Yaşayan En Tehlikeli Canlının Her Zaman İnsan Olduğuna İkna Edici Bazı İnsanlık Tarihi Bilgileri

Sözlük yazarı "boliwar", insanların her zaman ne kadar vahşi ve bencil olduğunu anlatmış. Milattan önceki tarihlerde bile soykırım nitelendirmesi yapabileceğimiz katliamlar, yok edilen hayvan türleri gibi insan eliyle gerçekleştirilmiş üzücü katliam örnekleri var. İnsanlık tarihinin tatsız geçmişine dair bazı bilgiler.
Yaşayan En Tehlikeli Canlının Her Zaman İnsan Olduğuna İkna Edici Bazı İnsanlık Tarihi Bilgileri


ilk insansı atalarımızın 7 milyon yıl önce afrika'da ortaya çıktığı düşünülüyor. homo habilis, homo erectus, homo sapiens bunların bazıları. 

homo erectus her ne kadar modern insana çok benzese de, modern insanın beyin yapısına sahip değildi. günümüz insanını bu atalardan ayırmak için kullanılan kriterlerden belki de en önemlisi beyin yapıları. ortalama olarak mö. 50000 yılına gelindiğinde ise cro-magnon adındaki dedelerimiz ortaya çıktı. cro-magnon ilk insan değildir, bize en yakın insandır. cro-magnonların bize kadar ulaşmış olan ürünleri arasında en ünlüleri sanat ürünleridir: olağanüstü güzel mağara resimleri, heykeller, bugün de sanat olarak hayranlığımızı kazanan müzik aletleri var. bu onların diğer cinslerinden zeka olarak üstün olduğunu gösteriyor.

Cro-magnon tarafından yapılmış mağara resimlerinden biri


çağdaş insanın tek bir merkezden çıktığına, daha sonra yayılarak başka yerlerdeki başka tür insanların yerini aldığına dair en açık kanıtı avrupa’da görmekteyiz. 40.000 yıl kadar önce çağdaş iskeletleri, üstün silahları ve başka ileri kültür özellikleriyle cro-magnonlar avrupa’ya geldiler. birkaç bin yıl içinde yüz binlerce yıldır avrupa’nın tek yerleşik insanları olarak evrimleşmekte olan neanderthallerden iz kalmadı. bu sonuç bize cro-magnonların bir şekilde çok üstün teknolojilerini, dil becerilerini ya da beyinlerini kullanarak neanderthallere hastalık bulaştırdıklarını, onları öldürdüklerini ya da onların yerini aldıklarını, geriye de neanderthaller ile cro-magnonlar arasında bir melezleşme olduğuna dair çok az kanıt bıraktıklarını ya da hiç bırakmadıklarını kuvvetle düşündürmekte.

Cro-magnon kafa iskeleti yapısı


buzul çağları sırasında okyanusların suyunun öyle büyük bir bölümü buzullarda hapsolup kalmıştı ki deniz seviyesi bütün dünyada şimdiki seviyesinin yüzlerce metre altındaydı. bunun sonucu olarak da endonezya adaları sumatra, borneo, java ve bali ile asya arasında bugünkü sığ deniz yerine kuru toprak vardı. bu toprak parçasına sundaland adı verilir. aynı şekilde yeni gine ve avustralya arasında bulunan arafura denizi de yerini toprağa bırakmıştı. avustralya ve yeni gine'nin birleşik olduğu bu parçaya da sahul adı verilir. ancak yine de bu iki kara parçası arasında atalarımızın buraya geçmesini engelleyecek derin denizler vardı. engel vardı ancak atalarımızın zekası da vardı. 


tarihte bilinen ilk deniz araçları bu tarihlerde yapıldı. mö. 40000 yıllarında, kimine göre balıkçıların akıntıya kapılmasıyla, kimine göre de bilinçli olarak yeni gine, avustralya ve yeni zelanda gibi adalara geçildi. aynı şekilde bu adalarda yaşayan dev hayvanlardan oluşan megafaunanın yok oluşu da m.ö. 40000 yıllarına rastlamaktadır. bir tonluk kertenkele, dev piton, karada yaşayan timsah gibi şaşırtıcı derecede büyük sürüngenler vardı. ve en bilinen örneklerden biri olarak yeni zelanda'nın moa kuşu vardı. tüm bu hayvanların yok oluşu bu tarihlere denk gelmektedir. bugün ise avustralya'da kanguru haricinde iri bir hayvan kalmadı.

Moa kuşu


son buzul çağı ortalama olarak 12 bin yıl önce yaşandı. bu tarihlerde bering boğazı'nın yürüyerek geçmeye müsait olmasıyla beraber, amerika kıtasında insan yerleşimi başladı. bu insanlardan en bilinenleri clovis avcıları diye anılır. amerika kıtasında dev tembel hayvanlar, aslanlar ve mamut gibi canlılar yaşıyordu. clovis avcılarının mızrakları mamut iskeletleri ile birlikte bulunmuştur. dev tembel hayvanların ise insanlar tarafından yaşam alanlarının küçülmesiyle birlikte, güneye doğru inerek jaguar gibi avcılara yem olduğu düşünülmektedir.

tüm bu yok oluşlara sebep olacak bir şey daha var ki; iklim değişikliği. bu yok oluşları iklim değişikliğine bağlayan bilim insanı sayısı azımsanacak düzeyde değil. ancak bir önemli nokta bulunuyor. buralarda yaşayan canlılar tarihte; örneğin amerikadakiler 27 tane iklim değişikliği gördü. neden bu değişiklikler sürecinde yok olmadılar da insanın gelişiyle beraber yok oldular? kanıtlar sadece bunlarla bitmiyor. tarihe daha yakın baktığımızda mauritius dodosu, bazı kaplan türleri gibi canlıların insanlar tarafından yok edildiği açık.

sadece teknolojiye, ateşli silahlara sahip olan bizler değil, elinde mızrak olan akıllı cro-magnonlar da birer katildi.

not: tüfek, mikrop ve çelik kitabından edinilen bilgiler neticesinde yazılmıştır.