Westeros'u Avucunun İçi Gibi Bilen Birinden: House of the Dragon 4. Bölüm İncelemesi

Artık herkes 4. bölümü izlediyse Buz ve Ateşin Şarkısı serisini iyi bilen Sözlük yazarı "bigboned"un incelemesine geçebiliriz.
Westeros'u Avucunun İçi Gibi Bilen Birinden: House of the Dragon 4. Bölüm İncelemesi
Uyarı: Spoiler içerir.

storm's end

bölümü rehanyra'nın tinder turuyla açtık. karşısına geçen koca adaylarının tamamını sola swipe ederek gönderiyordu. dizinin gösterdiği ilk 2 adayın dondarrion ve blackwood olmuş olması tesadüf olamaz çünkü her iki aile de gelecekte targaryen ailesine gelin verecekler (bu dizinin işlediği zaman diliminden daha sonra). yapımcılar, 'fan service' denilen riskli işin nasıl doğru yapılacağını gösterircesine, buraya bracken vs blackwood düellosu yerleştirmişler. george r. r. martin, bu iki aileyi karikatüre varan bir kan davasını yüzyıllarca devam ettiren hanedanlar olarak hemen hemen bütün eserlerinde yer verir. bu kan davası, binlerce yıl önce age of heroes döneminde, kimin kimin krallığını çaldığı meselesiyle başlar ve bracken'ların andal istilası sırasında din değiştirmesiyle başka bir boyut kazanır. bracken'lar westeros'a yeni gelen andal dini seven'a geçerken, blackwoodlar, kuzeyin dini olan old gods'a inanmaya devam ederler ve damarlarındaki first men kanıyla gurur duyarlar. first men kanının, aynı starklarda olduğu gibi, blackwood ailesinin bazı üyelerine doğa üstü güçler verdiği söylenegelir ki, bunun en önemli örneği annesi bir blackwood olan bloodraven'dır. benzerini jon snow'da gördüğümüz, buz & ateş birleşiminin ilk örneklerinden birisi, targaryen tarihinin en gizemli karakteri olan brynden rivers'dır.

king's landing

daemon'un, stepstones'tan geri geldiği sahnede viserys açısından önemli bir ayrıntı, tahta oturmayışıydı. bu bölümde demir tahta hiç oturmayan viserys, kitapta da parmaklarını kaybettikten sonra tahtta otururken hiç resmedilmiyor. ejderhası ölen, vücüdundaki yaralardan dolayı tahttan korkar hale gelen viserys'in, aegon'un kılıcı ve targaryen iktidarının simgelerinden olan blackfyre'ı sürekli elinde tutması da tesadüf değil. viserys, gücü elinde tutabileceğinden emin değil ve blackfyre gibi bir simgeyi sürekli taşımak zorunda hissediyor.

daha sonraki sahnede viserys'in vücudundaki yaraların daha da ileri gittiğini gördük ve bu vesileyle tahtın, kralı kabul etmeyişi rivayetine de bir yorum getireyim. aegon, demir tahtı yaptırdıktan sonra tarih boyunca bir çok kralın taht tarafından yaralandığını biliyoruz. hatta, aegon'un torununu öldürerek darbe ile iktidara gelen maegor the cruel, taht üzerinde ölü bulunuyor ve tahtın lanetli olduğu dedikodusu oradan sonra yüzlerce yıl sürüyor. her ne kadar tahttaki keskin kılıçlar, üzerinde oturanı keserek muhtemelen tetanoz gibi hastalığına neden olsa da, martin'in burada asıl anlatmaya çalıştığı şey that üzerinde sakin oturmayan hükümdarların, taht tarafından yaralanacağı, yani kabul edilmeyecekleri metaforu. keskin kılıçlardan yapılan tahtın üzerinde sakin sakin kararlar verirseniz, yaralanmak gibi bir derdiniz olmuyor. ne zaman bir kral, duygularıyla karar vermeye başlayıp tahtta sakin oturamadığında kendini kesilmiş halde buluyor. bu duygusal kralları en ünlüsü de, daenerys'in babası deli kral aerys'tir. kendisi paranoyaklığa varan deliliğiyle çok fazla duygusal karar almış ve demir tahtın en çok yaraladığı krallardan birisi olmuştur.

diziye dönersek, viserys-daemon buluşmasında daemon'ın kazandığı savaşın sonuçlarıyla hiç bir alakası olmadığını görüyoruz. viserys, stepstones'da durum ne dediğinde, daemon bunun umrunda olmadığını gösteren cevaplar veriyor ve bu da daemon'un hiç bir şeyden tatmin olmayan kişiliğini anlatmak için güzel bir ayrıntı. 3 senede 2000 kişi öldürdüğü savaş da beyimizi tatmin edememiş anlaşılan.


