarak savaş anlamına geliyordu. mithradates döneminde, armenia'nın kralı olan büyük tigranes aynı zamanda mithradates'in damadıydı. armenia ve pontus'un birlikte hareket etmesi roma'yı bir süre uğraştırdı fakat lucius licinius lucullus anında tigranes'i cezalandırmak için geldi.

b. tarihçi strabon'a göre, pontus'un doğusunda vahşi dağ kavimleri mevcuttu. mossynokoi/kule insanları bunların en vahşisiydi. ağaçlarda yaşayan bu dağ kavimleri, en yüksek ağacı krallarına verirlerdi. kral, aynı zamanda burada esir gibiydi. eğer verdiği karar, dağ kavimleri tarafından onaylanmazsa kral aç bırakılarak öldürülüyordu. ayrıca herkesin önünde yapılan seksten ayrı bir zevk aldıkları anlatılır. pek çok dağ kavmi de dövmelerinden tanınırdı.

c. pontus'un en yüksek rahibi, her antik çağ medeniyetinde olduğu gibi ayrıcalıklıydı ve kendisine büyük saygı duyulurdu. fahişeler kazandıkları paranın bir miktarını ya da hepsini bu rahibin emrindeki tapınaklara ve görevlilere bağışlarlardı. evlenmeden önce bazı kadınların bu tapınaklarda yabancılarla birlikte olmaları adetti. mithradates'in bile böyle bir kadına denk gelip onunla ilişki yaşadığı kabul edilmektedir.

12. amazonlar'ın kendilerine has kültürünü pontus'ta da bulabilmek mümkündü. amazon mezarları yaygındı. ayrıca amazonlar'ı sinope, amaseia, amastris/amasra gibi yerlerin kurucusu olarak kabul eden de çoktur.

mithradates zamanında pontus devleti'nin en geniş sınırları (mor renk)


kaynak + adrienne mayor - mithradates: zehirlerin kralı - roma'nın en amansız düşmanının hayatı ve efsanesi, çevirmen: gürkan ergin
+ gürkan ergin - anadolu'da roma hakimiyeti