Sultan Abdülaziz Dönemin En Güçlü Üçüncü Donanmasını mı Kurdu?
sultan abdülaziz'in ingiltere ve fransa'dan sonra dönemin en güçlü üçüncü donanmasını kurduğu bilgisi kağıt üzerinde doğrudur lakin birazcık detaylı bakıldığında öyle olmadığı görülür.
üçüncü donanmadır evet ama bu yalnızca tonaj açısından doğrudur. dünyanın en kalabalık orduları çin/vietnam/kuzey kore/hindistan vb. o halde bu ülkeler en güçlü orduya sahipler demek gibi bir nevi benzetme yaparsak.
abdülaziz devri dünyada donanma teknolojilerinin dönüşüm geçirdiği yılları kapsıyor. yani eski donanmalar çöp hükmüne geçiyor bu dönüşüm süreci ilerledikçe. haliyle sahip olunan gemi sayısı veya tonajı tek başına bir donanma için ''en güçlü'' sıfatını yansıtmak için çok yanıltıcı olabilecek bir çıkarım.
nasıl bir donanma devraldı?
sultan abdülaziz tahta çıktığında sultan abdülmecid döneminden intikal etmiş toplamda 72 parçalık bir donanma mevcuttu. bunların tamamını savaş gemisi olarak düşünmemek gerekir. nakliye ve ticaret gemileri de bu sayıya dahildir. hemen hemem tamamı da aktif bir muharebede kullanılması anlam ifade etmeyecek demode gemilerdir. yani sayısal olarak bir donanma mevcut lakin gerçekte neredeyse yok hükmünde. naziler polonya'ya taarruz ettiğinde alman tanklarının karşısına çıkan polonya süvarileri ne işe yaramışsa, bu donanma da ancak o kadar etkiye sahip olacaktır.
nasıl bir donanma inşa hedefi vardı?
gücü nispetinde bölgesel hedefleri gerçekleştirecek ( ege adalarınin korunması, yunanlarla mücadele vb) az maliyetli, küçük ancak işlevsel deniz araçlarından oluşacak bir filo kurmak yerine dünya ölçeğinde hedeflere göre dizayn edilmiş ancak gerçekçi olmayan bir donanma hamleleri yapmis/ yapmaya çalışmıştır. ilk iş olarak abdülmecid devrinden kalan tamamen işlevsiz gemileri hizmet disi bırakmış, bazılarını modernizasyon yaptırarak hizmette bırakmış, bazıları ise aynen hizmete devam ettirmiş, belli oranda da yeni gemi inşası yapılmıştır. nihayetinde abdülmecid devrinden hizmete devam edenlerle birlikte 30'u zırhlı 76 si ahşap olmak üzere 106 parçalık bir donanma oluşturulmuştur.
neden istenen seviyeye ulaşılamadı?
a) bütçe yetersizliği
donanma inşa etmek oldukça maliyetli bir iştir. hem inşa aşaması, hem donanmanin işler halde tutulması için devamlı surette malı kaynağa ihtiyaç vardır. abdülaziz devri de osmanlı'nın parasal anlamda ciddi bir borçlanma içinde olduğu dönem malum. toplam ordu bütçesinin ancak çeyreği nispetinde bir donanma bütçesi ayrılmıştı. ki bu ayrılan bütçe saray masrafları için ayrılan bütçeden daha düşük kalıyordu.
b) tersanelerin yetersizliği ve kalifiye personel sıkıntısı
bir donanmanin güçlü olması ve kalabilmesi için yeterli düzeyde tersanelere ve kaliteli ve yeterli sayıda subay ve donanma personeline ihtiyacı vardır. bu bağlamda baktığımızda osmanlı'nın kalbi haliç tersanesiydi. gel gelelim haliç tersanelerinde ne yeni gemi inşa edebilecek ne de mevcut gemilerin tamir/tadilat bakım onarımlarınin devamlılığını sağlayacak kapasitesi yoktu. bu durum sonucunda yeni gemiler başka ülkelerden yüksek maliyetle alınmış ( üstelik bu gemiler cagdaslarindan teknoloji itibariyle hep bir tık geri kalan veya kısa sürede demode hale gelen gemiler olmuştur) dis alım yoluyla alınan gemiler de maalesef tamir/tadilat/ rutin bakim noksanligindan verimli olamamıştır.
denizci subay yetiştiren bahriye mektebi de en iyi hallerde yalnızca yılda 40 subay mezun edebilmistir ki bu osmanli gibi koca bir ülke için elbette oldukça yetersiz kalmıştır.
sonuç olarak pek çok hata ve türlü yetersizlikler dolayısıyla eldeki kaynaklar çok yanlış değerlendirilmiş, gene de iyi kötü binbir zahmetle kurulan donanma abdulhamit döneminde tamamen çökmüştür.