Şimdiden Efsane Olan Masum Dizisinin Toplumun Derinlerine İnen Bir İncelemesi

BluTV'nin 2017 yapımı internet dizisi Masum; konusu, oyunculukları ve birçok detayıyla şimdiden efsaneler arasında yer aldı desek pek abartmış olmayız. İşte bu güzel diziyi güzel kılan birçok detay.
Şimdiden Efsane Olan Masum Dizisinin Toplumun Derinlerine İnen Bir İncelemesi
dikkat: spoiler içerir.


toplumun erkeğe yüklediği "güç" baskısı altında ezilen erkek karakterler: tarık ve taner

tarık, üzerine yüklenen sorumluluklar yüzünden hastalanıyor. toplumun en büyük baskı kurumu olan evlilikle birlikte hastalığı tetikleniyor yeniden. bir ikinci sorunlu kurum olan askerlikle kurulan bağ ise zaten yeterince açık. erkeğin hem fiziksel hem psikolojik şiddet doğurmasının ve aynı zamanda bu doğurduğu şiddetin hedefi olmasının en temel sebebi askerlik kurumu. aynı şekilde taner’in -belli ki cinsel iktidarsızlığı- kabul edilmez bir zayıflık erkeklik/aile kurumu için. serinin başından beri “büyük zaten beceriksiz, becermedi” lafları, taner’in emel’le olan konuşmasında karşılık buluyor. duygusal, vicdanlı bir karakter taner, “kadın” gibi ve bu onun “cezası” oluyor bu toplumda. 

ve şiddetin dilini konuşmaya başlayıp cinayetler işliyor sonunda daha fazla dayanamayıp bu dışlanma haline… son anına kadar da direniyor ama, yalvarıyor rüya’ya belki onu seçer diye… ve kimsenin beğenemediği final yani bütün bu hastalıklı yapının kaynağının başkomiser oluşu, bu sosyolojik çözümlemenin en büyük destekçisi. kadına yönelik şiddetin çözülmeyişinin sebebi, bunu çözmekle yetkili kurumun bu şiddeti üretiyor oluşu zaten. ve destekçi buluşu… kadınıyla, erkeğiyle! rüya’nın ‘endişelendiği için’ emel’in peşine düşmesi, komiserin ‘görevini yapmak için’ suçlunun peşine düşmesi kadar sahte. rüya'nın iktidar’ı ve onun temsil ettiği şeyleri sevgiye tercih etmesi de bir o kadar acı bi gerçek.


taner ve tarık’ın içiden çıktığı aile bir o kadar yıkık

tarık'ın neden hasta sorusuna egzotik sebepler aramaya gerek yok. hasta olmayana şaşırmak lazım. karısına hakaretler eden bir koca, hastalıklı oğlunu kabullenmeyen, büyük oğlunu kayıran bir anne. mutsuz bi evlilik ama iş öğüt vermeye gelince “yatağa küs girme oğlum”diyen bir baba. evet haluk bilginer’in muhteşem oyunculuğundan aldığımız zevk konunun özüne odaklanmamızı engelliyor. ama bir saniye düşününce tabloyu hemen kendi çökmüş ailelerimize benzetmeye başlıyor muyuz, başlamıyor muyuz?


karakterler o kadar sağlam kurgulanmış ki hikayenin gerçekliğini sorgulamaya çalışmak çok absürt. senaryo eleştirisi uzmanı yazarlar, kaç tane 3. sayfa haberi okudunuz? kaçının peşine düşüp katillerin ’neden’lerini anladınız? nerede yaşıyor, ‘izlediğiniz’ dizilerden filmlerden ne bekliyorsunuz?

hikaye boyunca en içimi sızlatan yer, emel’in kitabı gördüğünde selim’in ablasının bilgi sızdırdığını düşünmeyişi oldu. inanamadım, sinirlendim, güzelim karakterin bi anda içi boşaldı, aptallaştırdılar diye düşündüm. sonra bir kere daha izledim tülin özen’in şiir gibi oyunculuğunu ve orda bir hayale inanma arzusu gördüm. hayatı darmaduman olmuş bir kadın, denize düşmüş yılana sarılmak üzere. tek istediği şey inanmak! selim’in ona vadettiği sorunsuz ve güzel bi rüyaya inanmaya muhtaç. insan beyni öyle tuhaf ki kendi bilinçaltı bazen en büyük oyunu oynuyor insana. celladına aşık olmak diyoruz biz buna. ha belki de aynı bilinçaltı ve kişisel hafıza sebebiyle bunu zorla çekip çıkarttım tülin özen’in performansından, canım sağolsun, o da benim torpilim olsun.


masum kim mi? 

bu ülkede suçluyu yakalayıp topluma çeki düzen verme görevi başkomisere verildiyse, geri kalan herkes masum kardeş. ha, o görevi ona bu geri kalan herkes mi verdi? o zaman bir sezen aksu şarkısıyla bitirelim: masum değiliz hiçbirimiz!

başarılı sinematografi, efsane oyunculuklar, muhteşem müzikler, karanlık ve git git bitmeyen yollar ve karanlığın içinden çıkan bana göre başkomiserin temsil ettiği hiyerarşiyi sembolize eden denizanası, alt metinleri, üst metinleri, yapay bir oyuncağa indirgenmemiş kanlı canlı kadın karakterleri ve şimdi sayamayacağım bir sürü detayıyla masum beni gözlerimi doldururcasına gülümsetti, gösterdiği karanlık ama gerçek dünya tasviriyle zaten zor ferah tuttuğum içimi daralttı. iyi ki varsın berkun oya.

Netflix Türkiye'de İzleyebileceğiniz En İyi Dizi, Film ve Belgeseller