godswood

daemon'ın şerefine verilen ziyafette, dizide ilk ve belki de son kez viserys-daemon ikilisinin, geçmişteki güzel günlere döndüğünü görüyoruz. özellikle viserys'in küçük kardeşi daemon ile olan ilişkisini özlediği aşikar. bu ikilinin arasının çok iyi olması, öncelikle otto hightower olmak üzere, daemon'dan nefret eden bir çok oyuncunun işine gelmez ama neyse ki, daemon yine daemonlığını yaparak kardeşiyle arasını bozmanın bir yolunu bulacak.

bölüm içerisinde araları düzelip tekrar bozulan bir başka çift de rhaenyra ve alicent oldu. kraliyet içerisindeki cinsiyet rollerine zorlanan ikili, birbirine daha çok empati yapabilir durumdaydı ancak bu diyalog bile rhaenyra'nın istemeyerek de olsa alicent'i incittiği bir diyalog içerdi. bu ikilinin, ne kadar mayın tarlası bir ilişkisini göstermek açısından etkili bir tercihti.

small council

daemon'ın sallamadığı stepstones'ın kontrolünün corlys velayron'un aldığını small council'de öğrendik ki, seasnake, viserys tarafından reddedilen kızı laena'yı, sealord of bravoos'un oğluyla evlendirmeye hazırlanıyormuş. böyle bir evlilik, viserys'in narrow sea'nin kontrolünü tamamen corlys'e vermesiyle sonuçlanacağı için stratejik olarak kabul edilemez. garsonluk yapmaktan kurtulup kendine nihayet konseyde bir sandalye edinen rhaenyra, bu krizin çözümü için ileri sürülen piyon olmaktan maalesef kurtulamıyor.

red keep

bu bölümde gördük ki, viserys-alicent ikilisinin 2. çocuğu helaena targaryen de dünyaya gelmiş. alicent'in, ilk bebek doğduğunda onlarca yardımcıyla resmedilmesi ve ikinci bebeği ilk gördüğümüzde tamamen yalnız olması, bu karakterin yalnızlaşmasına yapılan ilk vurguydu. bu sahne, ileride yaşanacaklara dair bölüme serpiştirilen foreshadowinglerden yalnızca birisiydi. alicent'in viserys tarafından seks yapmak için çağrıldığı sahnenin, rhaenyra'nın özgürce şehirde dolaştığı sahnelerle paralel gösterilmesi yönetmenlik açısından güzel bir ayrıntıydı. alicent'in, aynı viserys'in ilk karısı aemma aryyn gibi yavaştan bebek yapma makinesine dönüşmesi ve kraliçe rolünün kendisine dikte ettiği davranış şablonuna hapsolması bu bölümün bize anlatmaya çalıştığı önemli bir gelişmeydi. dizi, şu ana kadar alicent'i çok mantıklı ve iyi niyetli olarak işledi ama aynı rhaenyra gibi onun da yalnızlık ve cinsiyet rolü baskısı altında zorlanacağının ipuçlarını bu bölümde bol bol görmüş olduk. özellikle, otto ortamdan ayrıldıktan sonra alicent'in daha da artan yalnızlığının, paranoyaklığa doğru evrilecek olmasını tahmin etmek çok da mantıksız olmak.


fleabottom

maegor the cruel, paranoyak bir arkadaşımız olduğu için red keep'in daha güvenli bir yer getirmek için bir çok ekleme inşa etmiştir ve bunların en ilginci bütün kaleyi saran gizli tünellerdir. tünellerin gizliliğini korumak için, bu tünelleri yapan taş ustalarının tamamını idam ettiren maegor, dragonpit'i yaptırmaya kalktığında inşaatta çalışacak usta bulamamıştır. orjinal seride varys'in fellik attığı tünellerde, 2. bölümde small council'i dikizleyen daemon'u görmüştük. bu bölümde de, rhaenyra bu tünelleri kullanarak, amcasıyla dellenmek için king's landing gece hayatına daldı.

daemon, rhaenyra'yı öncelikle şehrin en hareketli yeri olan fleabottom'a götürdü ki, buradaki tiyatro sahnesi rhaenyra'nın zayıflıklarından birisini göstermek için önemliydi. geçen bölüm ve bu bölümün başında soylularla işbirliği yapmaya yanaşmayan ve onlarla dalga geçen rhaenyra, tiyatro sahnesinde de, normal halkın ne düşündüğünü pek umursamadığını bize göstermiş oldu. geçen haftaki enytry'de de bahsettiğim üzere, rhaenyra şu ana kadar hiç bir güç grubunu arkasına alamamış durumda ve kendi hakkı olanın ona altın tepside verileceğini sanma hatasına düşüyor. burada, halkı umursamamak konusunda kitap yazabilecek bir karakter olan daemon'un da ona bu konuda tavsiye vermesi de ilginç bir detaydı. fleabottom'dan street of silk'e geçmeden önce daemon-rhaenyra ikilisinin, harwyn strong'u görmesi, strong ailesinin de bu kaçamaktan haberi olacağını bize göstermesi açısından önemli bir sahneydi.


