Süper Kahraman Mitini Tokat Manyağı Eden The Boys'un 3 Sezonluk Toplu Değerlendirmesi

En nitelikli çizgi roman uyarlamaları arasına adını şimdiden yazdıran The Boys'un şimdilik yayınlanan 3 sezonunu topluca inceleyelim.
Süper Kahraman Mitini Tokat Manyağı Eden The Boys'un 3 Sezonluk Toplu Değerlendirmesi

her kaliteli anlatı, hayata sorulan bir soruyla başlar

bilincimizi makinelere aktarsaydık nasıl olurdu, mars'ta yaşam belirtisi bulsaydık neler yapardık, geçmişe gitme imkanımız olsa neleri değiştirirdik, gibi. the boys da böyle bir soruyla başlıyor. eğer süper kahramanlar gerçek olsaydı, dünya nasıl bir yer olurdu?

hepimiz biliyoruz ki sadece belli bir grup insanın elinde üstün bir güç olduğunda ortam marvel sinematik evreni'nin anlattığı gibi olmayacaktı kesinlikle. işlenen birtakım suçlar saklanacaktı, kahramanlık bırakılıp filmlerin ve reytinglerin falan peşine düşülecekti ve emin olun söylenenden çok daha fazla insan ölecekti. kimsenin süpergücünün olmadığı, sadece zengin ve ünlü olduğu hollywood'da bile bu kadar olay oluyorsa birileri ses hızında koşmaya başladığında ne olurdu siz düşünün. hatta düşünmenize de gerek yok çünkü the boys tam olarak bu konuyu işliyor. şimdi 3. sezonun bitişiyle birlikte diziyi şu ana kadar bir genel değerlendirelim.

Uyarı: Buradan sonrası spoiler.


şimdi ilk önce karakterlerden başlayalım çünkü burada söylenmesi gereken çok önemli bir şey var

hughie, butcher, mm, frenchie ve kimiko aslında defalarca kullanılmış ve artık klişe olmuş karakter mekaniklerine sahip. peki nasıl oluyor da bu karakterler bir an bile gözümüze batmıyor ya da hikayenin kalitesini düşürmüyor. şimdi klişe denilince insanların aklına hep kötü bir anlam geliyor ama klişeyi kötü yapan şey kavramın kendisi değil uygulanış şekli. şimdi buthcer karakteri özelinden bu duruma bakalım. butcher sert bir ailede büyümüş, dünyadan nefret eden ve istediğini elde etmek için her şeyi göze alabilecek biri. peki bu çook tanıdık karakteri the boys'da izlerken neden bir sonraki adımı ne olacak diye heyecanla bekliyoruz? çünkü karakterin temeli klişe olsa da üzerine inşa ettikleri şeyi çok detaylı çalışmışlar. yani işte sert bir insan çünkü öyle deyip geçmemişler, bir geçmişi var, diğer karakterlerle farklı farklı etkileşimleri var, (örneğin hughie, mm ve frenchie'ye yaklaşımı birbirinden tamamen farklı) ayrıca karakter seyirciye vaat ettiğini iletmek konusunda çok başarılı. normalde böyle sert karakterler yazılır ama seyircinin sempatisi kaybolmasın diye yavaş yavaş daha uysal hale getirilir. butcher ise böyle değil, çok ufak değişiklikleri olsa da genel olarak huyu hep aynı.

bu yatırım ve inşa konusu aşağı yukarı her karakterde var. eğer yan karakterin yan karakteri durumunda biriyse de o boşluğu ya mizahla ya da aşırı şok edici bir görselle falan (termite'ın penis patlatması) kapatıyorlar. bu da dizinin kurduğu müthiş atmosfere katkı sağlıyor ufak ufak. ki dizinin en güzel taraflarından birisi bu.

yazının başında da konuşmuştuk. bu dizi, süper kahramanlar gerçek olsaydı dünya nasıl bir yer olurdu üzerine kurulu. burada da öyle bir evren yaratmışlar ki dünyadaki her şey bu duruma entegre edilmiş durumda. bir karakter markette gezerken bile arka plandaki ürünlerde falan süper kahraman reklamlarını görüyoruz sürekli. ki bizim yaşadığımız dünyada süper kahramanlar gerçek değil, hala bir çok üründe resimlerini falan görebiliyorsunuz. ancak bu kısıtlayıcı bir durum yani gerçekte süper kahraman diye bir şey olmadığı için sadece çocuklara ve işte filmleri takip eden kitleye falan hitap edebiliyorlar. eğer gerçek olsalardı mesela televizyona çıkıp demeç falan verebilir böylece teknolojiden en uzak insanların bile hitap ettiği bir süper kahraman profili yaratabilirlerdi. the boys'ta yaşanan da tam olarak bu aslında.

