Yürümemek Modern İnsanı Nasıl Karamsarlığa Sürüklüyor?

Yürümek, zihnimizi hafifleten bir terapi yöntemi; çünkü kulaklıksız, ekranlardan uzak, sadece adımlarımıza ve düşüncelerimize odaklandığımız anlarda, bastırdığımız duygularla yüzleşme ve içsel dengemizi bulma şansı yakalarız.
Yürümemek Modern İnsanı Nasıl Karamsarlığa Sürüklüyor?

depresyonun kaynağı yürümemektir. genetik vb faktörlerce tetiklenen ağır hastalık derecesindeki depresyonu hariç tutarak söylüyorum, depresyonun ana kaynaklarından biri bastırılmış duygular, kendinle hesaplaşamama ve iç kaostur. zaten terapi de sizin geçmişteki sorunlarınızı, içinizdeki kaosu kendinizle çözmeye yaramaz mı?

modern dünyada psikolojik sorunların neden bu kadar fazla olduğunu düşünüyorsanız söyleyeyim: insanın düşünmeye, kendi benliğiyle baş başa kalmasına zamanı olmamasındandır.

evden çıkıyoruz, yürürken veya otobüse bindiğimizde kulağımızda kulaklıkla müzik veya podcast dinliyoruz. dinlenirken televizyon izliyoruz, yatmadan önce telefona bakıyor veya kitap okuyoruz. burada podcast dinlemek, kitap okumak gibi şeylerin kötü olduğunu ima etmiyorum, demek istediğim şey başka. biz kendimizle baş başa kalabileceğimiz anların her birinde zaten farklı uyaranlara maruzuz. bunun haricinde iş veya okulla ilgileniyoruz. kafa hep dolu, beyin her daim bir şeyle ilgileniyor.

bundan 200 sene önce sıradan bir insan tarla sürüyordu, yaptığı şey sabit git-gel tarla sürmekti. insanlar çobanlık yapıyordu, koyunla beraber yürüyor veya koyun otlanırken durup düşünüyordu. kervanlarla, atlarla, develerle seyahat ediyordu. insanlar gitmek istediği bir yere aynı gün içinde uçakla veya hızlı trenle değil haftalarca süren yolculukla bazen yapayalnız yürüyerek veya hayvan sırtında oturarak ilerliyordu. çobanlık yapıyorsa bir yandan tiktok açmıyordu, tarla sürerken kulağında kulaklık olamazdı. peki insanlar ne mi yapıyordu? kendiyle baş başa kalıyordu. kendisiyle hesaplaşabiliyordu, iç muhakemesini yapabiliyordu. biz bugün tüm bunlardan mahrumuz.

yürümek dediğiniz şey zaten çok değil 100-200 sene öncesindeki insanların hep yaptığı bir şeydi. yürürken sadece yürürseniz, beyniniz boş olursa (kulaklık vs olmadan, telefonla konuşmadan) sadece bacaklarınız çalışırsa düşünürsünüz. kendinizle muhakeme yapabilirsiniz çünkü beyin dediğimiz organın buna fırsatı olur.

bazen kendimizi, kendimizle baş başa bırakalım dostlar. yürümek de bize bu fırsatı sunar. bir ormanda, açık havada nefes alarak yürüyelim, kendimizle kalalım. nitekim şu anda bizim özümüz bu. belki 1000 sene sonraki insanın özü bu olmayacak ama biz beyninin her an farklı uyaranlarla dolu olduğu, bambaşka şartlarda bulunan, gün içinde saatlerce oturan ilk nesilleriz. her an dolu bir beyinle kendi iç muhakemenizi yapamaz ve her şeyi biriktirirsiniz. eninde sonunda farklı sebeplerle, bazen depresyon bazen strese bağlı fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkar.