Son 20 Yılın Az Bilinen En İyi Bilim Kurgu Filmleri
1. the man from earth / richard schenkman / 2007
tek mekanda geçen harika bir bilim kurgu. din, arkeoloji, tarih, biyoloji her şey var.
üniversitede tarih profesörü olan john oldman aniden işini bırakıp başka bir yere taşınma kararı aldıktan sonra iş arkadaşları bunun ardında yatan sebebi öğrenmek için evinde toplanırlar. bu erken emeklilik için ortaya koyduğu sebep herkesi şok edecektir.
2. the lobster / yorgos lanthimos / 2015
çok da uzak olmayan bir gelecekten ilginç bir distopya öyküsü anlatıyor bize the lobster. yalnız kalmış, ilişkisi olmaya insanların tutuklandığı, alternatif bir gelecekte geçen öyküde, bekar insanlar korkunç bir otele yerleştirildikten 45 gün sonra, kendileriyle eşleşen kişiyle ilişkiye başlamak zorunda kalıyorlar. eğer ki ilişkilerinde başarıyı yakalayamazlarsa, kendilerinin seçtikleri bir hayvana dönüştürülüyorlar!
3. la antena / esteban sapir / 2007
karanlık bir kışın ortasında, bütün bir şehir sesini kaybetmiştir. insanların sesini çalarak onları suskunluğa mahkum eden merhametsiz mr. tv şehrin ruhunu besleyen görüntülerin ve kendi adı altında pazarlanan geniş çaplı ürünlerin tek sahibidir. şehirde yaşayan bütün insanları ebediyen kontrolü altına almak için karanlık ve sinsi bir plan geliştirmiştir.
tekelini pekiştirmek için, ekranlarda hipnotik görüntüler yayınlayarak halkın ürünlerini zorla tüketmesini sağlayan tehlikeli bir makine yaratır. bu makine ancak bir sesin belirli bir şekilde şarkı söylemesiyle çalışabilmektedir. mr. tv amacına ulaşmak için ses isimli güzel, cazibeli ve esrarengiz bir şekilde konuşma yeteneğini kaybetmeyen tek insanı kaçırmayı planlar. ancak küçük bir grup bu plandan haberdar olur ve onu durdurmak için yola koyulur.
4. children of men / alfonso cuaron / 2006
dünyada artık doğum olmasa neler olurdu? çok sürükleyici ve alt metin olarak çeşitlilik sunan bir distopik bilim kurgu. takvimlerin 2027 yılını gösterdiği dünya üzerinde, nedeni çok anlaşılamayan olaylar yaşanmaktadır: son dünyaya gelen bebeğin üzerinden 19 yıl geçmiştir ve insanlık artık üreyememek gibi bir çıkmazla karşı karşıyadır. ülkelerin politik düzenlerini de etkileyen bir şekilde değişimler yaşanmasına neden olan bu durum, kendini olayların akışına bırakarak çöküşe giden insanların yanında, bu durumun nedenlerini bulmaya çalışan mücadeleci insanları da yaratır.
büyük britanya, benimsediği askeri emperyalist yönetimi ile sınırları içinde herhangi bir kargaşa çıkmasını önleyen, bu nedenle de huzurun hala hüküm sürdüğü bir coğrafyadır. buna karşılık, sınırlarında, bu ülkeye giriş yapmak isteyen bir dolu mültecinin dramı yaşanmaktadır. theo, tüm bu olaylardan kendini soyutlamış bir şekilde, geçmiş yaşantısının eylemci yapısına ters, büyük bir hiçliğin içinde yaşamaktadır. artık eski bir eylemciden bir bürokrata dönüşmüştür. fakat bir gün kaçırılarak kendisini, eski silah arkadaşı ve sevgilisi julian’ın önünde bulur. julian, mülteci hakları için mücadele eden gizli bir örgütün başıdır ve theo’dan, bu mültecilerden biri olan kee’nin tehlikesizce yurt dışına çıkabilmesi için gerekli olan kağıtları sağlamasını ister. yardım teklifini kabul edip kee ile birlikte yola çıkan theo’nun, onun aslında bütün dünya için ne kadar önemli bir kişi olduğunu anlaması hiç de uzun zaman almayacaktır.
