Vakıf Serisinin İlk Kitabından Bu Evrene Dair Öğrenebileceğiniz Genel Konseptler

vakıf... isaac asimov'un 1952 tarihli eseri. eserle aynı ismi taşıyan serinin kurgusal kronolojisinde olmasa da yaşadığımız evrende geçerli olan zamanın içerisindeki ilk kitabı. ben bu eseri ithaki çevirisinden okudum.
Uyarı: Spoiler içerir.
kitabın kapak yazısında asimov'un, gibbon'un roma'nın çöküşünü konu alan eserinden etkilenerek vakıf'ı yazdığından bahsedilmiş. çöken bir imparatorluk, dini bir hareketin gücünün artması, sınır bölgelerinde ortaya çıkan krallıklar, siyasal çekişmeler gibi durumlar hem roma imparatorluğu'nun çözülüşünde hem de vakıf'ın kurgusal içeriğinde mevcut.
romanın içeriği beş bölümden oluşuyor. bölümler kabaca şu şekilde özetlenebilir
birinci bölümde hari seldon'un psikotarih ilmi sayesinde imparatorluğun çöküşünü öngörüp, bu çöküşten sonraki karanlık çağın daha kısa geçmesini sağlamak için terminus'ta bilgi birikimini muhafaza edecek bir vakıf kurma çabası anlatılmaktadır. ikinci bölümde anacreon krallığının işgal çabasına karşı vali hardin'in hem terminus'ta iktidarı ele geçirmesi hem de işgale karşı planlar yapması söz konusudur. üçüncü bölümde hardin yine anacreon'un işgal girişimini vakıf'ın dini ve teknik gücünü kullanarak bertaraf eder. dördüncü bölümde ponyets isimli karakter askone'de esir düşen bir tüccarı kurtarmak için görevlendirilir ama sonunda pherll isimli askoneli bir seçkini rüşvet ve şantajla etkisine alır ve nükleer enerji karşıtı olan askone'yle ticaretin yolunu açar. beşinci bölümde korell cumhuriyeti'nde kaybolan gemilerin akıbetini öğrenmesi gerekçesiyle sutt mallow'u görevlendirir ama tuzak barındıran bu görevden sonra sutt tarafından mahkemeyle alt edilmek istenen mallow muzaffer çıkar ve bu arada teknolojik ve ekonomik olarak vakıf'a bağımlı hale getirdiği korell cumhuriyeti'ne yine ekonomik yollardan boyun eğdirir.
bu bölümlerde sık sık anılan seldon krizi denen olgudan söz etmek gerek
seldon krizi aslında bölümlere mana katan bir olgudur. seldon'un planlarının dönüm noktalarında ortaya çıkan bu krizler bizzat seldon tarafından öngörülmüştür. ikinci ve üçüncü bölümde mahzen'de ortaya çıkan seldon'un hologramı, o an ortaya çıkan krizi hesapladığını belirtir. kitabın bölümleri spesifik bağlamda ortaya çıkan seldon krizlerinin atlatılmasını anlatır. ikinci bölümde krizin niteliği işgal iken, üçüncü bölümde dini, beşinci bölümde ticari nitelik kazanır.
biraz da karakterlerden bahsedelim
seldon marx statüsündedir, düşünsel ve ilk kurumsal temeli o atar. hardin ise lenin gibidir, vakıf'ın etkisini artırır ve sağlamlaştırır. hardin, vakıf'ın anacreon'a karşı ayakta kalabilmesi için anacreon'un da olduğu dört krallıkla nükleer teknoloji paylaşımı yapar. bu sayede, üç krallıl anacreon'a ültümatom verir ve işgal biter. işgal sonrasında kurulan denge sayesinde vakıf yaşar. bu süreçte vakıf, galaksi ruhuna inanca dayanan bir din icat eder. bu dinin rahipleri nükleer teknolojiyi dini bir pratik kisvesi altında kullanır. bu dini ve teknik etkiyle vakıf dört krallığı içeriden fetheder. anacreon işgal etmeye kalktığında halk isyanı örgütleyecek kadar güçlüdür vakıf. bunun öncü mimarı hardin'dir. ponyets ve mallow bu açılan yoldan ticaret zemininde ilerler. ponyets de mallow da önlerine çıkan engelleri zekayla ve entrikayla alt eder.
