Şehzade Mustafa, Ne Oldu da Öz Babası Tarafından 38 Yaşında Boğduruldu?
- şehzade mustafa'nın hikayesi kanuni sultan süleyman'ın padişahlığı, osmanlı devletinin en güçlü dönemlerinden biridir. elli yıl süren padişahlık, akdeniz, orta doğu ve balkanlardaki mutlak hakimiyet, saltanatının son yıllarında iki önemli taht kavgasını önleyememiştir. şehzade mustafa’nın öldürülmesi, halk ve askerde büyük üzüntüye sebep olmuştur. şehzadeden beklenti büyüktü. geleceğin güçlü padişahı olacak, devletin gücüne güç katacaktı.
- kanuni dönemi “muhteşem” olsa da devleti aliyye’nin bazı sorunları vardı. sürekli karada ve denizde sefer halinde olan ordunun masrafları artmıştı. dolayısıyla halk üzerindeki vergi yükü de artmıştı. dünya ticaret yollarında olan değişiklikler, osmanlı parasının değer kaybetmesine sebep olmuştu. hayat şartları gittikçe zorlaşmış, sorunlar zamanla büyümüştür. yaşlanan padişahın bu sorunları çözemediği düşünülüyordu. şehzade mustafa böyle bir dönemde umut kaynağı olmuştu.
mustafa’nın hayatı
- şehzade mustafa, 1515 yılında manisa’da doğar. o sırada kanuni, manisa sancakbeyidir. dönemin bilginlerinden iyi bir saray eğitimi almıştır. fiziksel olarak dedesi yavuz sultan selim’e benzediği, diğer kardeşlerine nazaran daha zeki olduğu söylenmektedir.
- alçakgönüllü ve cömert olması sebebiyle halk ve asker tarafından seviliyordu. o dönem osmanlı ülkesine gelen seyyahların günlüklerinde de şehzade mustafa’ya gösterilen bu ilgi ve alakadan bahsedilmişti (bkz. hans dernschwam,ogier ghislain de busbecq anıları).
- kanuni, padişah olunca istanbul’a giderler. şehzade mustafa, topkapı sarayı’nda eğitime devam eder. 1533’te manisa’ya sancak beyi olarak gönderilir. manisa, şehzadeler için önemli bir şehirdir çünkü padişah öldükten sonra tahta geçmek için en yakın sancaklardan biridir. bazı kaynaklarda, mustafa’nın manisa’ya gönderilmesi hürrem tarafından saraydan uzaklaştırılması olarak yorumlanır ancak bu pek doğru değildir.
- manisa sancakbeyliği, şehzade mustafa’nın halk tarafından tanındığı, askerle ilişkilerini geliştirdiği yıllardır. şehzade mustafa’nın halk ve asker tarafından desteklenmesi, ayrıca en büyük şehzade olması taht için en uygun aday olduğunu gösteriyor. bu durum, üç erkek oğlu olan hürrem sultan’ın pek hoşuna gitmemiş olsa gerek. çünkü bir şehzade padişah olduktan sonra, kardeş katli yasası gereği öz, üvey kardeşlerini öldürmekteydi.
- macar seferi hazırlığında olan kanuni, iran tarafından gelebilecek bir saldırı olasılığından dolayı, tecrübeli ve güvendiği şehzade mustafa’yı 1541’de amasya’ya tayin etmiştir. manisa’ya, hürrem sultan’ın oğlu şehzade mehmet gönderilmiştir. anlaşılan, mustafa istanbul’dan daha da uzaklaşmıştır.
kanuni saltanatı’nın zor dönemleri
her ne kadar “muhteşem” yüzyıl olsa da, devletin görünen gücüne rağmen yaşanan bazı sorunlar vardır.
- ümit burnu ve amerika kıtasının keşfi dünya ticaret yollarını değiştirmiştir. ticaret yolunun yön değiştirmesi devletin vergi gelirlerini azaltmıştır.
- değişen ticaret yolları osmanlı’da değerli madenlerin azalmasına sebep olmuştur. böylece osmanlı parası gittikçe değer kaybetmiş, enflasyon yükselmiştir. bazı yıllar tarım üretim düşmüş, kıtlığa sebep olmuştur. asker ve köylü üzerindeki yük artmıştır. ordu masrafları için vergiler artırılmıştır. tarlasını sürmek, vergiyi ödemek için çiftçiler faizle borç almıştır. borcunu ödeyemeyen çiftçi tarlasını, çiftini kaybetmiştir. tarımsal gelirin azalması, tarımla geçinen tımarlı sipahileri de etkilemiştir.
