Yıllarca Kendisiyle Uğraşan Birinden: Panik Atak Hakkında Bilmeniz Gerekenler
panik atak hakkında 7 yıldır tecrübeli biri olarak ve tez yazıcak kadar ulusal ve uluslararası araştırma yapmış birisi olarak birkaç kelam etmek isterim. biraz uzun olacak ama umarım birçok kişiyi bilgilendirebilir ve hayatlarını kolaylaştırabilirim.
ilk olarak söylemek isterim ki panik atak diye bir rahatsızlık yoktur. rahatsızlık olan şey panik bozukluktur. panik atak günlük yaşamda her insanın ve tüm memeli canlıların biyolojik yapıları gereği yaşadığı alarm durumudur. bir insan korktuğu, heyecanlandığı (kavga, korkulan bir durumla karşılaşma, öznel fobiler v.s) tüm durumlarda sempatik sinir sisteminin devreye girmesi sonucu bu belirtileri yaşar (kalp çarpıntısı, hızlı nefes alıp verme, terleme, titreme, baş dönmesi, görme bulanıklığı vs) vücuttaki belirtilerin şiddeti korku ya da heyecan düzeyiyle doğrudan ilişkilidir.
panik bozukluk ise kaygı bozukluğudur, bu sebeple internette okunan etraftan duyulan birçok hikaye sizin zaten bozuk olan kaygı düzeyinizi arttırmaktan ve acaba bana da bunlar olacak mı soruları sormanızdan ve daha da kötüye gitmenizden başka kolay kolay bir işe yaramaz.
panik bozukluk temel olarak tanımlarda " beklenmedik anda, vücudunuzun sanki bir odada kaplanla karşı karşıya geldiğinizde yaşayacağınız belirtileri ortada herhangi bir sebep yokken gerçekleşmesi" olarak tanımlanır. esasında düzeltilmesi gereken nokta tam olarak da budur.
her şey esasında bir yanlış anlama ile başlar
ilk panik atağınızı o anda ne yapmakta olduğunuzu ve ne düşündüğünüzü hatırlamanız işinizi çok kolaylaştıracaktır. zira ilk yaşanan panik ataktan sonrakiler esasında sadece artçılardır. bilişselci kurama göre x bir günde vücudunuzda alışılagelmemiş bir değişiklik hissedersiniz (çarpıntı, nefes daralması, baş dönmesi vb) bunu o anki duygu durum ve içerisinde bulunduğunuz psikolojinizle felaketleştirirsiniz ve ciddi bir korku duyarsınız. korku neticesinde belirtiler bir anda aşırılaşır ve şiddetlenir. düşüncelerinize daha çok inanırsınız ve soluğu acilde alırsınız. yaşadığınız şey o kadar korkutucu gelir ki işte bu andan sonra bana ne oldu soruları sorar ve sonucunda kendinizi doktor doktor gezmekten alamazsınız. onlarca test ve geldiğiniz noktada sapasağlamsınızdır. ortada kalan son şey panik ataktır. bundan sonrası ise internet vb kaynaklarda bilgi aramak ve insanların kötü anlarında girdiği bilgileri okuyup daha da kötü hissederek iyice dibe batmaktır.
esasında ilk panik atağınızı tetikleyen o vücut belirtisinin yüzlerce sebebi olabilir ama burada önemli nokta, o anki psikolojiniz ve durumunuzla daha önce yapmadığınız bir şekilde belirtiyi felaketleştirmeniz ve doğal olarak vücudunuzun sempatik sinir sistemini aşırı aktive etmenizdir. bundan sonrasında ise sürekli bir beklenti haline girdiğiniz için; zira tanımlarda panik bozukluk ortada hiçbir sebep yokken vücudun alarm durumuna geçmesi olarak tanımlanır. bu alarm düğmesine sizin bastığınızı bilmeniz çok önemlidir. ilk panik atağınızı yaşadığınızdan sonra girdiğiniz beklenti anksiyetesi, vücudunuzun ritmini her zaman yukarıda tutacaktır. bunun neticesinde vücudunuzdaki x bir değişikliği yakalayıp "eyvah tekrar mı yaşayacağım" ya da "şurada yaşarsam" kaygısı ile arttırıp tekrar bu kısır döngüye gireceksinizdir.
bu işin kesin çözüm yolu
1- fight flight savaş kaç tepkisinin yani esasında panik atağın ne olduğunu nasıl oluştuğunu ve bu durumun maksimum 10 dk sürdüğünü (zira böbreklerimiz sınırsız adrenalin üretemez), vücudun doğası gereği genlerimizden gelen bir savunma mekanizması olduğunu bilmek.
