Türkiye'nin Nüfus Artış Hızının Düşmesi Ne İfade Ediyor?

Ülkemizin nüfusu genellikle her yıl 1 milyon civarı artarken 2020'de bu sayı 500 bini bile bulmamış durumda. Neden ve sonuçlarını irdeleyelim.
Türkiye'nin Nüfus Artış Hızının Düşmesi Ne İfade Ediyor?
iStock

yıllara göre nüfus artışı 2008'den itibaren şöyle

türkiye'de 2019 nüfus artışının 1 milyon 150 bin iken 2020'de sadece 460 bin olması hiç normal değil, arada 690 bin fark var.

(yıl) (nüfus) (yıllık artış(%))
2008 71.517.100 1,31
2009 72.561.312 1,48
2010 73.722.988 1,60
2011 74.724.269 1,35
2012 75.627.384 1,20
2013 76.667.864 1,37
2014 77.695.904 1,34
2015 78.741.053 1,34
2016 79.814.871 1,35
2017 80.810.525 1,24
2018 82.003.882 1,47
2019 83.154.997 1,39
2020 83.614.362 0.55

bu istatistikleri olumlu şekilde yorumlayan bir yazı da şu şekilde

2020'de türkiye'nin nüfus artış hızının çok düşmesi gelecek için umut verici bir haber.

bilindiği gibi sadece nüfus artış hızı verilerine bakarak, bir ülkenin kalkınmışlık düzeyini (ve gelecekteki ekonomik performans beklentisini) tahmin edebilirsiniz.

mesela şu listeye bir bakın.

dünyanın en berbat ülkelerinde, şiddet, cehalet, sefalet üçgeninde olan ülkelerde nüfus artış hızı yüksektir. suriye, afganistan, afrika listenin her zaman en tepesinde yer alır.

türkiye'de 2000'li yılların ortalarından başlayarak ülkenin kalkınmışlık düzeyini temsil etmeyen, zorlama olduğu belli olan bir yüksek nüfus artış hızı dönemi yaşandı. bu dönemde türkiye afrika ülkelerine benzer seviyelerdeydi.

bunu, bekleneceği gibi yirmi yıl içinde ciddi bir ekonomik kriz dönemi takip etti. yüksek nüfus artış hızı sürerken, ülkenin gelişmeyi sürdürebilmesi mümkün değildi.

ülke ekonomisi doğal olarak, bir vadede nüfus artış hızı benzer düzeylerde olan cezayir, uganda, nijerya gibi ekonomik performans göstermeye başladı.

doğum oranının düşmesinden görünen o ki, 2020 yılı ile birlikte bir anda ülkemizi avrupa birliği ülkelerine benzer bir hâle getiren (ve on beş yıl içinde ekonomik durumun iyiye gideceğini muştulayan) ciddi bir kültürel hamle yaşandı.

sebebi neydi ki diye düşünmeden edemiyor insan. istatistiksel sapma? ekonomik sıkıntılar? pandemi? toplumun gelecekten beklentilerini kaybetmesi? hızlı bir kültürel değişim? ertelenen hayatlar/ planlar?

sebep her ne olursa olsun, eğer bu trend sürerse (ki ne yazık ki bu kadar iyi oranlarda süreceğini sanmıyorum), türkiye'nin geleceği açısından umut veren bir gelişmedir.

diğer taraftan, bu veriler şu basit sosyolojik gerçeği de teyit ediyor: siyasi irade, ekonomik destekler veya kültür aracılığıyla ne yapılırsa yapılsın, ülkeler bir vadede kendi toplumsal dinamiklerinin yarattığı, gelişmişlik düzeylerini yansıtan nüfus artış hızına geri dönerler.

türkiye'de nüfus artış hızı önümüzdeki yıllarda 2020 yılının rekor düşüşüne göre biraz daha yükselecek olsa da, bir daha bu ülkede 2000'lerdeki afrika ülkeleri gibi yüksek oranları görmeyeceğiz.

her ülke er veya geç kendi sosyal/ kültürel/ iktisadi dinamiklerine döner.


bu arada, nüfus artış hızı düşük olan ülkeler iflas etmez

tam tersine zenginleşir. genç nüfus yaşlı nüfusa bakıyor, genç sayısı azalınca yaşlılara ödenecek emekli maaşı kalmayacak iddiası, yanlış, demagojik bir iddiadır.

çünkü bu iddia, gerçek dünya gözlemleri ile uyuşmuyor. nüfus artış hızı düşen ülkelerde, doğal olarak çocuk başına düşen eğitim kalitesi artıyor. yani nüfus artış hızının düşmesi ile ülkenin iktisadi kalkınması arasında bir yumurta tavuk ilişkisi vardır.

dünyada nüfus artış hızı düşüp de, iktisadi gelişme yaşamamış, bu nedenle sosyal sigorta ödeme krizine girmiş bir tek ülke örneği mevcut değil. buna almanya, japonya gibi gelişmiş ülke örneklerinin yanı sıra, rusya, eski doğu bloğu ülkelerini de ekleyebilirsiniz.

nüfus artış hızı düşüşünü, istisnasız her ülkede daha iyi eğitimli ve verimliliği daha yüksek bir yeni kuşak takip eder. ve vida sıkmaktan başka iş beceremeyen vasıfsız on gencin yarattığı iktisadi katkının, çok daha fazlasını iyi eğitimli bilgisayar yazılımcısı bir tek genç yaratır. sonuçta sistem güçlenerek, toplum zenginleşerek, ülke rekabet gücünü artırarak bir farklı sınıfa atlar.

bu denklemin tersi de geçerli. bir ülkeyi vasıfsız ve düşük ücretli, fakir bir ülke olarak tutmak istiyorsanız, nüfus artış hızını suni olarak yükseltin. sefalet ve cehalet mutlaka takip edecektir.

bu durumdan tüm dünyada kendilerine oy veren kitlenin gelecekte de yüksek düzeyde kalmasını isteyen muhafazakar partiler haberdardır. bu nedenle muhafazakar partiler sadece ülkemizde değil, tüm dünyada doğurganlığı artırıcı vergi avantajları, kürtaj ve doğum kontrol yasakları, evliliğin özendirilmesi ve evlilik dışı ilişkilerin azaltılması için yasal düzenlemeler devreye sokar. bunlar, ülkeyi ekonomik olarak geriye götürecek, vasıfsız işçi sayısını ve gelecek kuşaklarda suç oranlarını yükseltecek olmakla birlikte, muhafazakar partiler için tercih edilir zararlardır. çünkü gerek vasıfsız işçi sayısı, gerek suç oranlarındaki artış ve toplumdaki güvensizlik hissi, muhafazakar partilerin oy oranını arttırır.

özeti: iktisadi kalkınma , nüfus artış hızında düşüşü mutlaka takip eder. ve bu denklemin tersi de geçerlidir.

kaynak