street of silk

rhaenyra: "what is this place?"
daemon: "it is where people come to take what they want"

dizinin başından beri motivasyonu belirsiz tutulan ve ne istediğini bilmediği işlenen daemon, nihayet istediğinin ne olduğu konusunda ağzındaki baklayı çıkarmış oldu. rhaenyra'ya verdiği, "istediğini al, korkarak yaşama" öğütlerinden sonra, daemon'ın da nihayet istediğini almaya çalışması dizinin en kritik anlarından birisiydi. daemon, genelevin girişinde rhaenyra'nın şapkasını çıkarması, onun yapmak istediği şeyin sarayda duyulmasını istemesini gösteriyordu. yönetmenlik açısından oldukça başarılı olan seks sahnesinde tam olarak neyin yaşandığını konusu seyircinin yorumuna bırakıldı. dizinin yapımcılarından olan spochnik, daha önce iktidarsızlık sorunu olan daemon'ın, yaptığının yanlış olduğunu anladığı için tekrar bu sorundan muzdarip olduğunu söyledi ki, daemon'ın viserys ile olan sahnede rhaenyra'nın bekaretini aldığı iddiasını reddetmemesi de bunu destekliyordu. daemon, istediği şeye çok yaklaştı ama belki de rhaenyra'ya olan duyguları kendi tahmininden de derin olduğu için ona zarar verecek bir şeyi yapmasına vicdanı izin vermedi.


red keep

daemon, istediğin almak konusunda başarısız olduktan sonra öğrencisi rhaenyra, bu konuda daha başarılı olduğunu criston cole'u odasına çekerek bize gösterdi. bu sahnedeki ön sevişmeyi çok uzun tutan yönetmen, sanırım bize criston cole'un rhaenyra'ya cevap verip vermeme konusunda düşünecek yeterince zamanı olduğunu bize anlatmaya çalışmış. burada rhaenyra'nın otoritesini kötüye kullanıp kullanmadığının yorumu seyirciye kalmış olsa da, benim gördüğüm, hata olduğunu bile bile ilişkiye giren iki genç insandı. rhaenyra açısından bu ilişki çok fazla bir risk taşımasa da, kralı ve ailesini korumak için yemin etmiş olan criston cole için ortada ölüm kalım meselesi var. daha önce, cinsel ilişkiye girdikleri için duvara gönderilen kingsguard üyeleri var ve criston'ın prensesin bekaretini almasının duyulması halinde kellesini kaybedeceği %100 gibi. rhaenyra'nın, onu böylesine bir duruma itmesi bir sorumsuzluk örneği midir, bunun da yorumunu herkes kendisi yapsın.

viserys'in doğumda ölen ilk oğlu sonrası daemon'ın bu olayı mysaria'nın genelevinde kutladığını ve "heir for a day" diyerek, viserys'in ölen oğluyla dalga geçtiğinin (ki bunu görmedik dizide) haberi otto'ya geldiğinde, bu bilginin mysaria'dan gelip gelmediğini merak etmiştim. bu bölümde gördük ki, mysaria (the white worm) resmi olarak bilgi ticaretine başlamış. kendisinin otto için mi çalıştığı yoksa parasını basan herkese bu bilgileri satıp satmadığını ilerki bölümlerde göreceğiz. dizi, mysaria karakterini değiştirerek ona varys'e daha benzer bir arka plan vermişti ve bu bölümde de şu an small council'de olmayan master of whisperers rolü için adaylardan birisi haline getirdi. diğer adayın kim olacağını da, bir önceki bölümü dikkatli izleyenler belki çözmüşlerdir.

otto'nun viserys ile konuşmadan önce uzun uzun düşünmesi, bu konuşmanın onun açısından ağır sonuçları olabileceğini bildiğini gösteriyordu. otto, şu ana kadar akıllıca davranarak direk olarak rhaenyra'yı hedef almamıştı ve bunu ilk yaptığında viserys'in tepkisi sert oldu. bu noktada, rhaenyra'nın yalanlarına inanan alicent'in viserys'e kızına güvenmesi konusunda telkinde bulunması da otto için trajik oldu. rhaenyra da, kendi yaptığı hataların ortaya çıkmasından korktuğu için otto hightower'ın sarayda daha fazla durmasına göz yummak istemedi ve otto'nun kovulması karşılığı laenor velayron ile evlenmeye razı oldu. buradaki taht oyununun 5 oyuncusu arasındaki karışık dinamiğe daha ayrıntılı girmek mümkün ancak bu bölümde bütün ana aktörlerin birbirine olan güveninin sarsıldığını gördük. bana göre, viserys'in otto'u kovması bir hataydı çünkü eğer söylediği gibi otto'nun motivasyonunun farkındaysa, onu yakınında tutması daha stratejik bir hamle olabilirdi. diyarı birlikte tutmak istediğini söyleyen viserys, bu bölümde yaptığı hamlelerle, valyrian aileleri ve güneyli lordlar arasındaki ayrılığı daha da genişletmiş oldu. 2 bölümdür güneyli lord ve leydilerin tamamıyla dalga geçen rhaenyra'nın da bu ayrılığa olan katkısını unutmamamız gerek tabii ki.

kendinin reklamını yapmak bir westeros adetidir, inceleme videosu da burada