Turkey İsminin Uluslararası Arenada Türkiye ile Değiştirilmesi Mantıklı Bir İstek mi?
Resmi olarak değişince halkların gözünde de değişiyor mu bu isim?
türkiye, birleşmiş milletler'e "resmi adı"nı değiştirmek için başvurdu ve kabul edildi. link
yani bu demek değil ki insanların dillerindeki kullanımı değiştirmek gibi bir sonuca varsın. nasıl ki fildişi sahili olarak bildiğimiz daha doğrusu kullandığımız ülke birleşmiş milletler'de côte d’ivoire olarak geçiyor, fakat ingilizce'de de hala ivory coast olarak kullanılıyorsa, türkçe montenegro demek yerine nasıl karadağ diyorsak bu durum da böyle. kimsenin dilinde kullanımı değiştirme hakkını elde etmiş olmuyorsunuz bu şekilde anlayacağınız.
sadece resmi birleşmiş milletler dökümantasyonu yapılırken ve anılırken "türkiye" şeklinde kullanılıyor sonuç olarak.
not: başka bir benzer durum da uluslararası spor müsabakalarında ispanya ismini españa (esp ile kısaltılmış hali ile daha çok) şeklinde görürsünüz mesela.
ekleme: türkiye birleşmiş milletler'de resmi adını değiştirdikten sonra sırbistan'da sancak bölgesi'nde bir süre bu şekilde kullanıldı. lakin sonrasında yine sırpça/boşnakça türkiye manasına gelen turska kullanılmaya devam edildi. depremden bir haber
ekleme 2: turkey ismi esasında anadolu'daki türk halkı için kullanılıyordu zamanından beri. osmanlı devleti'nin resmi adı da zaten devlet-i aliyye'ydi. amerika kıtasında hindi ile rastlayan avrupalılar bu kuşu anadolu topraklarında yetişen beç tavuğuna benzettiklerinden ötürü de hindiye turkey ismini verdiler. yani gocunacak da bir konu da yok esasında. biz nasıl ki hindi ismini hindistan'daki bir tavuğa benzetip vermişsek ve bu hindistan'a aşağılama amacı gütmüyorsa, konu tamamen aynı. öte yandan portekizce'de peru kelimesi hindi manasına geliyor aynı zamanda. peruyu aşağılamak için kullanmak bir yana gayet de saygı duyuyorlar.
öte yandan, hindi yerine kartal olsaydı daha mı muhteşem olacaktı sanki?
zira ne hindi aptal bir hayvan, ne de o manada kullanılmış geçmişte. fransızlar kendilerine horozu seçmişler ülke simgesi hayvan olarak. bir de bizim kaba insanlara ayı şeklinde hitap ediyor oluşumuz slav halkları için manasız misal, zira onlar ayının güçlü ve zeki bir hayvan olduğunu düşünüyorlar ve bu imayı anlamıyorlar.
mısır, yani mısır arap cumhuriyeti'nin ismi orijinal dilde "mısr" diye geçer. lakin eski yunanlıların aigyptos olarak adlandırması önce romalılara aegyptus, sonra fransızlara egypte ve en son da ingilizce'ye egypt olarak geçmiş. "ülkenin adı mısr" ne mısır ne de iğycip dememişler.
çek cumhuriyeti'nin isim değişikliği aklınıza gelmiş olabilir
yalnız şöyle bir olay var. normalde fransa'nın resmi adı da fransa cumhuriyeti (république française). kimse bu şekilde ifade etmediğinden dolayı çekya olarak kullanılması için birleşmiş milletlere başvurdu.
ama şöyle de bir detay var ki, türkiye ile de ilgili: dışişleri bakanlığı, "'çekya' adı, çek cumhuriyeti'nin tam resmi adının yerini almayacak" dedi. konudan sorumlu bir diplomat olan kristina larischova, çek cumhuriyeti'nin genel konuşmada kullanılabilecek kısa ve gayri resmi bir adı olmadığı için "gelişmiş demokrasiler arasında bir istisna, hatta bir anormallik" olduğunu söyledi. çek bilimler akademisi çek dili enstitüsü başkanı karel oliva, “böyle bir kararı kendi dilimizde ve sonra yabancı dillerde vermek zor” dedi. "günün sonunda karar verecek olan teşkilat ve bakanlığın şu veya bu kararı alıp almadığını sormayacak" diye ekledi.
Hindi mevzusu?
türkiye'nin adı ingilizcede "turkey"dir (büyük harfle başlayarak yazılır). hayvan olan 'turkey' ise küçük harfle başlatılır. o dili kullananların türklerin yaşadıkları topraklara (özellikle osmanlı impatorluğu toprakları) "turkey" demeye başlamalarından yüzlerce yıl sonra, ingiliz topluluklarının, yeni tanıştıkları, asıl vatanı latin amerika olan bu hayvana türk tüccarlar kanalıyla erişmelerinden dolayı 'türkiye kuşu' demiş olmaları, ve zamanla o kuş sözcüğünün de düşmesiyle hayvanın adının 'türkiye'ye dönmesi, bizim alınmamızı, kafaya takmamızı gerektirecek bir şey değildir. (biz de 'piyazlı fasulye salatası'nı kısaltıp 'piyaz'a, 'buharlı gemi'yi kısaltıp 'buhar'a çevirmişiz örneğin.)
öyle olsaydı perulular da portekizlilere gücenmeli, küsmeli, onları bm'ye şikayet etmelilerdi. çünkü portekizliler hindiye, 16. yy'da ilk kez ithal etmeye başladıkları ülke olan peru'dan hareketle 'peru' demektedirler. bu arada, bizim hindiye bu adı vermemizin nedeni de, halkımızın hindiyi, eskiden beri hint tavuğu diyegeldiğimiz ve hindi kuş olarak da adlandırdığımız gine tavuğuna benzeterek aynı adla çağırmaya başlamasıdır. (bu olgunun, hayvanın ingilizce adının 'turkey' olmasının da nedeni olabileceğine dair görüşler de vardır ayrıca.)
sonuçta, türkiye'nin ingilizce adının değiştirtilmesi hamasi bir abesle iştigalden başka şey değildir (ne güzel türkçe yazıyorum ama, yaşasın şu güzelim dili geliştirtmeyen, gelişmemesi için yoluna taşlar döşeyen, kendilerinden yüzlerece kuşak sonrasının bile onun bunun gözünde saygınlığını yitirmesine yol açmış olan 'bağzı' atalarımız!)
Son söz
eh, biz de nihon yerine japonya, deutschland yerine almanya (ve daha niceleri) demiyor muyuz? bılgariya-bulgaristan, hellas-yunanistan...