Türk Tarihinin Arka Planda Kalmış Çok Önemli İsmi: Kemalettin Sami Gökçen

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk diplomatik temsilcilerinden biri olarak hem askeri hem de diplomatik başarılarıyla dikkat çeken, ancak gölgede kalmış bir isim Kemalettin Sami Gökçen.
Türk Tarihinin Arka Planda Kalmış Çok Önemli İsmi: Kemalettin Sami Gökçen

kemalettin sami gökçen, türk tarihinin önemli ama çoğu zaman arka planda kalmış isimlerinden biridir. 1934 yılında berlin'de vefat ettiğinde, cenazesi halk ve alman askerleri tarafından büyük bir saygıyla türkiye'ye yollanmıştır, cenazenin uğurlanması sırasında saygı göstergesi olarak nazi selamı veren bile olmuştur.

kemalettin sami gökçen 1884 yılında adana’da doğmuş, hem askerî kariyeri hem de diplomatik başarılarıyla cumhuriyet döneminde önemli roller üstlenmiştir. harp okulu’ndan mezun olduktan sonra birinci dünya savaşı’nda ve kurtuluş savaşı’nda görev yapmış, ardından türkiye cumhuriyeti’nin ilk diplomatik temsilcilerinden biri olarak avrupa’da görev almıştır. 1932-1934 yılları arasında türkiye’nin berlin büyükelçisi olarak görev yapmıştır. görev yaptığı dönemde almanya’da nazi rejimi hızla güç kazanıyordu. hitler’in, türklerin geçmişine ve osmanlı-alman ittifakı’na duyduğu hayranlık, iki ülke arasındaki ilişkilere olumlu bir hava katmıştı. kemalettin sami paşa, bu diplomatik ortamda türkiye’nin çıkarlarını korumak adına önemli bir görev üstlenmişti. hitler’in şahsına olan ilgisi de gözden kaçmıyordu; hitler, osmanlı’nın birinci dünya savaşı’ndaki müttefikliğini ve türk askerlerinin cesaretini her fırsatta dile getiren bir isimdi. kemalettin sami paşa’nın berlin’deki varlığı, iki ülke arasındaki bu dostane ilişkiyi daha da güçlendirdi.

kemalettin sami paşa, ikinci dünya savaşı'ndan önce adolf hitler'le görüşmüştür. aslında bir büyükelçinin, doğrudan imparator/başbakanla görüşmesi diplomatik teamüller gereği beklenmeyen bir olaydı. hitler, o dönemde almanya’da mutlak güç haline gelmiş bir lider olarak, her görüşmesini titizlikle planlar ve nadiren dışişleri protokolünün dışına çıkardı, yani bir büyükelçi ile görüşmesi beklenmeyen bir olaydı. bu nedenle hitler'in kemalettin sami paşa’yı kabul etmesi, türkiye’ye karşı gösterilen özel bir nezaket ve iyi niyet göstergesiydi. kemalettin sami paşa, almanya dışişleri bakanı konstantin von neurath'tan hitler'le görüşmek için randevu talep eder ve randevusu kabul edilir. von neurath, kemalettin paşaya "lütfen görüşme sırasında açık olun, aklınızda ne varsa açık açık söyleyin, bu führerin hoşuna gidecektir" der ve görüşme başlar. görüşme epey ılımlı ve sıcak bir havada başlar. kemalettin sami paşa, görüşme öncesinde nazi birlikleri tarafından büyük bir törenle karşılanır. hitler öncesinde de görüşmeler gerçekleştiren paşa, nazi birliklerinin yaptığı karşılama törenini daha çok beğendiğini ifade eder. paşa ve hitler görüşmeye başladığında, kemalettin paşa, hitler'e "rejiminizin bizlere karşı olan tutumu ve bakış açısı nasıldır?" diye sorar. hitler bunu "sizlerle eski silah arkadaşlığımız var ve türk devrimi'ne saygımız var, bu nedenle dostane bakmaktayız" şeklinde cevaplar. zaten bu görüşmenin tüm diplomatik teamülleri hiçe sayarak yapılmasından bunu anlayabiliyoruz.

kemalettin sami paşa, bu görüşmede hem türkiye’nin tarafsızlık politikasını vurguladı hem de nazi almanyası'nın dış politikası üzerine önemli bir uyarıda bulundu. paşa, savaş meydanlarında edindiği tecrübeyi ve türk diplomasi geleneğindeki dengeli tutumu birleştirerek, hitler’i sovyetler birliği ile çatışmaya girmemesi konusunda uyardı. bu uyarı, yalnızca türkiye’nin dostane bir tavsiyesi değil, aynı zamanda avrupa’daki güç dengelerini doğru analiz eden bir devlet adamının öngörüsüydü. sovyetler birliği, o dönemde dünyanın en büyük askerî gücüne sahip ülkelerinden biriydi ve böyle bir cepheleşme avrupa’yı felakete sürükleyebilirdi. bu uyarılara rağmen almanya’nın sovyetler birliği’ne saldırması, tarihin bu diplomatik uyarıyı ne denli haklı çıkardığını gözler önüne serdi. nazi almanyası'nın sovyetler’e karşı başlattığı barbarossa harekatı, büyük bir askerî başarısızlıkla sonuçlanmış ve savaşın seyrini almanya aleyhine çevirmişti. görüşme sonrasında diplomatik nezaket gereği adolf hitler, gazi mustafa kemal atatürk'ümüze, gerçekleştirdiği türk devrimi'nden ötürü selamlarını, tebriklerini ve saygılarını iletir.

kemalettin sami gökçen 1934 yılında berlin’de geçirdiği bir ameliyat sonrasında hayatını kaybetti. cenazesinin türkiye’ye gönderilmesi sırasında düzenlenen törende alman devlet erkanı ve halkı, kemalettin sami gökçen'e büyük bir saygı göstermiştir. tören sırasında birçok kişinin nazi selamı vermesi, o dönemdeki türk-alman ilişkilerinin boyutunu gösteriyor. nazi selamı vermek elbette bugünün bakış açısıyla kötü çağrışımlar yapabilir, ama o dönemde bu selam, nazi almanyası’nın resmi selamlama biçimiydi ve törendeki birçok kişi de bunu saygı göstergesi olarak yapmıştı. hitler’in gözünde, türklerin almanlarla birinci dünya savaşı’nda omuz omuza savaşmış olması, bu ilişkilerin temelini oluşturan önemli bir unsurdu. türk diplomatlara ve özellikle kemalettin sami gökçen gibi isimlere bu nedenle büyük bir saygı duyuluyordu.

cenaze, büyük bir törenle türkiye’ye gönderildi ve kemalettin sami gökçen, memleket toprağına emanet edildi.