gelelim teknoloji kısmına
vakıf evreninde nükleer teknoloji oldukça önemlidir. öyle ki askoneliler nükleer teknolojiyi bir günah olarak görürler ama günün sonunda onlar da kullanır. hardin, anacreon elçisine "bizde nükleer enerji var" blöfü yaparak zaman kazanır. beşinci bölümde mallow nükleer teknolojinin kullanılıp kullanılmadığını öğrenmek için çabalar. bu teknoloji dinle harmanlanarak vakıf'a muazzam bir etki kazandırır. sanırım bu kitap yazılırken, nükleer enerjiye kamuoyunun pozitif bakışı asimov üzerinde etkili olmuş.
dinden bahsetmişken...
kitapta din oldukça önemli bir yer teşkil ediyor. hardin'in iktidarı ele geçirmesinden sonra vakıf nükleer teknolojiyle karışık bir din oluşturur ve etrafa yayar. bu dinin rahipleri nükleer teknolojiyi dini bir vecibe gibi kullanmayı öğrenir, teknolojinin esasını bilmez; bunu bilen az kişi vardır. bu dinde galaksinin ruhu isimli bir metafizik varlığa inanılır ve seldon'a peygamber muamelesi yapılır. bunun haricinde askoneliler atalarının ruhunun doğru yolu gösterdiğine inanır. burada vakıf'ın dini tepeden oluşturulurken, askoneliler'in dini ise daha sosyopsikolojik kökenlidir; zamanında kendilerine yol gösterdiğini atalara karşı minnet borcu zamanla dinsel bir havaya evrilmiştir. bu arada hardin'in hem vali hem başrahip olması roma dönemindeki ponfitrx maximus pozisyonunu çağrışıyor. roma'da dinin en tepedeki ismine verilen bu unvan augustus döneminde imparatorlukla birleştirilmişti. anlaşılan hardin terminus'un augustus'u.
vakıf'taki tarih anlayışından bahsedelim
vakıf'ın tarih anlayışında zorunluluk içinde inisiyatif söz konusu. mesela çöküşün yaşanması kaçınılmaz ama bundan sonra gelecek karanlık çağ kısaltılabilir. yani bu tarih anlayışında özneler tarihi hızlandırabilirler ama değiştiremezler. en azından birinci kitapta ben bu izlenimi edindim. serinin diğer kitaplarına da bakmak gerek bunu teyit etmek için. bunun haricinde, kitabın sonlarına doğru tüccarların öne çıkışı burjuvazinin yükselişini çağrıştırır. nitekim seldon krizi son bölümde dini değil, ekonomik yollarla çözülür ve bu durum burjuvazinin peşinde sürüklediği anti-klerikalizmle piyasacılığı anımsatır. üstelik romanın kimi yerlerinde soyluların soylu olmayanları küçümsemesine denk geliyoruz ve bu feodalite-burjuvazi çelişkisinin romanda bir yere sahip olduğunu gösterir.
vakıf'ın kurgusal dünyada yarattığı etkiye gelelim
vakıf'la dune evreni arasında benzerlikler mevcut. bene gesserit vakıf'a benzer şekilde dini tepeden yayıyor (missionaria protectiva). çok farklı etkileri olsa da baharat ile nükleer enerji birbirine benzer. soyluluk iki evrende de rol oynuyor; dune'da daha fazla olsa da. iki evrende de olaylar çöküş bağlamında geçiyor. dune'da butleryan cihadı, vakıf'ta imparatorluğun çözülüşü bir çeşit bilimsel-teknolojik gerilemeye denk düşmeleri açısından benziyorlar fakat dune için 'düşünen makineler'le savaş sonrası teknoloji bilinçli olarak durdurulurken, vakıf'ta tarihsel, daha doğrusu psikotarihsel zorunluluk icabı teknolojik birikim yok olma tehdidi altında kalıyor. özetle, dune'da vakıf'tan kimi esinlenmeler var gibi.