Seinfeld'in Belki de En Derin Göndermesi: 7. Sezon 13. Bölümdeki Bisiklet Hikayesi

Seinfeld'in bu göndermesi nedense pek konuşulmaz ama güzel bir arka planı vardır.
Seinfeld'in Belki de En Derin Göndermesi: 7. Sezon 13. Bölümdeki Bisiklet Hikayesi

seinfeld... aslında meşhur kıssayı bilenler için fark etmesi kolay ama nedense sosyal medyada pek yazılmamış.

dizinin 7. sezon 13. bölümü olan the seven'da şöyle bir olay vardır

elaine bir bisiklet satın alır. ama bisiklet yüzünden boynu tutulur. kramer boynunu iyileştirmeyi teklif eder. elaine karşılığında bisikleti verecektir. kramer, elaine'in boyun ağrısını iyileştirir ve bisikleti alır. ama elaine'in ağrısı daha sonra yeniden ortaya çıkar ve bisikleti geri ister. newman hakem olarak atanır. her ikisi de bisikletin sahibinin kendileri olduğunu iddia etmektedir. newman çözüm olarak bisikletin ikiye bölünmesine ve her birinin bir parçayı almasına karar verir. elaine sinirden kabul eder ama kramer bisikletin başına böyle bir şey gelmesindense tamamını elaine'in almasını yeğler. newman da bunun üzerine ancak gerçek sahibinin böyle bir fedakarlıkta bulunabileceğini düşünerek bisikletin sahibinin kramer olduğuna hükmeder.

ilgili sahne


bu sahne elbette eski ahit'teki süleyman'ın bilgece yargıda bulunduğu kıssaya gönderme. zaten sahnenin sonunda da kramer, newman'a "wise" yani bilge diyor.

kıssa tam olarak şöyle

bir gün iki fahişe gelip kralın önünde durdu. kadınlardan biri krala şöyle dedi: “efendim, bu kadınla ben aynı evde kalıyoruz. birlikte kaldığımız sırada ben bir çocuk doğurdum. iki gün sonra da o doğurdu. evde yalnızdık, ikimizden başka kimse yoktu. bu kadın geceleyin çocuğunun üzerine yattığı için çocuk ölmüş. gece yarısı, ben kulun uyurken, kalkıp çocuğumu almış, koynuna yatırmış, kendi ölü çocuğunu da benim koynuma koymuş. sabahleyin oğlumu emzirmek için kalktığımda, onu ölmüş buldum. ama sabah aydınlığında dikkatle bakınca, onun benim doğurduğum çocuk olmadığını anladım.” öbür kadın, “hayır! yaşayan çocuk benim, ölü olan senin!” diye çıkıştı. birinci kadın, “hayır! ölen çocuk senin, yaşayan çocuk benim!” diye diretti. kralın önünde böyle tartışıp durdular. kral, “biri, ‘yaşayan çocuk benim, ölü olan senin’ diyor, öbürü, ‘hayır! ölen çocuk senin, yaşayan benim’ diyor. o halde bana bir kılıç getirin!” dedi. kılıç getirilince, kral, “yaşayan çocuğu ikiye bölüp yarısını birine, yarısını öbürüne verin!” diye buyurdu. yüreği oğlunun acısıyla sızlayan, çocuğun gerçek annesi krala, “aman efendim, sakın çocuğu öldürmeyin! ona verin!” dedi. öbür kadınsa, “çocuk ne benim, ne de senin olsun, onu ikiye bölsünler!” dedi. o zaman kral kararını verdi: “sakın çocuğu öldürmeyin! birinci kadına verin, çünkü gerçek annesi odur.” kralın verdiği bu kararı duyan bütün israilliler hayranlık içinde kaldı. herkes adil bir yönetim için süleyman'ın tanrı'dan gelen bilgeliğe sahip olduğunu anladı.

evet, kutsal bir bilgi oldu sanki.

ekleme: yukarıda verdiğim youtube linkindeki yorumlara göz atmamıştım. "ve daha sonra saba melikesi, newman'ın bilgeliğini takdir etmek için denizleri aşıp geldi" yorumu da bayağı güldürdü. (bkz: saba melikesi belkıs)