5. cypher / vincenzo natali / 2002
morgan sullivan, mutsuz evliliği ve sıkıcı yaşantısını değiştirmek isteyen bir muhasebecidir. bir gün karşısına digicorp isimli şirket için endüstriyel casusluk yapma fırsatı çıkar.
yeni bir kimlik verilen morgan, çeşitli fuar ve seminerlere katılarak firmalar ve ürünleri hakkında gizli bilgiler toplamaktadır. bu görevlerinden birinde tanıştığı rita adlı güzel ve çekici kadın, ona aslında digicorp’un sahte görevlerle ajanlarının beynini yıkamakta olduğunu açıklar. rita, morgan’ı bir başka ajan olan frank calloway ile tanıştırır ve digicorp’un rakibi olan sunways’le çalışması teklif edilir.
artık morgan, çift taraflı bir ajan olmuştur. fakat içine düştüğü bu karmaşık durum, hayatını bir kabusa çevirmiştir. rita ve onun gizemli patronu sebastian rooks’un yönlendirmeleriyle son görevini başarabilirse kurtulacağını ummaktadır.
küp yönetmeni vincenzo natali’den son derece başarılı bir bilim kurgu. yönetmen tasarım konusundaki yeteneğini daha da ileriye taşıyor ve her açıdan inandırıcı bir bilim kurgu filmi ortaya koyuyor. senaryonun da filmin görsel kalitesinin altında ezilmediğini eklemek lazım, özellikle finali gerçekten çarpmayı başarıyor.
6. district 9 / neill blomkamp / 2009
uzaylılara çok farklı bir bakış açısıyla yaklaşmış hümanist(!) bir film. belgesel tadında olması da çok isabetli. dünyamıza yaklaşık 30 yıl önce gelen uzaylılar güney afrika’da etrafı çevrili, sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı bir bölgede yaşamaya zorlanmaktadır. multi national united isminde çok güçlü bir şirket bu uzaylıları çok zor şartlar altında adeta birer köle gibi çalıştırmaktadır. ancak uzaylıların farklı bölgelere doğru yönelmeye başlamasıyla birlikte işler kontrolden çıkacaktır...
7. moon / duncan jones / 2009
çok güzel sürprizler barındıran, ay'da yıllarca maden çıkartmakla görevli offline bir astronotun öyküsü, kaçırmayın.
yakın gelecek... astronot sam bell, dünyanın başlıca enerji kaynağı helyum-3'ü araştırmak için ay endüstrileri ile üç yıllık bir anlaşma yaparak ayda yaşar. işi icabı yalnızdır ve bozulan uydunun evle irtibatını kesmesi işi daha da zorlaştırır. sam'in gönderip alabildiği tek şey mesaj kayıtlarıdır. neyse ki aydaki süresi dolmak üzeredir ve sam, üç hafta sonra karısı tess ve üç yaşındaki kızları eve'e kavuşacaktır. nihayet uzun zamandır yaşadığı ay üssü sarang'ın yalnızlığından kurtulacak ve üssün iyi niyetli ama bir hayli karmaşık bilgisayarı gerty'nin dışında birileriyle de konuşacaktır. ansızın sam'in sağlığı bozulmaya başlar. ayda aracıyla yaptığı rutin gezilerden birinde sancılı baş ağrıları, sanrılar ve dikkat dağınıklığı nerdeyse ölümcül bir kazaya neden olur. üstte sağlığına yeniden kavuşurken (nasıl geldiğine dair hiçbir fikri yoktur), üssün verimli bir şekilde çalışması için gelen destek ekibiyle kuşatılan sam neler olup bittiğini ve şirketin planlarını keşfetmek için zamana karşı savaşır.
8. vanilla sky / cameron crowe / 2001
her ne kadar yönetmen/senaristin aynı konuya sahip ilk filmi open your eyes daha orijinal ve film dili olarak olgun dursa da senesi, çekimleri ve müzikleri açısından daha çok beğendiğim ve bu başlıkta yer alması gereken bir bilim kurgu. tutku, aşk, ihanet ...
yakışıklı, varlıklı ve karizmatik david aames rüya gibi bir hayat sürmektedir. bir gün hayatının kadınıyla karşılaştığını düşünür. tek sorun onun, en yakın arkadaşının kız arkadaşı olmasıdır.
david’in karşısına bir doktorun çıkmasıyla kendisi için hayaller ve gerçek arasında tehlikeli bir serüven başlar.
