Yaklaşık 12 Bin Yıl Öncesine Işık Tutan, Henüz Önemi Anlaşılamamış Yer: Göbeklitepe

Şanlıurfa'da bulunan Göbeklitepe, dünyanın şu ana kadar bulunmuş en eski tapınağına ev sahipliği yapıyor. MÖ 10.000 yılına ait yapılar bulunan Göbeklitepe, insanlık tarihinin aydınlanması açısından büyük önem taşıyor. Gelin, bu efsaneye biraz yakından bakalım.
Yaklaşık 12 Bin Yıl Öncesine Işık Tutan, Henüz Önemi Anlaşılamamış Yer: Göbeklitepe
iStock.com


buranın bulunmasının, arkeolojik açıdan bir devrim, dolayısı ile dünya tarihi açısından bir devrim olduğu belirtiliyor. sadece yüzde 2' sinin tamamlandığı kazı çalışmalarının yapıldığı yerde o kadar önemli bulgular var ki...

20.000 yıl öncesine kadar buzul çağında duvarlara resim yapan avcı, toplayıcı insan, yaklaşık 12.000 yıl önce mağar duvarına sanatsal çalışma yapmayı bırakmış. yani göbekli tepe' nin aşağı yukarı kurulduğu tarihlere denk geliyor. buradaki tapınağın duvarlarındaki kabartmalar, sanki mağaralardaki resim hallerini bırakmış gelmiş de, oraya konmuş.


göbekli tepe' de, ingilizlerin çok gurur duyduğu stonehenge' den 7500 yıl önce, piramitlerden 6000 yıl önce kurulmuş olan tapınağın çevresinde, insanlık tarihinin bugüne kadar bulunmuş en eski tarım yapıldığı alan da ortaya çıkarılmış bulunmakta. tabii sayılar tek başına bir şey ifade etmiyor, söz konusu tarihi rakamlar olunca. aradaki zaman dilimini anlamak için isa' nin doğum tarihinden bugüne 2005 yıl geçtiğini düşündüğünüz zaman yukarıdaki belirtilen fark biraz daha canlanabiliyor beyin denen kurtlu kubun içinde. kazıyı yöneten alman arkeolog klaus schmitd' e göre göbekli tepe' nin "eşi ve benzeri" yök.

yapılan dna testlerine göre, burada en eski zirai başak tanelerine rastlanmış. bunun anlamı şu; ilk yabanı başak tanesi yakınlarda bulunan karacadağ' dan gelmiş meğer. yani insanoğlunun, küçük gruplar halinde avcı ve toplayıcılığı bırakıp, geniş kitlelere besin sağlamak için yerleşik yaşama, oradan da uygarlığa geçmesinin ilk adımı burada atılmış şimdiye kadar bulunan bulgulara göre.


belki de ilk tapınma yeri olan, üzerinde kabartmaların yer aldığı büyük "t" biçiminde dikili taşlar bulunan göbekli tepe' deki tapınak inşa edilirken metal kullanılmamış. işin en enteresan tarafı bu tapınak ve yerleşim birimi, yağmalanmamış, yıkılmamış, 7500 yıl önce birden kullanımı bırakılmış ve üstü kapatılmış. tabu olarak bir daha hiç açılmamış. ta ki tabu olduğu unutulup bugün açılana kadar. bizleri daha ne sırlar bekliyor göreceğiz.edüt: yukarıdaki linkin, duygaa üstadımızın verdiği bilgiye göre uçtuğunu öğrendim. halbuki ne kadar da güzel bir link idi. ama bu da güzel:

http://xn--gbeklitepe-ecb.com/

- tepe üzerinde devasa boyutta taşlar ve bu taşların üzere işlenmiş bazı sanat eserleri bulunuyor.

- yakınlardaki taş kaynaklarının uzaklığı ve işlenmesi için gerekli insan gücü düşünüldüğünde bu anıtların yapılması için bin kadar insan çalıştırılması gerektiği tahmin ediliyor.

- bu sayıdaki insanın böyle bir işte çalışması için bölgeye yakın bir yerde konaklaması gerekir.

- bu kadar çok insanın bölgeye yakın bir yerde konakladığına göre bu kişilerin bir şekilde beslenmesi gerekir.


- bir arada bulunan bu kadar çok insanı toplayıcılık ya da avcılıkla doyurmak mümkün değildir.

- binlerce farklı yabani buğday türü üzerinde yapılan çalışmalar bu bölgede kendiliğinden yetişen buğdayın genetik yapısının bugün tarımda kullandığımız ekilebilir buğdayla neredeyse aynı olduğunu gösteriyor.


- insanın mağra duvarlarına resim çizmekten vazgeçmesi başka bir deyişle avcılık ve toplayıcılık üzerine kurulan mağra yaşamını terketmesi bu anıtın yapımıyla aynı yıllara rastlıyor.

özetle: insanın muhtemelen ilk kez tarım yaptığı, yerleşik hayata geçtiği, mağra duvarlarına resim çizmekten ziyade, sistematik bir biçimde sanat yapmaya ve kültürel birikim oluşturmaya başladığı yer, başka bir deyişle ilk "uygarlık"'ın kurulduğu yer ülkemiz toprakları içinde.

klaus schmidt beyefendinin ankara medeniyetler müzesi' nde hakkında güzel bir konferans verdiği dünyanın en eski yapısı. aklımızda kalanları paylaşalım,

- bulunan kemikler üzerinde yapılan testlerde bulunan tarih m.ö. 9500 yılına gidiyor. ancak kemiklerin orada olabilmesi için bu yapının çok daha önceden tamamlanması gerekli.

- işaret ettiği tarih bakımından dünya üzerinde eşi benzeri yok.


- göbeklitepe çevre yerleşim birimlerinden gelen insanların festival, ziyafet yaptıkları bir toplanma noktası olarak değerlendiriliyor.

- taşlar üzerinde yapılan betimlemeler, göbeklitepe' ye yakın yerleşim birimlerinde olduğu gibi, ölmüş insanların bedenlerinin, hayvanlara, o yüksek kolonların üzerine konmak suretiyle sunulması olarak yorumlanıyor. daha önce bahsedildiği gibi hayvanlara kurban verme gibi bir durum yok.


- ilginç olarak yorumlanabilecek, kızılderililerin kullandığı totemlere çok benzer, üst üste figürlere sahip totemler bulunmuş.

- insanların zamanla dini inanışları değiştiği için, bir süre sonra burayı kullanmayı bırakıp, üzerini örttükleri düşünülüyor.

son olarak gidip yerinde stonehenge' i de görmüş bir insan olarak, ingilizlerin pazarlama yeteneği ile dünya çapında şöhret olmuş m.ö. 3000 tarihli o yapı, her ne kadar kendisine ait mistik bir tarafı olsa da, komplekslik ve bizlere anlattıkları açısından m.ö. 10.000 tarihli göbeklitepe' nin yanında çocuk kreşi gibi kalır diyorum.