Yedek Kaldığı İçin İntihar Eden Futbolcu: Abdón Porte'nin Dramatik Hikayesi
1893 yılında urugay'ın montevideo şehrinde doğan porte, futbol kariyerine colon'da başlayıp kısa sürede gösterdiği performansla libertad takımına transfer olmayı başardı.
daha sonra porte, çocukken hayalini kurduğu takıma yani montevideo şehrinin en büyük takımına nacionel'e transfer oldu.
ilk başlarda nacional'de defans oyuncusu olarak görev alan porte, ilerleyen maçlarda orta sahanın merkezinde de görev almaya başladı. porte, çok geçmeden takımının lideri olmayı başardı ve bir çok kupa kazanan national takımının başarılarla dolu döneminde yükselen yıldız oldu.
porte, bu performansı milli takımada taşıdı ve 1916 yılında arjanti'nin ev sahipliği yaptığı copa america'yı da kazanarak urugay milli takımı ile şampiyonluk yaşadı.
1918 yılında nacional takımı kadroda ciddi değişiklikler yaptı ve takımı gençleştirme kararı aldı. bu dönemde porte orta sahadaki yerini alfredo zibechi'ye kaptırdı ve 1916 - 1918 yılına kadar national'da çok kötü bir performans sergiledi. bu kötü performansıyla porte, taraftarların ciddi protestolarına maruz kaldı. her maç ıslıklanan ve taraftarların hedefi haline gelen porte'nin psikolojisi bozulmuştu.
nacional takımının geleneklerine göre, her galibiyetin ardından futbolcular kulüp binasında buluşur ve eğlence düzenlenirdi.
yine böyle bir galibiyetin ardından kulüp binasında toplanan tüm futbolcular porte hariç eğlenmeye devam ediyordu. porte ise o sırada en yakın arkadaşı charley'in yanına gidip ona veda etmiş ve tüm futbolcuların kulüp binasından ayrılmasından sonra tek başına kalmıştı.
kulüp binasında tek başına kalan porte bir elinde silah diğer elinde ise iki tane mektupla son bir defa central park stadyumu’nun çimlerine ayak bastı ve santraya doğru yürüdü. santra noktasına geldiğinde ise porte silahı kalbine götürdü ve ateş etti. porte aşık olduğu takıma işte böyle veda etti.
sabah olduğunda stadyum görevlisi santrada yerde yatan birini gördü ve bu adamın uyuduğunu düşünerek santra noktasına doğru yürüdü. santra noktasına geldiğinde yerde nacional efsanesi abdon porte, bir elinde silah, diğer elinde iki mektupla ölü bir şekilde yattığını gördü.
ilk mektubunda çok sevdiği kulübüne şöyle veda ediyordu: "bu veda benim için zor ama yapmak zorundayım. artık yük olduğumu hissettiğim bu kulübe veda ediyorum. ailem ve tek aşkım nacional kulübü bundan sonra size emanet."
ikinci mektupta ise porte ailesine böyle veda etti: "ailem sizleri çok seviyorum, en az nacional formam kadar çok seviyorum. biricik sevgilim seni daima sevdim ve asla unutmayacağım." diyerek sözlerine son veriyordu.
yaşanan bu dramatik olaydan sonra grand parque central stadı'nın kale arkası tribünün ismi "porte tribünü" oldu.
kaynak: buzzspor