9. time crimes / nacho vigalondo / 2007
mükemmel bir ispanyol filmi. paradoksları, sonsuzluğu, çıkmazları ve zaman yolculuğunu sevenler bir an önce izlesin.
10. coherence / james ward byrkit / 2013
bir diğer harika döngüsel, sarmal paralel evren filmi. tek mekan sevenler kesinlikle bir göz atsın. bir kuyrukluyıldızın dünyanın yakınından geçtiği o gece, yakın dostlar keyifli bir akşam yemeği için toplanmış. ancak, gerçekliğin ve ilişkilerin yavaş yavaş kırılmaya başlayacağını az sonra anlayacaklar. mahallede elektrik kesilince, yemekleri yarım kalıyor. sadece az ilerideki tuhaf evde elektrik var. ardı ardına gizemli olaylara tanık olan bu konuklar aslında hiçbir gücün çözemeyeceği bir muammanın içine düştüklerinin er geç farkına varacak. alacakaranlık kuşağından esinlenen xxx insanı saran, düşük bütçeli, doğaçlamaya dayanan, senaryosuz bir bilim kurgu.
11. enter the nowhere / jack heller / 2011
üç yabancı teker teker, hayatlarını değiştiren olaylar atlattıktan sonra, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde bulunan gizemli bir kulübeye gelir. ormanda bir çıkış yolu ararken, yorulan, acıkan ve üşüyen bu insanlar aralarındaki gizemli bağı ve ormandan canlı çıkmak için ne yapmaları gerektiğini keşfederler. dark sevenler bu filmi daha öncesinden sevmişti zaten. zaman ve mekan üzerine.
12. another earth / mike cahill / 2011
güneş sistemindeki benzer gezegenin bulunmasının gecesinde, hırslı, genç bir öğrencinin ve başarılı bir bestecinin yolları, üzücü bir kazada kesişir. mike cahill'in uzaylı, alternatif evren, reenkarnasyon gibi kavramları iç içe geçiren bilim kurgusu, dikkat çekici metinleriyle aradan sivriliyor. hal hartley usulü düşük bütçeli bir tür filmi olarak anılabilecek eserin el kamerasından aşıladığı gerçeklik ve serbestlik mutluluk verici. etrafta fazlaca muhafazakar ve emperyalist uzaylı istilası filmi dolaşırken, başka bir dünyada şüphesiz alanında son derece dürüst bir denemeye dönüşüyor.
13. never let me go / mark romanek / 2010
ruth, kathy ve tommy çocukluklarını neredeyse cennetten çıkma bir ingiliz yatılı okulunda geçirir. erişkinliğe adım attıklarında ise aralarındaki güçlü sevgiyi sindirmeye çalışırken bir yandan da onlardan gizlenen, kabullenmesi güç bir gerçeğe ve korkunç kaderlerine hazırlanmaları gerekmektedir. 28 gün sonra, gün ışığı ve halo'nun senaristi alex garland tarafından kazuo ishiguro'nun romanından sinemaya uyarlanan beni asla bırakma hiç bilmediğimiz karanlık, alternatif bir dünyada geçiyor. the island filminin daha derli toplu piyasa, klişe olmayan hali. replikalar ve öykünsünler gerçek insanlar.
14. the road / john hillcoat / 2009
bu filmi seven zaten the last of us oyununu sevdi. kıyamet sonrası açlığın egemen olduğu cansız doğanın olduğu acımasız bir dünya. gelecekteki kıyamet günlerini anlatan bir kitabın uyarlaması olan film, güçlü oyuncu kadrosuyla, en iyi satanlar listesindeki kitabın (the road) gölgesinde kalmayacak gibi gözüküyor.
kıyamet sonrası atmosferinde amerika yangın yeridir. bir baba ve oğlunun istikameti amerika kıyılarıdır. amerika’yı bir uçtan bir uca geçerken ellerindeki basit tüfekle yaşadıkları macerada esas problem zor hava koşullarında nereye gittiklerini bilmemeleri ve yollarına çıkan haydutlardır. film bilim kurgu türünde olmasına rağmen western türünde de öğeler taşımaktadır.
