The Shining Filmindeki Jack Torrance'ın Ancak Kitapta Anlayabildiğiniz Derin Karakteri

Cinnet geçiren Jack Torrance'i, Stephen King kitabını okuyunca çok daha iyi anlıyorsunuz. İşte bunlardan bahseden bir yazı.
The Shining Filmindeki Jack Torrance'ın Ancak Kitapta Anlayabildiğiniz Derin Karakteri

the shining... kitaptaki jack çok daha derinlikli anlatılmıştır. stephen king'in filmi sevmemesindeki en büyük sebeplerden biri, jack'in filmde çok yüzeysel işlenmesidir. film çok güzeldir ama stephen king haklıdır.

(spoiler ama aslında kitabı okumak isteyenler için spoiler)


jack roman yazarı gibi gösterilir ama aslında piyes yazmaktadır

(burası biraz muallak; roman yazacak ama sonra vazgeçip piyes yazıyor.)

önceki işinde öğretmendir ama işten çıkarılış şekli kişiliği ile bağlantılıdır. başarısız olduğuna inandığı bir öğrenciyi takımdan çıkarır. çocuk kendisini sevmediği için çıkarıldığına inanır, jack'in arabasının lastiklerini patlatır. jack bu lastik patlatma protestosunu görür ve kendine hakim olamayarak (!) çocuğu herkesin içinde çok fena döver. öyle döver ki çocuk okula devam edemez. okul yöneticileri jack'i işten çıkarmak zorunda kalır. (filmde bir sahnede anlatılıyordu; jack, oğlu dany'i döverken çocuğun kolunu kırmıştır. henüz 3 yaşında bile olmayan oğlunun.)

"kimi zaman... sonradan pişman olacağı şeyler yapar..."

jack eski bir alkoliktir

eskidir çünkü 14 aydır bir kadeh bile içmemiştir. ancak daha otele iş görüşmesi için bile gelmiş olmasına rağmen alkole karşı inanılmaz bir susuzluk çeker. ve otelde etraf gezdirilirken aklına hiç sebep yokken oğlunun kolunu kırdığı an gelir.


kitapta baraka hummasından bahsediliyor

aslında stephen king'in okuyucuya attığı ufak ekmek kırıntısı bunlar. yine de jack'in ağzından duymak ilginç olmuştur. otelde mülakat sırasında, konu grady'nin cinnetine gelir. yaşananlar için otel müdürü ullman kendisini hafife almak isterken jack verir cevabı:

"insanların uzun süre birlikte kapalı bir yerde bırakılmasından doğan kapalı yerler korkusuna halk arasında verilen addır bu. insanın birlikte olduğu kişilerden nefret etmesiyle ortaya çıkar. aşırı durumlarda hayal görmeye ve şiddete kadar gidebilir. yanık bir yemek ya da bulaşığı kimin yıkayacağı konusunda bir tartışmanın sonunda cinayet işlendiği de görülmüştür."

bir de jack'in şiddete olan meylinden önce intihar eğilimi gelir

oğlu, özel yeteneği sayesinde babanın içini görürken en alt katta cinayet işleme dürtülerini görür ama anlam veremez. (bkz: redrum) bir üst katta intihar eğilimini net olarak görmüştür.

237 nolu odadaki (aslında 217) yaşlı kadının hikayesi de var kitapta. genç aşığı ile otele gelmiş. genç aşık bir sabah atlamış arabaya ve dönmemiş. o gün akşama kadar alkol alan kadın onlarca uyku hapı içip intihar etmiş. olay bir şekilde örtbas edildikten bir hafta sonra oda hizmetçisi temizlik yaparken banyoda kadını görmüş. yüzü mosmor ve sırıtıyormuş. otel yönetimi hizmetçi kıza iki haftalık ücreti verip göndermiş otelden.

(otel biraz da kaçamak otel olduğu için kuruluşundan itibaren 40-50 kişi ölmüş otelde. çoğu da yaşlı insanlar.)

kitabı okuma isteğinize bir nebze vesile olduysam ne mutlu diyerek yine kitaptan tanıdık bir cümle ile veda edelim:

"çünkü her insan öldürür sevdiğini..."