- bir başka grup ise medrese mezunlarıdır. kanuni döneminde medrese sayıları artırılmıştır. dolayısıyla medrese mezunu da artmıştır. sınırlı kontenjandan dolayı anadolu medreselerinden mezun olanların çoğu istanbul, edirne ve bursa’daki yüksek medreselere girememiştir. kadı, müezzin, imam olarak da az bir kısmı atandığı için medrese mezunlarının çoğu boşta kalmışlardır. işsiz medreseliler zamanla gruplaşarak köylü ve ahaliden zorla bağış almışlardır.
- bu sebeplerle köylüler, çiftçiler, tımar sahipleri, işsiz medrese mezunlarının yoğun olduğu anadolu'da, kanuni’nin saltanatına karşı olumsuz bir hava oluştu. yaşlanan padişahın tahttan çekilmesiyle (dedesi beyazıt gibi) kendi durumlarının düzeleceğine inanmışlardır.
- sarayda söz sahibi sadece padişah değildi. sarayda en söz sahibi kadın, padişahın annesidir. sonrasında gözde olan eşleridir. padişah eşleri ve cariyeleri kendi çocuklarının padişah olmaları için türlü oyunlar yapıyordu.
- muhteşem yüzyıl dizisinden hepimiz hürrem sultan’ın oyunlarını, işvesini, cilvesini biliyoruz. peki, saray içerisinde bu denli entrikalar döndürülürken şehzade mustafa’nın annesi mahidevran sultan ne yapmaktadır? mahidevran sultan padişah üzerinde etkili olmak bir ittifak kurmaya çabalamış mıdır? burada şöyle bir durum söz konusudur: şehzade sancağa gönderildiğinde annesi de şehzadeyle gönderilirdi. bu sebeple mustafa’nın manisa’ya gönderilmesiyle mahidevran sultan’da saraydan gönderilmişti. ayrıca hürrem sultan’ın kanuni ile olan ilişkisi öyle boyuttaydı ki kanuni’nin hürrem sultan’la evlenmesiyle sonuçlanmıştı. yıldırım beyazıt’tan beri padişahların hiçbir eşine nikah kıymadığı düşünülürse durum daha netlik kazanır. ayrıca hürrem, sancağa gönderilen oğluyla sancağa da gitmemiştir.
- bu süreçte önemli biri de kanuni’nin annesi hafsa sultan’dır. onun desteklediği taraf daha ağır basacaktır muhakkak. hafsa sultan’ın, mahidevran - hürrem çekişmesinde mahidevran'dan yana olduğu bilinmektedir. ancak hafsa sultan'ın 1534’te ölümüyle dengeler değişmiştir. sarayda mustafa’yı destekleyen sadrazam damat ibrahim paşa'nın (pargalı) 1536'da öldürülmesiyle de şehzade mustafa saraydaki en büyük destekçilerini kaybetmiştir.
- hürrem sultan, kızı mihrimah sultan ile rüstem paşa’yı evlendirmiş, rüstem paşa’nın 1544’te sadrazam olması hürrem’in elini daha da güçlendirmiştir.
- hürrem sultan kendi çocuklarından birinin padişah olmasını istiyordu. bu sebeple mustafa’nın bir şekilde saf dışı edilmesi gerekti.
- osmanlı'nın ezeli düşmanı iran ile iletişim kurduğunu göstermek mustafa’nın sonu demekti. bir rivayete göre rüstem paşa, şehzade mustafa’nın mührünün kopyasını yaptırıp, iran şahına onun ağzından mektup gönderip kızını istemiştir. bu mektuba verilen cevap kanuni’ye ulaştırılmıştır. bir başka durum ise şehzade mustafa’nın padişahlık için sakal bıraktığı, asker ve halk arasında mustafa’nın tahta geçeceğine dair dedikoduların yayılmasıdır.
katli ve sonrası
- 1553 yılında iran seferi’ne çıkan kanuni, istanbul’dan çıkmadan önce şeyhulislam ebusuud efendi’den oğlunun öldürülmesine dair fetva almıştır. fetva şöyledir:
- bir tüccarın kölesi, iş gezisine çıkan efendisinin karısını, çocuklarını ve işlerini kendisine emanet etmiş olmasına karşın, onun işlerini altüst edip karısını baştan çıkarır, çocuklarına tuzak kurar ve sonunda efendisine karşı suikast düzenlerse şer'an hangi cezaya çarptırılmalıdır?" bu soruya müftü ebussuud "katli vaciptir" diye fetva vermişti.
- fetvaya baktığımızda, eğer şehzade fetvada örnek gösterilen köle gibi bir iş yaptıysa, ona hain değil başka bir şey dememiz gerekir.
- konya ereğlisi yakınlarında ordu mola vermiş, ordugah kurulmuştu. kanuni, şehzade mustafa’ya haberci gönderir. erzurum tarafından gelecek bir saldırıyı önlemek için mustafa’yı göndereceğini, bu yüzden konya’ya gelmesini istemiştir. şehzade, bu çağrının risk içerdiğini fark etmiş, hatta çevresindekiler tarafından da uyarılmasına rağmen emre karşı gelmemiştir.