15. primer / shane carruth / 2004
yetenekli iki genç mühendis, bir garajda yürüttükleri deneyler sırasında kazara müthiş bir keşifte bulunurlar. üzerinde çalıştıkları proje, onları zamanda geriye doğru yolculuğa çıkarabilmektedir. sonsuz merakları nedeniyle, yolculuk deneylerini birbirlerinden habersiz yürüten mühendislerin bu deneyi çok ciddi sorunlara yol açacaktır. harika bir zaman yolculuğu filmi. düşük bütçeli çarpıcı zeka dolu bir film.
16. triangle / christopher smith / 2009
film, atlantik okyanusunda yatla gezi yaparken olumsuz hava koşulları nedeniyle gizemli bir gemiye binmek zorunda kalan bir grup insanın öyküsünü anlatacak.
17. the fountain / darren aronofsky / 2006
arnofsky’nin masalımsı bir paralel evren, sonsuzluk üzerine yaptığı başyapıt. 16., 21., ve 26. yüzyılda geçen hikaye, ölümsüzlüğü ve buna bağlı olarak da aşkı arayışın hikayesi. 1500’lerde yaşayan ispanyol keşif tomas, bütün hayatını etkileyecek önemli bir misyonla görevlendirilmiştir. kraliçe’nin, ölümsüzlüğün kaynağı olduğuna inandığı ağacı bulacak ve bu sayede, yüzyıllardır insanoğlunun peşinden koştuğu sonsuz yaşam amacına ulaşılmış olacaktır. bu uğurda yola çıkan tomas için yüzyıllarca sürecek bir yolculuk başlayacaktır. 2000’lere gelindiğinde aynı tomas’ı, sevdiği kadının iyileşmesi için amansız bir hastalığa karşı mücedele ederken görürüz; 2500’lerdeyse uzayda bir balonun içinde tek başına bir boşlukta yaşamaktadır.
insanoğlunun varoluşundan beri ölümle olan mücadelesi tüm hızıyla devam ediyor ve pi, requiem for a dream gibi filmleri ile bizi sinemasına hayran bırakmış yönetmen darren aronofsky, şimdi de kamerasını, bu tükenmeyen mücadeleye çeviriyor.
18. waking life / richard linklater / 2001
genç bir adam, rüyaların gerçek dünyadan ayrıldığı yeri aramaktadır. düş, uyanmak, gerçeklik gibi konular üzerine farklı düşünen insanlarla konuşur. farklı yaşam deneyimleri, dünya görüşleri, rüyalara değişik bakış açıları sunacaktır. bu ise gündelik yaşamdaki pek çok felsefi konu üzerine düşünmeye iter izleyiciyi.
dijital kamerayla çekilen film daha sonra bilgisayar yardımı ile animasyon görüntüsüne yaklaştırıldı. ortaya çıkan görüntü boyanmış gerçek görüntüleri çağrıştırıyor. bu yeni animasyon teknolojisi ise bob sabiston tarafından yaratıldı. ortaya çıkan estetik filmin düşsel temalarına gayet uygun.
richard linklater son derece şık bir şekilde felsefe yapıyor. düşler üzerinde gezinirken de son derece ilgi çekici bir görsel dünya yaratıyor.
19. ex machina / alex garland / 2014
modern bir frankenstein uyarlaması. genç bir yazılımcı, insan benzeri bir yapay zekanın geliştirildiği nefes kesici bir bilimsel proje için seçilir.
20. upgrade / leigh whannell / 2018
yakın gelecekte, teknoloji hayatın neredeyse tüm yönlerini kontrol eder. ama, kendini teknofobik olarak tanımlayan gray, bir anda dünyasının tersine dönmesiyle birlikte intikam peşine düşer. tek umudu ise stem adlı deneysel bir bilgisayar çipi implantıdır. yine düşük bütçeli ama çok güzel bir film. sakatlığın bir çiple iyileştirildiği gelecekte geçiyor.
not: film konularını, uzun yıllar editörlüğünü de yaptığım, özelleşene kadar büyük emek sarf ettiğim, eski adıyla filimadami.com, şimdiki adıyla sinefil.com sitesinden aldım. filmlerde kendi cümlelerimden de eklemeler yaptım (özet ve tanıtımda).