Sinema Sanatına Mütevazı Başyapıtlar Hediye Eden Yönetmen: Alfonso Cuarón

Alfonso Cuarón kimdir? Meksikalı yönetmenin biyografisi ve filmlerinde kullandığı teknikleri özetleyen bir derleme hazırladık.
Sinema Sanatına Mütevazı Başyapıtlar Hediye Eden Yönetmen: Alfonso Cuarón

özgeçmişi

cuaron, 28 kasım 1961'de meksiko city'de doğdu. küçük yaşlarından beri ya astronot ya da film yönetmeni olmak istemiş. son filmi roma'da, sürekli astronot kıyafetleriyle oyun oynayan pepe'nin yönetmenin çocukluğuna bir gönderme olduğunu söyleyebiliriz. nitekim roma, yönetmenin çocukluk anılarından yola çıkarak, dadısı libo'ya adadığı bir filmi.

astronot olmanın tek yolu olan orduya girmek istemediği için yönetmen olmaya karar vermiş. ilk kamerası 12. yaş gününde hediye edilmiş. o günden sonra her şeyi filme kaydetmeye başlamış. sinema küçükken bir tutku haline gelmiş. bazen annesine arkadaşına gittiğini söyleyerek sinemaya gidermiş. okulu bitirince de sinema okumaya karar vermiş. fakat üniversite 24 yaşın altındakileri kabul etmediği için reddedilmiş. zaten annesi de sinema okumasına pek taraftar değilmiş. bunun üzerine felsefe okumaya karar vermiş. ileride ortaklıklar kuracağı emmanuel lubezki gibi arkadaşları ve ilk karısı ile de burada tanışmış. birlikte ilk filmleri vengeance is mine'ı çekmişler. üniversite hocaları filmin dilinin ingilizce olmasından rahatsızlık duyarak 1985'de cuaron'ı okuldan atmış.

Roma filminde Cuaron'un, kendi çocukluğuna indiği biliniyor.

üniversiteden atıldıktan sonra cuaron hiçbir zaman bir yönetmen olamayacağını düşünmüş. geçindirmesi gereken bir ailesi olan genç adam, bir müzede çalışmaya başlamış. günün birinde yönetmen jorge luis garcia agraz ona filminde sesçi olması için teklif götürmüş. o andan sonra birçok filmde asistan yönetmen olarak çalışmaya başlamış. bir noel gecesi artık kendi filmini yapmaya karar vermiş.

98'de great expectations, 2001'de y tu mamá también, 2004'de harry potter and the prisoner of azkaban, 2006'da children of men ve 2013'te gravity gelmiş. karısından boşanması ve son çocuğunun otizm teşhisi almasıyla yönetmenliğe ara vermiş.

ta ki benim için 2019'un en iyi filmi olan roma'ya kadar. 91. oscar törenlerinde bu filmle en iyi yönetmen ödülüne layık görüldü.

Children of Men (2006)

filmografisini bir değerlendirelim

kendisi yönetmenlik kariyeri boyunca çok sessiz ve derinden ilerleyerek hollywood'a kapağı atmıştır. sonrasında çektiği filmlerin bazıları hedefini şaşmış olsa da (bkz: a little princess), 2000'li yıllardaki performansı ile sinemaya olan inancımı kuvvetlendirmiştir. y tu mama tambien'i izlediğim gün adını bir kenara yazmıştım. buram buram yetenek ve zeka kokan bir filmdi çünkü. iki gencin ergenlik maceralarından yola çıkarak büyük bir drama çıkarmıştı ortaya, zaten o noktadan sonra kendisi yükseldikçe yükseldi. bir daha o tada yakın bir eser çıkaramadı tabi. harry potter filmlerinden 3.sünü kendisine teslim ettikleri zaman rüyalarıma girdiğini hatırlıyorum. çok karanlık sahneler, eşsiz benzersiz bir anaakım film hayal ediyordum. hatta önceki filmi düşündüğümde harry, ron ve hermoine'nin cinselliklerini keşfettikleri bambaşka bir harry potter hikayesi çıkabilirdi ortaya. nitekim film beklentilerimi karşılamadı, ama serinin en iyi filmi olmakla birlikte ortaya standartların üstünde bir film çıktı. açıkçası izlerken keyif almakla birlikte zamanın döngüselliği ile ilgili teorileri anlatmakta çok başarılı olduğunu düşünüyordum.


ama hala büyük bombayı patlatmadığını hissediyordum. 2006'da izlediğimiz children of men gelene kadar... haberi kendisinden önce gelmiş, her izleyen yamulup kalmıştı. beyaz perdenin karşısında geçirdiğim dakikalar boyunca neler hissettiğimi anlatamam. yönetmenlik denen kavramın sınırlarını zorluyordu cuaron abi. dakikalar süren tek plan çekimler, müthiş bir set yönetimi, mükemmel bir senaryo... son 5 yıl içerisinde gördüğüm filmler arasında direk "başyapıt" kategorisine koyduğum pek az filmden biriydi. günümüzde orijinal bir eser çıkarmanın zorluğundan yakınan yönetmen ve senarist adaylarının görmesi gereken dev bir eserdi. koltukta titreyerek izlediğimi, ağzımı kapamaya bile fırsatımın olmadığını hatırlıyorum. durup durup 12den vuruvermişti. üstelik çeşit çeşit türlerde bu kadar üstün eserler çıkarabiliyor olması kendisini "büyükler" statüsüne çıkarıyordu. 1961 doğumlu bu orta yaşlı, sakallı, kıvırcık saçlı adam kusursuz bir eser yaratmanın formülünü sonunda bulmuştu. açıkçası children of men'in tadı hala damağımda iken bir sonraki eseri ile nasıl bir iş çıkaracağını hep merak ettim.

cuaron, plan sekanslarıyla da ünlü

kendisinin children of men filminde birbirinden güzel iki adet plan sekans vardır. ilki 4 dakika 7 saniyelik pusuya düşürülen araba sahnesi, ikincisi ise 7 dakika 34 saniyelik savaş sahnesidir. ikisi de çekilmesi son derece zor sahnelerdir.

Araba sahnesinden bir kesit.

son söz

"birçok meslektaşım filmlerini çocukları gibi görür, onlarla ilgilenir, blu-ray baskısı için değişiklikler yapar vesaire... benim içinde filmlerim çocuklarım değil, eski eşlerim gibidirler. onları severdim, onlara her şeyimi verdim ve onlardan her şeylerini aldım ama artık görüşmüyoruz ve bundan son derece memnunum." - alfonso cuaron