bu da bizi serinin canavar gibi yaptığı medya eleştirisine getiriyor. ben dünyadaki en aydınlatıcı şeylerden birinin reklamların nasıl üretildiğini bilmek olduğunu düşünüyorum. neyin nasıl empoze edildiğini bildikten sonra cidden size söylenen çoğu şeyin ne kadar sahte olduğunu fark edebiliyorsunuz ve bir yerden sonra bunlara karşı bağışıklık kazanıyorsunuz. the boys'daki anlatılan sahte gerçeklik de bu şekilde oluyor. ancak gerçek hayatta her şey bu kadar kontrol altında değil. burada dizi olduğu için daha belirgin ve neden sonuç ilişkisi daha açık şekilde anlatılıyor her şey. ancak emin olun yapabilseler bunu da yaparlardı. mesela the boys'un evreninde hem homelander diye biri var hem de homelander karakteri filmlerde yer alıyor. bu gerçeğin birden fazla tekrar yazılmasını hatta geçmişin istediğiniz şekilde değiştirilebileceğine işaret ediyor. çünkü mesela bizde robert downey jr ile tony stark arasında bir fark var en azından. ancak homelander'ın film çekimlerinden sonra gerçekten uçtuğunu biliyorsanız gerçeklik algınız çok kolay bir şekilde alt üst edilebilir ve bu karmaşa içindeyken ne düşüneceğinizi kontrol etmeleri daha da kolaylaşır.

üçüncü sezon özelinden bakacak olursak ise aslında sezon başı biraz gerilimin düşmesiyle başlamış diyebiliriz. bu belli işleri hallettik ve bir şeyleri düzene soktuk ama bilmediğimiz şeyler ortaya çıkacak ve ekip geri toplanacak mekaniği aslında biraz uzatmalara oynamak gibidir. ama bu mekanik the boys'un üçüncü sezonunda çalışıyor, çünkü homelander henüz ölmedi ve vought başına gelen onlarca skandala rağmen şirket hala ayakta. bu nedenle the boys'un yapacağı daha çok şey var. buradaki sistemin biraz oturması ise hikaye akışı için gerekli. çünkü eğer boys belli bir şeyleri tamamlayıp düzene oturmamış gibi olsa stormfront'un ortaya çıkardığı tehdit küçümsenmiş olurdu. yani bi belli bir ödüle kavuşmuş olmaları gerekiyordu. o nedenle sezon başlangıcı için gayet güzel bir mekanik yazmışlar diyebiliriz.

sezonun geri kalanında ise gayet güzel gelişmeler oldu aslında. öncelikle homelander, gücünü ve kontrolünü hızla arttırmaya başladı. ayrıca gittikçe daha dengesiz hale geliyor. vought'un başındaki stan edgar egolu olsa da kontrolünü kaybetmeyip kendisini geri çekmeyi biliyordu. homelander ise narsist şerefsizin teki olduğu için bunu yapamıyor. ancak güzel bir şey yaşandı ve ilk defa çok temiz dayak yedi. bu değişimden sonra insan haliyle çok çok çok iyi bir sezon kapanışı olacağını düşünüyor ama sonuç pek beklediğimiz gibi olmadı maalesef.

şimdi soldier boy geldikten ve dizi bu kadar hazırlık yaptıktan sonra olması gereken neydi? homelander vs. soldier boy. peki dizi bunu yaptı mı? tabii ki hayır. onun yerine homelander'ı indirmek için the boys'u ve hatta kendi hayatını gözden çıkaran butcher'ın olabilecek en son anda fikir değiştirip soldier boy'a saldırdığını gördük. bi de üzerine homelander'ın hem fiziksel hem de psikolojik olarak en kırılgan olduğu anda. bu olamayan sahneden sonra ise dizi soldier boy'u geldiği yere gönderdi. homelander'ı da işlediği suçların bedelini bile ödemeyeceği bir konuma taşıdı.

peki olması gereken neydi? öncelikle çok uzun süren mümkünse kesmesiz bir soldier boy / homelander kapışması. daha sonra homelander'ın paramparça olması hatta mümkünse öldü sanılması. ondan sonra soldier boy'un belki mm tarafından tekrar uyutulması ve sezonun homelander'ın cesedini görüşümüzle ancak parmağının falan refleks olarak hareket etmesiyle sonlanması. bu neden gerekli? çünkü homelander'ın en büyük zayıflığı narsist ve şerefsiz kişiliği. bu sezonda eğer bunu kırsalardı, önümüzdeki sezon egosu zedelenmiş, dengesiz ve kontrolsüz bir homelander görürdük. işte homelander, yine topluma söylediği bir takım yalanlar ile insanları kandırır ve kendi safına çekmeye ikna ederdi. sezon sonunda lazerle öldürdüğü bir tane adam vardı ya. onu falan geçin dördüncü sezon baya top yekün savaş olurdu. ancak bu şekilde yaptıkları finalden sonra dördüncü sezonda ne olur biter çok bilemiyorum açıkçası.

Spoiler bitti.

sonuç olarak

bir diziyi nasıl başlattığınız ve devam ettirdiğiniz kadar hikayenin belli noktalarını nasıl bağladığınız da önemli. evet anthony starr çok iyi bir iş çıkarıyor homelander olarak ama sezon finali olmadıysa olmamıştır, yani bunu da söylemek durumundayım.

onun dışında tabi ki bu sezon finali için de bir inceleme videosu hazırladık. intro için ali bir şeyler çalıp gönderdi sağ olsun. bu yazının genelini de yayınlamamdan önce okuyup fikirlerini ileten bir arkadaşım oldu. onlara da ayrıca teşekkür ederim buradan.

inceleme videosunun linki de burada, eğer bakmak isterseniz