Strese Karşı En Güçlü Silahlardan Biri: Merak Duygusu

Çoğu zaman çocukça bir özellik sanılsa da, merak duygusu beyin kimyamızı değiştirip stresi dönüştürebilen güçlü bir bilişsel araç.
Strese Karşı En Güçlü Silahlardan Biri: Merak Duygusu

merak, genellikle bir kişilik tuhaflığı olarak ele alınan- çocuksu, eğlenceli gibi- ancak sinirbilim açısından* ciddi bir öneme sahip hâl.

*meraklı olduğumuzda, aynı ödül beklentisiyle olduğu gibi dopaminerjik sistem devreye girer. bunun nedeni basitçe, merakla gelen yeni bir şeyi keşfetme olasılığı dahi bizi iyi hissettirir, dopamin salgılanmasını sağlar.

ayrıca hipakampusun aktivitesini artırarak daha verimli öğrenmemize yardımcı olur ve yeni anılar oluşturma ve saklama kapasitemizi artırır. araştırmalar, insanlar bir konuyu merak ettiklerinde ve sadece ilgilendikleri bile belirli bilgileri hatırlamakla kalmayıp aynı zamanda ilgisiz materyalleri de daha iyi akıllarında tuttuklarını göstermiştir.

belki de en önemlisi, merak nöroplastisiteyi, yani beynin yeni deneyimlere yanıt olarak kendini yeniden yapılandırma yeteneğini güçlendirir. bu sayede yerleşik sinirsel kalıpları kırmamız ve yeni bağlantılar kurmamız için gereken o değişim kararı anlarında bize sağlam bir bilişsel durum sağlanır.

değişim zamanları

doğası gereği belirsizliği beraberinde getiren değişim zamanlarında insan beyni ilgili belirsizlik karşısında amigdalayı harekete geçirir ve bu yeni meçhul tehlikeye karşı stres tepkisi tetiklenir ki bu, fiziksel tehlike anındaki tepkiyle benzerdir.

merak ise işte burada devreye girip tehdit durumunu davetiye haline dönüştürür. bu inanılmaz bir durumdur çünkü bu sayede resmen merkezi sinir sisteminizdeki durumu tersine çevirebilirsiniz.

merak bu değişimi nasıl yapar?

i- tahmin sonrası gelebilecek hataya karşı toleransınızı artırır. yani bir şey beklersiniz ve gerçekte bir şey deneyimlersiniz. bu aradaki boşluk küçülmesi yani düşüncelerinizin daha esnek, daha az tepkisel ve daha bilişsel hale gelmesi konusunda yardımcı olur. bu durumun bilimsel özeti ise iki büyük beyin ağı arasında dengeleme/koordinasyon sağlanır. biri varsayılan mod ağı (hayal gücü ve iç gözlemle ilişkili) ve diğeri yönetici kontrol ağıdır (hedef odaklı davranıştan sorumlu).

ii- ilk maddedeki biliş açıklaması sonrası duygusal kısma gelelim: merak tampon görevi görür. yani beklenmedik bir durum tehlike olarak değil de "bundan ne öğrenebilirim?" haline getirilirse kaygılanma yahut kaçınma minimize edilir.

merak kullanımı

merak, sahip olunan/olunamayan ve sabit kalan bir özellikten ziyade geliştirilebilen bilişsel bir beceridir ve 4 basit yolla artırılabilir:

1- “şimdi ne olacak?” yerine “ya olursa?” sorusunu getirme.

bu sayede yeniden çerçeveleme ile korku temelli tepki yerini heyecana, dopamine bırakır. bu soru basit gibi görünse de sürekli sorulması halinde bir yerden sonra kalıcı hale gelip gariban amigdalaya mesai yaptırmak yerine prefrontal korteksinizi harekete geçirerek stresiniz oldukça düşer ki bu durumda duruma yönelik daha bilişsel bir tutuma da kavuşursunuz.

2- yeryüzünden notlar alma.

kendi hayatınızı inceleyen bir antropolog olduğunuzu düşünün. sizi şaşırtan, henüz anlamadığınız ya da gün içinde duraklamanıza neden olan şeyleri belgeleyin. spesifik olun: “bugün x'i fark ettim ve nedenini merak ettim...” bu uygulama bir merak alışkanlığı oluşturur ve daha da önemlisi zihinde uçup gidecek merak nesneleri ve sizin onlar hakkındaki bakışlarınız yazıya geçer ve kalıcı olur.

3- bilmemeyi kucaklama/şahsi sokratik sorgulama.

hemen bir cevap aramadan “henüz bilmiyorum” demeyi pratik edinin. aceleyle sonuca varmadan önce soruları keşfetmek için zaman harcayın. araştırmalar bunun bilişsel esnekliği ve yaratıcı problem çözmeyi geliştirdiğini göstermektedir.

4- başarısızlığı veri olarak ele alma.

bir şey planlandığı gibi gitmediğinde bunu başarısızlık olarak etiketlemek yerine, beklenmedik sonuçlar ve onların öğrettiği değerli bilgiler olarak sınıflayın. bu sayede potansiyel cesaret kırıcı sonuçlar, bir anda büyük dersler veren nedenlere döner.

ve en önemlisi de başta belirttiğim gibi dalgalanmaların olacağını unutmamak gerekir. her stres anında gücü yetmeye bilir merak duygusunun ve amigdalanın aktivitesi ile stres çok yüksek olabilir ki bu da meraka erişimi zorlaştırabilir. bu yüzden o zamanlara hazırlıklı olmak önemlidir ve bunun için düzenli olarak küçük perspektif değişimleri uygulamak bile prefrontal korteksi yeniden devreye sokmak için kendimizi eğitmemize yardımcı olabilir.