Tinder'dan Tanışıp Buluştuğu Kadının Neredeyse Dolandıracağı Birinin İbretlik Hikayesi

Bu hikayeden sonra internetten tanışıp, buluştuğunuz biriyle oturacağınız mekanı seçerken iki kere düşüneceğinize eminiz. Aman dikkat!
Tinder'dan Tanışıp Buluştuğu Kadının Neredeyse Dolandıracağı Birinin İbretlik Hikayesi

tinder'da buluşup, birkaç gün görüştüğüm sakin, sade görünümlü bir kız vardı. 3. günün sonunda "bu akşam bir yere gidelim mi" dedim, o da kabul etti. 5-6 yıldır da yurt dışında yaşıyorum. yeni dönmüşüm ülkeye. biraz da yalnızlık hissediyorsun. güven konusunda çok tedirgin olmuyorsun.

akşam oldu, buluştuk bir yerlerde. önce basit bir yemek yedik. sonra caddede giderken müzikli bir yer denk geldi. "aa buranın müzikleri güzelmiş, girelim mi" dedi, "tamam" dedim. girdiğimiz yer normal bir bardı. sadece canlı müzik var, popüler şarkılar çalıyorlar. yani pavyon gibi bir yere benzemiyordu.

kız dedi "ben viski seviyorum, 35'lik bir viski alalım, içeriz." ben de içimden diyorum "ülkede kızlar ne çok değişmiş. viski seven kız mı olur." iskoçya'dan gelmişim o an, çok normal geldi. sonra iskoçya'da ilk görüşmede viski içen bir kıza rastladın mı diye sorguluyorum kendimi. viskinin yanında meyve tabağı, çerez vs. gelince bir dedim noluyoruz. sonra dedim içimden de "hadi felekten bir gün olsun, zaten canım sıkkın, öderiz."

sonra "birlikte lavaboya gidelim mi? ben rahat edemedim burada" deyince bir garipsedim. neyse, ısrar etti. bir taktik sanırım. "bak burayı tanımıyorum, güvenli hissetmiyorum" gibi seni ikna etmeye çalışıyorlar sanırım. sonra döndük masaya. müzikler falan da güzel, yeni nesil pop. havaya sokuyor insanı. sonra kız viskiyi bitirdi. ben daha ilk kadehte yine dedim noluyoruz, bir şeyler oluyor sanırım burada derken ikinci 35'lik viskiyi istedi kız. ve viskinin yanında tabii ki ne istedi. şampanya!

o an şimşekler çaktı. dedim "boku yedim." geldi garsonlar, yanar dönerlele şampanyayı da patlattılar. bir içtik şampanyadan; bildiğin şekerli, iğrenç su... hadi dolandırıyorsunuz, oradan da dolandırmayın. şampanya ve bir viski daha gelince iş boka döndü. ödemek istesem dahi kartımda öyle bir limit yok. bana ne yaparlar, bilemedim. kara kara düşünmeye başladım. kız da diyor "bir yüzün düştü, noldu" falan filan. ben de "yok bir şey" diyorum.

bir yandan kafam iyi, bir yandan da "nasıl çıkıcam bu işten" diyorum. dedim, bir şekilde polisi arasam, durumu nasıl açıklıcam derken kız ikinci şişe viskiyi de bitirdi. dedim "olamaz, viski şişelerinde de bir bok var. 15 dakikada bitemez." mekana geleli toplam 1 saat olmamış; biz 2 şişe viski, 1 şişe şampanya falan söylemişiz. arada kızla empati yapıyorum; "ya kıza bir şeyler yaparlarsa" diye. ne salağım.

bu arada da hiç dokunmadığımız meyve tabağını yenilediler. oh, yaz bir meyve tabağı daha oradan. 3. viski de gelince hesap yaptım, kafadan en az 10 bin gelecek hesap. iki yıl önce için ciddi para, şimdi için bile ciddi para. neredeyse 2 bin doların üzerinde. (olay birkaç yıl önce yaşandı.) dedim "acil kaçış planı yapmam lazım yoksa artık böbrek mi gider, dayak mı yerim, senet mi imzalatırlar 50 binlik bilemedim." 

neyse, kıza "evde bizimkiler merak etmiştir" dedim. "içeri gürültülü, hemen kapının önünde konuşup gelirim" dedim. işkillendi bayağı, "gitme, sonra ararsın" dedi. neyse dedim, "montum burada bak, hemen gelicem" dedim. sonra telefonla hemen arıyormuş gibi kapının önüne çıktım. ardından topuk... hızla koşmaya başladım. kalabalığın arasına karıştım. hemen de şansıma ilk caddede taksiye denk geldim. "abi" dedim, "aç. hayati tehlikem var." taksi de sağ olsun, hemen durdu. dedim "kapıları kilitle, uzaklaş hemen."

arkaya bakıyorum sürekli, takip eden var mı diye. bu arada kız mesaj atıyor "neredesin" diye. sonra mekandaki garsonlar arıyor 10 kere. küfürlü mesaj yolluyorlar devamlı. taksiciye de durumu anlatıyorum bir yandan, birine anlatmasam patlarım. ama taksiciye de güvenemedim artık, o kadar paranoya olmuşum; kendi evime 10 dakka kala bir yerde indim. neyse, eve geldim. dolandırılmaktan kurtuldum ama bok gibi hissediyorum yine de kendimi. bir ceket bırakıp yırttık, bir yandan ona seviniyorum. 

sonra tinder hesabımı silip, bir daha açmadım bile. birkaç ay utancımdan kimseye anlatmadım durumu. sonra o utanç kırıldı. herkes ara ara anlattırıyor. benim için storytelling gibi bir şey oldu. 

bütün bunlardan sonra tavsiyem; ilk buluşmada bilmediğiniz yere kesinlikle gitmeyin. ilk buluşmada mekana ve yere balıklama atlamayın. ucuz yırttık diyelim... ikinci bir tavsiyem de eğer benim gibi kaçabileceğinizi hissetmiyorsanız acil olarak ya avukatınıza ya da yakın arkadaşına ulaşın. bir polis ile birlikte hemen yanınıza gelsin. bu yapılan ne olursa olsun, suç. utanmanız gereken bir durum yok. içkilere ve yiyeceklere dokunmayın, çaktırmadan içiyormuş gibi yapın.

hiçbirinizin başına buna benzer, tahmin edemeyeceğiniz olayları gelmemesi dilekleriyle...