Samsunspor'un 10 Yıl Boyunca, Tırnaklarıyla Kazıya Kazıya Süper Lig'e Çıkma Hikayesi
2011-2012 sezonunda çıkmıştık süper lige...
o sezon çok fazla yanlış yapıldı. önce başkan birilerinin hatırı ile istifa ettirildi, yerine kazım yılmaz geldi. ardından bizi lige çıkaran hüseyin kalpar hocayı gönderip, türk futboluna yabancı, vladimir petkoviç getirildi. şampiyon takımın iskeleti darmaduman edilip, onlarca transfer yapıldı. üstelik bu transferleri hesapsızca yapan isim adnan sezgin'di.
oysa gençlerbirliği maçıyla lige fırtına gibi başlamıştık. ne yazık ki lig ilerledikçe gidişat kötüleşiyordu. önce petkoviç gönderildi. samsunspor'umuz, "kurtarıcı" sıfatıyla lig arasında mesut bakkal'a emanet edildi.
fena gitmiyorduk. özellikle theofanis gekas, michael fink, murat yıldırım'ın kişisel becerileriyle toparlanmaya başladık ikinci yarı. feneri kendi sahamızda 3-1 yendik. beşiktaş'ı inönüde murat yıldırım'ın füzesiyle 1-0 mağlup ettik.
o sezonu hatırlayanlar olacaktır mutlaka. hani şu saçma sapan play-off sisteminin apar topar getirildiği sezon. şampiyonda, avrupaya gidecek kulüplerde play-off ile belirlenecek, ancak düşecek takımlar her zamanki gibi, son üç sıradaki takımlar olacaktı.
ve artık ligin son haftasındaydık. kendi evimizde sivasspor ile oynuyorduk. kazanırsak ligde kalacak, bizim yerimize düşecek takımda antalyaspor olacaktı. maça iyi başladık. fink attı, öne geçtik. ardından sivas beraberliği yakaladı. ikici yarı bir tane daha attı rıza hocanın öğrencileri. mağluptuk, düşüyorduk. o maç askerdeydim, sinirden duvarları yumrukluyordum. sonra son düdük sesi, stadda ölüm sessizliği... ah uğur boral ah! o karşı karşıya kaldığın pozisyonu atabilseydin, belki de çok farklı geçecekti yıllar.
sonuç olarak, samsunumuz lige çıktığı sezon, beceriksiz yönetim ve bozulan kadro yapısı yüzünden düştü. neredeyse tüm kadro şehri terk etti. derler ki, o gece samsun-istanbul uçağında 20'den fazla futbolcu varmış. kalan acıyı yıllarca biz yaşadık.
düştük. ama hep ait olduğumuz yere geri gelmek için uğraştık, yıllarca...
şükrü saraçoğlu'nda taraftarımızın alınmadığı play-off finali oynadık. yenildik, çıkamadık. sonraki sezon yine play-off finali oynadık, antalyaspor ile. o maç staddaydım. tam "bu sefer oldu" derken, kırmızı kart-uzatmalarda gelen goller. penaltılarda elendik, yine çıkamadık. anladık ki, play-offlar bize göre değildi. bu takım ancak şampiyon olup çıkabilirdi bu bataklıktan.
her sezon yapılan transferler, kulübü iyice borca sokmuştu
battıkça battık. kulüp sahipsiz kaldı. "amatöre düşsen, kaldırımda destekleriz" derken, koca yürekli, kaza gazimiz kaptan emin kar kulübe başkan oldu. ancak para yok, borç çoktu.
artık ait olduğu süper lige çıkmaya odaklanan samsunspor yerine, tff 1.liginde kalmayı başarı olarak gören bir takım hüviyetine bürünmüştü şehrimizin takımı.
samsun'umuzu en son süper lige çıkaran, erkurt tutu tekrar başkan oldu. ancak ne yazık ki o da çare olamadı. artık samsunspor, düşmenin kolay, çıkmanın ise imkansıza yakın olduğu, türkiye profesyonel futbol liglerinden en zoru olan ikinci lig kademesindeydi. tüm şehir suskun, mutsuz ve ümitsizdi.
bunlar da yetmezmiş gibi; kulübe başkan olmak isteyen çıkmayınca, koca samsunspor'a kayyum atandı. artık adım adım tepetaklak gidiyorduk..
derken, yüksel yıldırım geldi. efsane başkanımız ismail uyanık ile birlikte. yeniden samsunspor'u ait olduğu yere çıkarma sözü verdi. teknik direktör olarak takımın başına diğer efsanemiz ertuğrul sağlam getirildi. tüm şehir uyanmış ve ümitle dolmuştu. ilk sezon bu lanet ligden çıkamadık. ikinci sezonda rekor puanla şampiyon olduk. artık tek beklentimiz bir an önce süper denen o lige çıkmaktı.
pandemi zamanıydı
son haftalara 3 takım eşit puanla giriyorken, üçlü averajda en kötü durumda olan bizdik. statlara seyirci alımı yasakken, rakiplerimiz statlarına seyirci alıyor, geri pastan rakibimizin yediği gol ofsayt diye verilmiyordu. yapılan haksızlıklara çıkardığımız sesi sadece biz duyduk.
play-off'a kaldık, bu sefer ilk turda altınordu'ya elendik. dedik ya, play-offlar bize ters. sabırla bekledik. her sezon inançla dolduk ancak hep kötü sonlar, kaybolan yıllar hanesine bir çizik daha attırdı.
bu sezonda, ilk yarının ortalarında, birilerinin hatırı ile kulübün başına getirilen bayram bektaş gönderildi. yerine, yüksel başkan büyük risk alarak hüseyin eroğlu'nu getirdi. hüseyin eroğlu yıllarca altınordu'yu çalıştırmış, yabancı hiçbir futbolcu ile çalışmamış, hedefi olan bir takımda hiç bulunmamıştı.
yine kafamızda soru işaretleri vardı. çünkü yanlış teknik direktör seçimleri yüzünden kulüp yıllar kaybetmişti. dile kolay, düştüğümüz sezondan sonra samsunspor'un başına gelen 23. teknik direktördü.
hüseyin hoca kötü başladı ama çok iyi toparladı takımı. inanılmaz bir ivme kazandırdı, hem takıma hem de şehre. tam 20 maç yenilmedi samsunspor'umuz. geçen haftaki göztepe maçında bu seri bozulmuş olsa da, canları sağ olsun.
ve artık bu gece itibarı ile süper denen o lige geri geldik
yıllarca bekledik. çok acı çektik. yılmadık, küsmedik, hep destekledik ama asla pişman olmadık. istanbul takımları yerine, şehrimizin takımını tuttuk. ne mutlu ki artık ait olduğumuz yere geri geldik.
artık tek hedefimiz, bu ligde eskisi gibi kalıcı olabilmek ve tarihimizde hiç gidemediğimiz avrupa kupalarında türkiye'yi atatürklü arma ile temsil edebilmek.
yeni değil, geri geldik.