Thom Yorke'un Biz Yazmadık, O Kendi Kendini Yazdı Dediği Şarkı: Street Spirit (Fade Out)

Radiohead'in ikinci stüdyo albümü, 1995 tarihli The Bends'in kapanış şarkısını enine boyuna inceleyelim.
Thom Yorke'un Biz Yazmadık, O Kendi Kendini Yazdı Dediği Şarkı: Street Spirit (Fade Out)

Radiohead - Street Spirit (Fade Out)

Nedir, ne değildir?

radiohead isimli müzik grubunun 95 tarihli ve "the bends" isimli ikinci uzun albümünün kapanış parçası. şarkı ismi olarak street spirit'i müteakip parantez içinde "fade out" ibaresi de kullanılır.

thom yorke'un söz konusu şarkı ile ilgili söyledikleri, ray bradbury'nin fahrenheit 451 isimli romanının önsözünde de bahsettiği gibi "ben yazmadım, o kendini yazdı, onun hızına yetişmekte güçlük çekiyordum" tanımlamalarına bir gönderme olması kuvvetle muhtemeldir.

dinledikçe ve dinledikçe bir felaket habercisi gibi yorumlanabilir. insanın ödünü patlatabilecek kadar korkutucu ve gerilimli bir parçadır, çok güçlüdür. radiohead'in "the bends" isimli albümden sonraki albümlerinde de sıkça başvurduğu klostrofobik yapılı şarkılarının ilk habercisi olarak da algılanabilir. gerilimi en üst düzeyde tutmayı başaran argümanlar, panik ataklı vokaller, çok sık tekrarlanan bir yapı ile kotarılan arpej düzeni ve felaket habercisi sözleridir.

bir başka açıdan şarkı yazarının tüm gün aynı ruh halini koruyabildiği varsayımı ile, street spirit şarkısı sabah erken saatlerde, aynı albümdeki bullet proof şarkısı ise gece geç bir saatte yazılmış hissi uyandırmaktadır. bu son yorum tamamen kişiseldir.

yine de intihara meyilli, ruh sağlığı dengeli olmayan kişilerin ulaşamayacakları yerde saklayınız. ya da olan oldu bir defa bari hepimize yarasın.

thom yorke'un street spirit hakkındaki demeci

"street spirit" en saf şarkımız, onu ben yazmadım. o kendisini yazdı. biz sadece onun elçileri, biyolojik katalizörleriyiz. şarkının özü benim için tam bir muamma ve bir daha hiç bu kadar ümitten yoksun bir şarkı sözü yazmam herhalde. en hüzünlü şarkılarımızın bile içinde bir yerde bir maksat vardır. street spirit'in amacı yok. o sonunda ışık olmayan karanlık bir tünel. o, kendisini sadece melodinin sesinin tanımlayabildiği, çok acıtan tüm trajik hisleri temsil ediyor. hepimizin şarkıyla baş etmede bir yöntemleri var. buna ayırma deniyor. özellikle ben; duygusal radarımı bu şarkıdan ayırıyorum, yoksa çalamam. yarılırım. sahnede yığılıveririm. sözlerinin anlaşılır bir anlamının olmamasının, birkaç mini-hikâyeden veya görüntüden oluşmasının sebebi budur. müziğin ve şarkı sözlerinin birlikte oluşturduğu duygusal bütünlüğü ifade etmesi için müziğin içine imgeler yerleştirdim. "bir gün bunların hepsini hepten yutacaksın" derken anlatılan budur. duygusal bütünlüğü kastettim, çünkü içimdeki duyguyu ifade ettirmedim. parçalara ayrılırdım.

hayranlarımız şarkının kendilerini delip geçmesine izin vermekte benden daha cesur, ya da belki de ne dinlediklerini bilmiyorlar. street spirit'in, ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, son gülenin o olacağını bilerek kahrolası şeytanın gözlerinin içine bakmak hakkında olduğunu anlamıyorlar. ve bu gerçek, ve doğru. istisnasız her şartta son gülen şeytan olacak, ve bunun hakkında fazla düşünürsem çatlarım.

bu şarkıyla duygusal olarak başa çıkabilen hayranlarımızın olduğuna inanamıyorum. şarkının ne hakkında olduğunu bilmediklerime kani olmamın sebebi budur. bundan dolayı onu konserlerin sonuna doğru çalıyoruz. şarkı beni deliyor, ve sarsıyor, ve her çalışımda çok kötü acıtıyor. anlamına inat, tezahürat eden ve gülüşen binlerce insana bakmak, tıpkı köpeğinizi terk edecekken köpeğin kuyruğunu sallayarak duruşu gibi. buna benziyor ve bu kalbimi kırıyor. keşke şarkı bizi katalizör olarak seçmeseydi, ben onu istemiyorum. çok şey istiyor. o şarkıyı ben yazmadım.

şunu dinlerseniz sevinirim:

2CELLOS - Street Spirit (Fade Out)


alternatif çeviri

sıra sıra evler hepsi de üzerime eğiliyor
mavi elleriyle bana dokunduklarını hissedebiliyorum
bütün bu şeylerin bir konumu var
bütün bu şeyler bir gün kontrolü ele geçirecek
ve silinip gidecekler yeniden ve silinip gidecekler

bu makine iletmeyecek
iletmeyecek bu düşünceleri
ve altında bulunduğum stresi
bir çember oluştur
hepimiz yere düşmeden
ve silinip gitmeden yeniden ve silinip gitmeden

çatlak yumurtalar ve ölü kuşlar
haykırıyorlar yaşamları için savaşırken
ölümü hissedebiliyorum boncuk gibi gözlerini görebiliyorum
bütün bu şeyler nail oluyor
bütün bu şeyleri bir gün bir lokmada yutacağız
ve silineceğiz yeniden ve sileceğiz

ruhunu aşka daldır