Türkiye'nin Yıllardır İçinde Bulunduğu Ekonomik Krizin Ana Sıkıntıları

Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz, her geçen gün bel bükmeye devam ediyor. İşte bu krize neden olan ana etmenler.
Türkiye'nin Yıllardır İçinde Bulunduğu Ekonomik Krizin Ana Sıkıntıları

türkiye, başkanlık sistemine geçtiğinden beri bu kriz devam etmekte ve zaman geçtikçe hızlanmaya devam ediyor. paradan 6 sıfır atıldıktan kısa bir süre sonra 1 sıfır geri geldi ve ikinci sıfırın da yarı yolu geçildi. böyle giderse, çok kısa süre sonra yine milyonlu bozuk paralar yakındır.

peki ana sıkıntılara, çözümlerine ve bu çözümlerin yan etkilerine bakalım.

1) kur korumalı mevduat

türk lirasının değerini korumak amaçlı çıkarılan bu sistemde 130 milyar dolar birikti. kısa süreli faydası dokunsa da şu an ülkenin en büyük kamburu olmuş durumda. buradaki ödemeler de merkez bankasına devredildi para basıp ödemesi için. bu sistemde tl'nin her değer kaybı devlete felaket zarar yazdırıyor. bu sebeple kkm'nin bir an önce kaldırılması lazım. ancak 130 milyar dolar değerinde türk lirası dağıtırsanız da türk lirası ultra felaket değer kaybeder, bu yüzden kaldırılması da o kadar kolay değil. burada sıkışmış durumda sistem. hem onla, hem de onsuz olmuyor.

2) hiper enflasyon

resmi yüzde 50, gerçek enflasyonun ise yüzde 100'ün üzerine olduğu bir yerde fiyat istikrarından, ekonomik dengeden söz edilemez. normalde enflasyon için bir ülkenin en büyük silahı faiz arttırmaktır ancak uzun süre saçma bir şekilde düşük faiz politikası uygulanarak adeta yangına su yerine benzin döküldü. bu durumun çözümü ise faizi sağlam bir şekilde arttırmaktır ancak bu sefer de ani yüksek faiz artışı nedeniyle bireyleri, şirketleri ve hatta bankaları batırma riskiniz doğar, borçlar ödenemez, ticaret durma noktasına gelir. enflasyon ve faiz arasındaki açık da çok açıldığında bu yol da tıkanmış gözüküyor. aradaki fark yüzünden yavaş artışların etkisi neredeyse yok.

3) yüksek dış ticaret açığı, ithalata dayalı ekonomi

türkiye hemen hemen her yıl rekor dış ticaret açığı veriyor çünkü üretimin bile yaklaşık yüzde 70'i ithalata bağlı. üretim konusunda da her yıl kötüye gidilmesi sebebiyle bu açık büyümeye devam ediyor. bunun çözümü öz kaynaklara dönmek ve hammaddelerle üretimi arttırmaktır. ancak bu süreç onlarca yıl sürebilir ve milyarlarca dolarlık yatırımlar gerektirir, bu para da pek olmadığından, kısa sürede uygulanacak bir çözüm değildir, günü kurtarma politikasına aykırıdır.

4) merkez bankasının bütçe açığı

yaklaşık 50 milyar dolar eksi net rezervi olan bir merkez bankası bir nevi kendini ayağından vurmuştur. piyasaya müdahale gücü çok zayıflamıştır. bunun çözümü elbette rezerv toplamaktır en kısa sürede, ancak bu büyüklükte piyasadan dolar toplamak demek yine türk lirasına felaket değer kaybettirir. yavaş yavaş yapılırsa da, doların serbest bırakılması gerekir. bu da başka bir acı reçetedir.

5) devletin deprem zararı

kahramanmaraş depreminin ekonomiye zararı devletin kendi hesabına göre 100 milyar doların üzerinde. bunun çözümü ise devletin gelirini arttırıp bunu gidermek, bu da daha çok vergi demek. zaten bu yöntem uygulamaya başlandı, devam de edecek.

peki nasıl çözüm var?

ne yazık ki tek çözüm gözüküyor. vergileri maksimum düzeye getirip, türk halkını aşırı fakirleştirip, gelecek sıfırlara bakmaksızın türk lirasını aşırı değersizleştirip, yerel üretimi arttırıp, iç harcamaları kısıp, dış kaynaklı yatırımları çekmek.... bana bi gülme geldi bu cümlenin son kısmını söylerken nedense.

özetle, kısa ve orta vadede büyük yoksulluk çekilmeden düzelme durumu mümkün değil. ne yazık ki türkiye'yi çok daha kötü günler bekliyor.