2- hiçbir şekilde ölmek, bayılmak ya da çıldırmaya yol açmayacağını, etrafınıza zarar vermeyeceğinizi sizin istemediğiniz hiçbir şeyi yapmayacağınızı bilmek.
3- asla ve asla çaresiz olmadığınız bilmektir.
temel olarak panik bozukluk ilaçla tedavi edilmez. ilk yaşanan panik ataktan sonra şanslıysanız ve benim 7 senede yaşadıklarımı sizi karşısına alıp anlatacak doktoru bulursanız 1 günde kurtulursunuz.
ilaç olarak ssri diye tabir edilen paxil lustral vb ilaçlar kaygı düzeyinizi düşürüp semptomları baskılar ama temelde değiştirilmesi gereken felaketleştirici düşünceden kurtulmaktır. birkaç yıl paxil kullandım yazılan yan etkilerin 1 tanesini dahi yaşamadım.
xanax vb türevler anlık olarak kurtarıcıdır (denemedim).
buralarda da çok meşhur olan dideral tarzı beta blokerler. (panik atak eşittir adrenalin. yarım dideral adrenalinizi baskılayacağı için günde iki kere içilen yarım dideral ile panik atak isteseniz dahi yaşayamazsınız) birkaç kere sunumlarda vs denedim işe yarıyor.
sözün kısası bilimsel veriler okuyun. bilişsel davranışçı terapi uygulayan mümkünse psikiyatr ile tedavi olun. tıp biliminde (şeker, tansiyon vb) hastalıkların tedavisi yoktur. sadece semptomlar ortadan kaldırılır ancak panik bozukluğun tedavisi vardır.
bu rahatsızlıkla ilgili bilinmesi gereken bir diğer nokta şudur ki internette okuduğunuz tüm yorumlar esasında kişilerin kaygı düzeyleri yüksekken yazdıklarıdır. dolayısıyla olumlu bir şey bulmanız çok zordur. bir çoğu da abartıdır. bu rahatsızlıktan sonra üniversite ve master bitirdim. 2 çocuk sahibi oldum. yurt dışı gezileri yaptım. tüm taşıtları kullandım. geçenlerde de roller coaster'a bindim. umuyor ve diliyorum ki internette mümkün mertebe bu rahatsızlıkla ilgili yazılan birçok saçmalıktan uzak durursunuz ve çok kolay olan bu rahatsızlığı anlamanız ve alt etmeniz için benim gibi yüzlerce makale okumak durumunda kalmazsınız.
unutmayalım düşünceler duygularımızı, duygularımız davranışınımız davranışımız da karakterimizi benimliğimizi oluşturur.
anksiyete = heyecan, kaygı, korku duymaktır. anksiyetenin düşünmeden oluşması gibi bir durum söz konusu dahi olamaz.
bir örnekle tamamlayalım
günümüzden sıradan bir insan ve bir ilkel kabile üyesi aynı odada oturuyorsunuz. kapı açılıp içeriye elinde tabanca ile yüzü maskeli birisi girdi. bu durumda bu iki insanın hissettikleri ne olacaktır? kabile insanı anlamsızca bakacak, diğer kişi ise panik atak yaşayacaktır. temelde her ikisi de aynı insan. yalnız günümüz insanı giren kişinin elindeki silahın ona zarar verme öldürme, imkanı olduğunu bildiği için korkmaktadır. bu sebeple bu rahatsızlığın çözümü bilişsel yollarla olacaktır. vücudumuz masumdur. değişmesi gereken felaketleştirilmiş otomatik düşünce kalıplarıdır.