Türkiye ile Yunanistan Arasındaki Statüsü Tartışmalı Adalardan Biri: Eşek Adası

Türkiye kıyılarına yaklaşık 9 mil mesafede bulunan ve Yunanistan'ın kontrolünde olan Eşek Adası, statüsü tartışmalı yerlerden biri.
Türkiye ile Yunanistan Arasındaki Statüsü Tartışmalı Adalardan Biri: Eşek Adası

lozan anlaşması'nın 12'nci maddesinde, anadolu sahillerinden itibaren 3 mil içerisinde olan bütün ada, adacık ve kayalıkların türk toprağı olduğu, aynı anlaşmanın 16'ıncı maddesinde ise anlaşmada adı açıkça belirtilen adaların dışında kalan bütün ada, adacık ve kayalıkların statüsünün, gelecekte taraflarca belirleneceği belirtilmektedir. eşek adası 3 mil sınırının dışında olmakla birlikte, anlaşmada adı açıkça belirtilmemektedir. lozan anlaşması'ndan sonra, anlaşmada adı geçmeyen adaların ve kayalıkların statüsünü belirleyen bir ek anlaşma türkiye ve yunanistan arasında hiçbir zaman imzalanmadığından dolayı, eşek adası uluslararası sularda ve lozan anlaşması'na göre herhangi bir devletin resmi olarak henüz herhangi bir egemenlik hakkının bulunmadığı bir toprak parçasıdır. yunanistan'ın, adayı kendi adası ilan etme hakkı bulunmamaktadır.


lozan anlaşması imzalanmadan çok önce, 1913 yılından itibaren yunanistan vatandaşları adaya yerleşmeye başlamışlardır ve o zamandan beri adanın nüfusu 100 kişiyi geçmiştir. yunanistan bundan yararlanarak zaman zaman adaya bayrak dikmeye çalışmış, ancak bu durum türkiye cumhuriyeti'nin geçmişte sergilediği taviz vermeyen tutum ve türk deniz kuvvetleri'nin ege'nin uluslararası sularındaki faaliyetleri sayesinde gerçekleştirilememiştir. söz gelimi, 1999 yılının mayıs ayı ortalarında yunanistan'daki bir derneğin üyeleri eşek adası'na bayrak dikeceklerini açıklamış, bunun için sivillerden oluşan bir ekip şişme botlarla adacığa gitme girişiminde bulunmuş ancak hava muhalefeti nedeniyle geri dönmüşlerdir. ilgili kişiler, bu olaydan bir hafta sonra, 31 mayıs 1999 pazartesi günü adaya çıkmayı başarmış ve buraya bir yunan bayrağı dikmiştir. adada ayrıca yunan balıkçıların kulübeleri de bulunmaktadır. ancak o dönemki türkiye cumhuriyeti hükümeti bu olaya hem diplomatik, hem de askeri kanaldan çok sert tepki göstermiştir. aynı gün ege'de midilli adası açıklarındaki uluslararası sularda denizkurdu-99 tatbikatı gerçekleştirilmiş ve tatbikat bölgesine yabancı gemi ve uçakların yaklaşmamaları uyarısı yapılmıştır. ardından eşek adası çevresine türk sahil güvenlik gemileri konuşlanmıştır. bunun üzerine 2 haziran 1999 çarşamba günü yunanistan dışişleri bakanlığı, atina büyükelçiliği'nde görevli elçi müsteşarı tacan ildem'i çağırarak türk sahil güvenlik gemilerinin eşek adası civarında yunan karasularına girdiği gerekçesiyle sözlü protestoda bulunmuş, ancak ildem protestoyu reddetmiştir. daha sonra türk dışişleri bakanı ismail cem'in açıklamaları ve yunanistan dışişleri bakanı papandreu'nun gerilimden uzak durmaya yönelik tavrı sonucunda kriz fazla büyümemiştir.


oysa şimdilerde, akp'nin, yunanistan'ın ege'deki karasularını 12 deniz miline çıkarmasını savaş sebebi olarak kabul etmemesi ve yunanlı askerlerin eşek adası, kardak gibi yerlerde bayrak dikme, kuzu çevirme, ablukaya alma gibi eylemlerine karşı hükümetin fiili bir müdahalede bulunmaması, ege'deki durumun giderek boş verilmesine ve yunanistan'ın oldubitti ile eşek adası gibi yerleri ele geçirmesine neden olmuştur.


fetullahçı terör örgütü'nün, türk deniz kuvvetleri'nin komuta kadrosuna karşı, akp iktidarı süresince yürüttüğü komplolar, yunanistan'ın elini daha da güçlendirmiştir. bu noktada, milli güvenlik kurulu'nun fetullahçı terör örgütü'ne karşı önlem alınmasını talep eden, ancak akp iktidarı tarafından kasten uygulanmayan 25 ağustos 2004 tarihli mgk kararları tekrar gündeme gelmekte ve bu konuda sorumluların hesap vermesi gerekmektedir.


sonuç olarak, türk hükümetinin yeterince ilgili olmayan tutumundan ve türkiye'nin 90'lı yıllardaki yaklaşımını bırakmasından cesaret alan yunanistan, 2011 yılında ilgili adada agathonisi adında bir belediye kurup, işgali resmileştirme yoluna gitmiştir.