- konya’ya 5000 askerle gider ve otağını kanuni’nin otağının yakınlarına kurar. konya’da olduğu zaman padişahın otağında öldürüleceğine dair haberler alır. bu haberlerin kanuni ile arasını bozmak isteyen rüstem paşa tarafından uydurulduğunu düşünür. otağından çıkıp padişahın huzuruna gider. padişah otağına şehzadelerin silahlarıyla girmesi serbest iken, şehzadeden kılıcını ve hançerini teslim etmesi istenir. içeri girdiğinde babası yerine yedi cellâtla karşılaşır. bir süre boğuşmadan sonra öldürülür. bu sırada kanuni’nin tüm bu olanları bir perde arkasından seyrettiği söylenir.
- şehzade mustafa’nın cesedi çadırın önüne bir iran halısı üzerine bırakılır. şehzadenin cenaze namazı ereğli’de kılınır, sonra da bursa’ya muradiye türbesi civarına defnedilir.
şehzade mustafa’nın öldürülme sebebi çok net değildir
yapılan açıklamalar tarihi bazı belgelerin yorumlanması ve tahminlerden ibarettir. kanuni ile şehzade mustafa arasında bir sorun olduğu şehzadenin mektuplarından anlaşılmaktadır. ancak sorunun ne olduğu tam olarak bilinmemektedir. şehzadenin özür maksatlı istanbul’a gelmek için izin istemesi, fakat bu iznin verilmediği ikinci mektubundan anlaşılmaktadır. şehzadenin alenen taht için mücadele ettiğine dair bir belge de yoktur. ancak taht için hakkı kendisinde gördüğünü ifade eden bir mektup bulunmaktadır. erzurum beylerbeyi’ne gönderdiği mektupta, kendisini en büyük şehzade olarak kanunen tahtı beklediğini söyler. ancak padişahın sağlığında taht mücadelesine girişmeyeceğini, padişahın ölümünden sonra mücadele edeceğini belirtir. bu mektupta şehzade mustafa, erzurum beylerbeyi’nden zor zamanda kendisine nasıl yardımcı olabileceğine dair bilgi ve bir ahitname -söz, antlaşma- istemektedir. bu ahitnameden anlaşıldığı kadarıyla şehzade padişahın ölümü için kendisini hazırlamaktadır.
- kanuni’nin oğlunu affetmediği, şehzade mustafa türbesinin ölümünden ancak 20 yıl sonra kardeşi ii. selim tarafından yaptırılmasından anlaşılmaktadır.
şehzadenin ölümü, asker ve halk arasında büyük bir üzüntüye neden olmuştur
ciddi bir isyan teşebbüsü olmamıştır. dönem şairleri şehzade için mersiyeler yazmış, ona olan sevgilerini ve kaybetme acılarını böyle göstermişlerdir. sonrasında yaşanan ilginç bir olay ise “düzmece mustafa” isyanıdır. şehzade mustafa’nın ölüm haberinin ardından edirne’de, şehzade mustafa’ya olan benzerliğini kullanarak biri isyan çıkarmıştır. etrafına asker ve halktan bazı kişileri toplamıştır. şehzadenin konya’da aslında öldürülmediğini ve yaşadığını söyleyerek, taht için yürüyüşe geçeceğini söylemiştir. “düzmece mustafa” olarak anılan bu olay ve isyanın başı yakalanarak idam edilmiştir.
- 1553 yılında şehzade mustafa öldürülür. çok geçmeden üvey kardeşi şehzade beyazıt da aynı akıbete uğrar. iki oğlunu öldüren kanuni, 1566 yılına kadar tahtta kalır. kanuni ölünce yerine hürrem’in oğlu ıı.selim padişah olur. ne demişti fatih’in oglu ıı.beyazıt: “padişahlar arasında akrabalık olmaz.” şehzade mustafa’nın öldürülmesi ve genç osman’ın öldürülmesinde de benzer hüznü hissetmiştim. umut ve istikbal ışığının söndüğünü düşünürüm bu acı olaylarda. tarih acaba daha farklı olabilir miydi? siz ne dersiniz?
bu yazıyı video formatında izlemek isterseniz
buraya kadar okuduysanız tarihe meraklı birisiniz sanırım
tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum, youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
kaynakça
•semra güler, şehzade mustafa’nın hayatı (1515 – 1553) ve türbesi.
•irfan özden, kanuni’nin oğlu şehzade mustafa olayı.
•mehmet koçak, kanuni’nin oğlu şehzade mustafa vakası.
•ismail hakkı uzunçarşılı, osmanlı tarihi.