Ters Yüz Edilmiş Aile Kurumu Eleştirisini Yine Ters Yüz Eden Aile Kurumu Eleştirisi: House of Cards
Uyarı: Yazı, yer yer spoiler içermektedir.
aile kurumunun sistemin devamlılığını sağlayan sert çekirdek olarak sürekli kutsandığı amerikan popüler kültüründe (full house'dan cosby ailesi'ne, sabrina'dan alf'e bir sürü örnek geliyordur aklınıza) "norm" fonksiyonel / işlevsel aile iken, doksanlarda yavaş yavaş zeki yazarların sisteme one minute çekmeye başladığını görürüz.
married with children'ın başı çektiği "dysfunctional family" üzerine kurulu anlatılar, "göründüğü gibi değil!" der: thatcher'ın düzeni yükseliştedir, artık babaların takım elbiselerini giyip işe gittiği, annelerin evde kocalarını beklerken lezzetli yemekler pişirdiği, sporcu erkek oğlanla çalışkan zeki kızın olduğu dünya yalanını yutmak zorlaşmaktadır. al bundy ayakkabı satar, peggy'nin yemeklerini kimse beğenmez ( o da zaten pişirmez!) oğlan sivilceli abaza bir loser, kız ise başarısız bir "yollu"dur. aile kurumunun yerden yere vurulduğu bu anlatı çeşidi takip eden yıllarda içinde bulunduğumuz çağın ruhuna uygunluğuyla popüler kültürün en lezzetli meyvelerini verecektir: simpsons'tan six feet under'a, arrested development'tan malcom in the middle'a ve tabiiki başyapıtımız breaking bad'a farklı türlerde bir çok yapımı bu dysfunctional family yapısında önümüze konmuş aile eleştirilerine dahil edebiliriz.
house of cards ise "yeni norm" halini almış bu eleştiri zeminini tekrar tersine çevirip yine de aile kurumunu ilk dönem örnekleri gibi pembe bir tabloya boyamayarak yeni bir solukla dahiyane bir iş yapıyor: "fonksiyonel aile mi istiyorsunuz, alın size fonksiyonel aile!!"
"a dysfunctional family is a family in which conflict, misbehavior, and often child neglect or abuse on the part of individual parents occur continually and regularly, leading other members to accommodate such actions. children sometimes grow up in such families with the understanding that such an arrangement is normal."
frank ve claire hiç bir şekilde çatışma halinde değiller. üst sınıfa mensuplar, evin sadece erkeği değil, kadını da "takım elbise" giyiyor, çok çalışıyor iyi kazanıyorlar, claire'i yemek pişirmese de sürekli mutfakta görüyoruz (görünürde hizmetçi yok!). çocukların ihmali veya istismarı gibi bir durum söz konusu bile değil, zira mükemmel uyumları ile çocuk isteklerini dahi feda etmiş durumdalar. claire ve frank, hayallerimizin ötesinde bir uyumla, sistemin hedefine kilitlenmiş terminatörlere dönmüş durumdalar: kazanmak. aile, farklı dişlilerin mükemmel uyumuyla çalışan, hırsla yağlanmış, yakıtı acımasızlık olan bir makineye dönüşmüş durumda.
makine, kutsal ailenin dışında olan herkese ve herşeye öğütülebilir bir girdi olarak bakıyor. dizinin başından itibaren sürekli aile dışında olduğu için harcanan insanları izliyoruz. claire çalışanların yarısıyla birlikte en eski elemanını işten atıyor, sonra yerine aldığı parlak aktivist de dahil, eski aşkından medya danışmanına kimi istiyorsa harcıyor. frank'in eski korumasını ölüm döşeğinde görüyoruz, zamanı geçmiş ve bir kenara atılmış. yeni koruma yaptığı hatadan sonra bir orjiye üçüncü olana kadar affedilirken, russo'dan zoe'ye, hapse atılan gazetecilerden aşağılanan evsiz adama kadar herşey, kutsal ailenin devamlılığı için feda ediliyorlar.
claire ve frank "güç onu almak için eğilmeyi göze alanlarındır" diyen dostoyevski'yi haklı çıkarıyorlar, gücü elde tutmak için sırada insanların asla kabul edemeyeceği bir açıklıkla her irtifanın kabul edilebilir bulunduğu bir düzen kurulmuş durumda: ailenin gücü devam ettiği sürece bireylere her şey mübah. paçaların birbirine ihanetinin önemi yok, önemli olan sisteme sadakat. eşinin genç bir kızı öldürdüğünü farkeden claire gözünü bile kırpmadan küpelerini takmaya devam ediyor, karısının başka bir erkeğin yatağında çekilmiş fotoğraflarını gören frank hemen basın danışmanını toplantıya çağırıyor, porno izlerken yakalandığını anlattığı karısı mastürbasyon da yapıp yapmadığını soruyor. sadakat mi istiyordunuz diyor house of cards, alın size sadakat, dürüstlük ve açıklık mı istiyodunuz, alın size baş edemeyeceğiniz kadar dürüstlük.
iyi günde ve kötü günde diyor, hastalıkta ve sağlıkta. cinayette ve soygunda diyor, helalde ve haramda. "güç onu almak için eğilmeyi göze alanlarındır" diyor, "eyyy gözü sürekli komşusunun bahçesinde, müdürünün yerinde, gücün gölgesinde olan facebook çağının insanları, yükselmek istediğiniz yere kadar düşmeyi göze alabilecek misiniz?"